En Sıcak Konular

Erdoğan'ın sosyalistlere CHP şartı

28 Haziran 2007 09:48 tsi
Erdoğan'ın sosyalistlere CHP şartı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sosyal demokrat partilerin üye olduğu Sosyalist Enternasyonal'in kendilerini üyeliğe davet ettiğini açıkladı. Erdoğan bu soruya 'Katılırız ama bir şartla' diye cevap verdi. Başbakan Erdoğan'ın şartı neydi?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye istikrar, güven, adalet, kalkınma istiyor. O yamalı koalisyon dönemi bitti. O iradesiz siyaset biçimi 3 Kasım'da tasfiye oldu. 22 Temmuz'da tüm kalıntılarını da benim aziz milletim tasfiye edecektir. Bunu görüyorum'' dedi.

Partisinin il başkanlığınca, İstanbul milletvekili adaylarının tanıtılması amacıyla Abdi İpekçi Spor Salonu'nda düzenlenen toplantıda konuşan Recep Tayyip Erdoğan, ulusun, kimin ne kadar enerjisi, vatan aşkı olduğunu, ülkenin kaderini sahipleneceğini artık çok iyi bildiğini belirterek, ''O balon uçurtma siyasetinin devri geçti. Siyaset dürüst olmaktır'' dedi.

Erdoğan, Türkiye'de iki anahtar vadedenlerin de 'O ne veriyorsa ben iki mislini vereceğim' diyenlerin de görüldüğünü belirterek, ''Onların aile fotoğraflarını da, o fotoğraflarda yer alanların Türkiye'nin tüm varlıklarını emdiklerini de, milletin tasarruflarını iç edip yurt dışına kaçanları da gördük'' diye konuştu. Artık Türkiye'nin o günlerin Türkiye'si olmadığını, dünyada olup bitenleri tek ajanstan, radyodan, TV'den izlemediğini, olup biten her şeyi adım adım izleyip analiz yaptığını vurgulayan Erdoğan, ''Şimdi diyorum ki karar milletimizindir. Milletimizin bu kararını yanlış bilgilendirmelerle, yalanlarla karartmanın imkanı ve ihtimali kalmamıştır'' şeklinde konuştu.

Erdoğan, Türkiye'nin istikrar, güven, adalet ve kalkınma istediğini belirterek, şöyle devam etti: ''O yamalı koalisyonlar dönemi bitti. O iradesiz siyaset biçimi 3 Kasım'da tasfiye oldu. 22 Temmuz'da tüm kalıntılarını da benim aziz milletim tasfiye edecektir. Bunu görüyorum. Demokrasiye kimin ne kadar sadakatle bağlı olduğunu, milli egemenlik haklarına kimin sahip çıktığını bu millet çok ağır biçimde gördü ve kararını verdi.''

''TÜRKİYE, GERİYE DOĞRU HİÇBİR ADIM ATMAYACAK''

22 Temmuz'un önceden verilmiş bir kararın, aydınlanmış bir irade beyanının açığa kavuştuğu gün olacağını dile getiren Erdoğan, ''Türkiye geriye doğru hiçbir adım atmayacak'' dedi.

Başbakan Erdoğan, tek parti iktidarının ne anlama geldiğini ekonomik göstergelerin 70 milyon vatan evladına gösterdiği gibi bütün dünyaya da gösterdiğini belirterek, ''Milli iradenin sabote edildiği Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar Türkiye bütün dünyanın dikkatini çeken bir istikrar adası oldu. Çünkü milletin hukukunu her şeyin üzerinde tuttuk. Her konuşmamızda, her eylemimizde 70 milyon vatandaşımızın kardeşliğine vurgu yaptık'' diye konuştu.

5 yıla yakın bir süredir millete layık olmaya çalıştıklarını, milletin hissiyatından, fikriyatından, gönül dünyasından bir an için bile kopmamak için gayret gösterdiklerini anlatan Erdoğan, ''Ama şükürler olsun ki bu iktidar ilk günden bugüne milletin iktidarı oldu. Ama kuru sıkı slogan atanların, güneşe çamur bulaştırmaya çalışanların söyleyecek bir tek sözü yok'' şeklinde konuştu.

Bu grubun, '2000 ya da 2001 daha iyiydi, 2001 yılında enflasyon daha iyiydi, işsizlik daha azdı' gibi şeyler söyleyemeyeceğini ifade eden Erdoğan, '''Bizim iktidarımızda yolsuzluk yoktu, ihaleye fesat karıştırmak yoktu, banka boşaltmak yoktu, anayasa fırlatmak yoktu' diyebilirler mi?'' diye konuştu. Erdoğan, bu grupların, sebep oldukları krizleri unutmuşcasına ''pişkin pişkin'' ortalarda gezdiklerini, ancak dün koalisyon ortağı olanların bir gün sonra birbirinin yüzüne bakamaz hale geldiğini ifade ederek, Türkiye'yi o karanlık günlerden AK Partinin çıkardığını belirtti. AK Partinin milli geliri 180 milyar dolardan 400 milyar dolara çıkardığını, Türkiye'nin köylerini yolsuz ve susuz bırakmamak gayreti gösterdiğini anlatan Erdoğan, o dönemlerin tek ezberlenen kelimesinin ''zam'' olduğunu söyledi. Erdoğan, tüm bunların cevabını halkın bildiğini vurgulayarak, ''Kimin toplumla kavgalı olduğunu, kimin yüreğinde hizmet aşkı taşıdığını iyi biliyor, karamsar senaryolara bu millet geçit vermeyecek. Herkesin yüreği ferah olsun. Yarın bugünden de daha güzel olacak'' diye konuştu.

