En Sıcak Konular

Ulusalcılar neo-conlarla birlikte gider mi?

28 Haziran 2007 12:40 tsi
Ulusalcılar neo-conlarla birlikte gider mi? Türkiye’de artan ulusalcı dalga kimilerine göre pek de ulusal değil. Daha çok “dış reflekslerin” ürünü olan bu akım ile Amerikan neo-conlar arasında açık bağ olduğu ileri sürülüyor. Amerika’daki neo-conlar gidiyor! Peki, Türkiye

Türkiye’de özellikle AB üyelik süreci ile ortaya çıkan, daha sonra AKP hükümetine karşı amansız bir muhalefet kimliğine bürünen ulusalcılık akımı ile ilgili ilginç iddialar ortaya atılıyor. Üstelik bu iddialar ulusalcılığın bir düşünce olmaktan ibaret kalmayıp, kimi çetelerin ulusalcı söyleme sahip olmasıyla daha da önem kazanıyor. Geçtiğimiz günlerde ABD’de bir düşünce kuruluşunda tartışıldığı ileri sürülen dehşet senaryosu ile Cengiz Çandar’ın gündemine aldığı ulusalcılık, kimi emekli binbaşıların evlerine yapılan baskınlarla ele geçen ve arasında Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine saldırılar ile bağ kurulan bombalar ile yeniden tartışma konusu.

İki gündür köşesinde konuyu işleyen Çandar ulusalcılığın “ulusal” bir akım olmadığı iddiasında. “Türkiye’nin iç politika dalgalanmaları, mutlaka, dış dinamiklerin çizdiği çerçeve içinde cereyan eder” diyen Çandar’a göre “Türkiye gibi bir ülkede, ‘milliyetçilik’ olsun, ‘ulusalcılık’ olsun, dış dünyanın Türkiye üzerindeki politikalarının bir parçası olmaya mahkumdur, bu bakımdan, sandıkları kadar ‘ulusal’ da olamazlar. Birileriyle, onların Türkiye üzerinden gerçekleştirmek istedikleri hesaplarına, isteseler de, istemeseler de, ‘aracılık’ yaparlar, onların ‘uzantısı’ haline gelirler.” Cengiz Çandar bu saptamasından sonra daha da ileri gidiyor ve ekliyor: O yüzden, Türkiye’de “ulusal” nitelikte bir “askeri darbe” olması, taraftarları aksine ne kadar iddia ederlerse etsinler, mümkün değildir.

Darbeler ve dış etkiler

Cengiz Çandar’ın bu yaklaşımını Ankara’da Gölge Oyunları isimli bir kitap çıkaran Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Bülent Orakoğlu da paylaşıyor. Orakoğlu Türkiye’deki darbeleri incelediği kitabında Türkiye’deki darbelerin dış konjonktürden kaynaklandığını ve bundan beslendiğini ileri sürüyor. Orakoğlu buna bir örnek olarak 1980 askeri darbesini veriyor. Bu darbe sonrasında ülkenin tüm şehirlerini kapsayan şiddet ortamının bıçak gibi kesildiğini belirten Orakoğlu darbeyle birlikte Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına geri döndüğünü belirtiyor. Çandar’a göre ise bu Batı güvenlik sisteminin, uluslararası satranç tahtasında Afganistan ve İran’daki gerilemenin, Türkiye’yi “tahkim ederek” ve Yunanistan’ı NATO’nun askeri kanadına alarak, önünü kesmesinden başka bir şey değil.

Ulusalcı-neocon yakınlığı

Çandar’a göre Türkiye’deki ulusaycı yapı ile Amerika’daki neo-con yapı arasında ciddi bir bağ var. Neoconların iki önemli ismi Richard Perle ve Michael Rubin’in iki düşüncesini vurgulayan Çandar’a göre ikilinin Türkiye’yle ilgili söylemleri ile, bizdeki “ulusalcı” söylem ile “uyumlu”. İkilinin “Türkiye’nin AB’de yeri olmadığı, AB sürecinin Türk Silahlı Kuvvetleri’ni güçten düşürme amacı güttüğü” ve “Ak Parti’nin Türkiye’yi tehlikeli biçimde “şeriat devleti”ne sürüklemekte olduğu geliyor” şeklindeki iddialarını hatırlatan Çandar önemli bir uyarıda bulunuyor: Bu şahsiyetlerin, hemen tümü, "bu yıl sonlarında İran’a sert ve sonuç alıcı bir askeri darbe indirilmesi” görüşünü taşıyorlar. Daha açık bir ifade ile: ABD’deki “ekstremist-Neo Con” ekibin, bu ekibin “sağcı-Siyonist” kanadının İran’a “nükleer programı durdurmak” amaçlı olarak büyük bir hava harekatıyla vurmayı takıntı hale getirmesi ve bu amaçla, İran’a giden yolları bu amacına uygun “lojistik” alanlar haline dönüştürmeyi hedeflemesi.

Neo-conlar gidiyor!

Neoconların İran’a bir müdahaleyi arzuladıkları aslında gizlenmeyen bir gerçek. Ancak neo-conların Washington’da artık bir etkisinin kalmadığı, ABD’yi Irak’ta düşürdükleri durumdan sonra saygınlıklarını yitirdikleri biliniyor. Öyle ki uzun bir süredir Amerikan yönetiminden tek tek uzaklaştırılan neo-conların tek dayanağı Başkan Yardımcısı Chenney olarak kalmış gibi görünüyor. Başkan Bush’un 2008 yılında başkanlıktan ayrılmasına kesin gözüyle bakılırken, Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu ele geçiren demokratların farklı politika istedikleri belirtiliyor. Buna örnek olarak da Temsilciler Başkanı Pelosi’nin görevine geldikten hemen sonra Suriye’yi ziyaret etmesi gösteriliyor. Elbette, demokratların iktidarında da Amerika’nın özellikle Orta Doğu politikasında radikal bir değişim beklenmiyor. Belki yöntem değişikliği olabilir. Ancak Cumhuriyetçilerin iktidarının sonunda saygınlığını iyiden iyiye yitiren neo-conların demokratların iktidarında tamamen izole edileceği ileri sürülüyor. Bu halde, Çandar’ın iddiası doğruysa, yani Türkiye’deki ulusalcılar heo-conlar ile aynı dalga boyundaysa, neo-conlar izole edildiğinde Türkiye’deki ulusalcılığın sonunun ne olacağı merak konusu!

www.iyibilgi.com



Bu haber 655 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,159 µs