''DEMOKRASİ AÇIĞI OLUŞTURMAK İSTEDİLER''

 Kendilerinin, bu milletin efendisi değil, hizmetkarı olduklarına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bu hizmete devam etmek için ne diyoruz; durmak yok, yola devam. Gördünüz, demokrasi açığı oluşturmak istediler, mahcup oldular, Meclis'ten kaçtılar. Ana muhalefetin koltuklarında bir kişi yoktu. Yavru muhalefetin koltuğunda da bir kişi yoktu. Kaçtılar. Hatta kapıları tuttular. Olur ki içeri girmek isteyenler olur. Onların da önünü kestiler ve biz bu Meclis'te bunları yaşadık'' Başbakan Erdoğan'ın bu sözleri üzerinde salondan ''yuh'' sesleri yükseldi.

Bunların katlanılır, yenilir yutulur işler olmadığını ifade eden Erdoğan, bunların derdinin ülkeye hizmet değil, 'yasama organının önünü nasıl keseriz' olduğunu söyledi. ''Bakınız rejim tartışması açtılar, ellerinde kaldı, mahcup oldular. Halka güvenmediklerini alenen ilan ettiler'' diyen Erdoğan, o grupların dünyayla Türkiye'nin ilişkileri için izolasyonu, yani kapalı rejimi de önerdiklerini belirtti.

Erdoğan, şöyle devam etti: ''Şimdi dünyanın sosyal demokratları bize ne diyorlar biliyor musunuz. 'Türkiye'deki sosyal demokrat partinin veya kimliğini sosyal demokrat olarak ilan eden bu ana muhalefet partisinin sosyal demokrasiyle alakası yok. Siz daha sosyal demokratsınız' diyorlar. 'Acaba biz sizi Sosyalist Enternasyonale alsak, gelmez misiniz?' diyorlar. Dedik ki: CHP'yi çıkarın gelelim. Çünkü onlarla bir arada olunmaz.'' AB sürecinde gerçekten kendilerine en büyük desteği verenin Avrupa'daki sosyal demokratlar olduğunu, beraber iyi çalıştıklarını da vurgulayan Erdoğan, ''Şimdi ülkemizin artan itibarından, uluslararası yatırım için bir cazibe merkezi olmasından da bu ana muhalefet rahatsız oluyor. Kendilerine de millete de güvenleri yok'' dedi.

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ulusalcılık, içe kapanmak, dünyanın gittiği istikamete sırtını dönmek, dünyadan kopmak değildir, olamaz. Milliyetçilik kuru bir slogan olamaz. Milliyetperverlik milletine hizmet etmektir. Soruyorum, işte gördünüz son zamanlarda; cumhura karşı olan cumhuriyetçi olabilir mi, halkına karşı olan, halkının duygularını hiçe sayan halkçı olabilir mi, milletine saygı duymayan milliyetçi olabilir mi? Olay bu. Ülkesinin hamuruna, şerefine, üretimine, emeğine, hukukuna sahip çıkmaktır asıl milliyetçilik. AK Partinin Türkiye'ye, Türk Milletine güveni tamdır.'' AK Partinin değişimden korkmadığı için bütün sosyal kesimlerin temsilcisi olduğunu dile getiren Erdoğan, ''Çünkü AK Parti 70 milyonun mutluluğunu, huzurunu, kardeşliğini istiyor'' dedi. ''Biz istesek de küçük düşünemeyiz, çünkü biz bir cihan imparatorluğunun hatırasını yaşıyoruz'' diyen Erdoğan, onun için kısır bir siyasetin içinde olamayacaklarını belirterek, ''Bu bir kavim, kabile, aşiret, hizip, mezhep, zümre siyaseti olamaz'' diye konuştu.

''BİZ, SAĞ-SOL AYRIMI TANIMIYORUZ''

 Bu konuda Mehmet Akif Ersoy'un ''Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz, gelmişiz dünyaya millet, milliyet nedir öğretmişiz'' sözlerini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Onlar küçük düşünüyorlar, çünkü onların güven sorunu var. 'Biz üretemeyiz, rekabet edemeyiz' diyorlar. 'İki Türkiye fotoğrafı var' diye yazan Türkiye karşıtı yabancı gazetecilerin bu tanımına sahip çıktılar ve çok tehlikeli bir oyun oynadılar. Yok öyle bir şey. Biz sağ sol ayrımı tanımıyoruz. Marjinal siyaset modellerine teslim olmuyoruz ve olmayacağız. Her zaman söylüyorum biz, tek millet, tek bayrak, tek devletiz. Bir tek tarihimiz var ve bunun için özellikle o bayrak da hepimizin, şehitlerimizin şahadet kanı var. Türkiye Cumhuriyeti'nin değerleriyle milletin değerlerini karşı karşıya getirmeye çalışan halk karşıtı bu köhne seçkinci anlayışa bizler teslim olmayacağız ve asla bu hareket buna da teslim olmayacak. Şimdi seçim zamanı.''

Meşruiyet krizini yaşayanların kendilerini 22 Temmuz'da millete izah etmeleri gerektiğini ifade eden Erdoğan, İstanbul'un tarihi havasına ve yüzyıllarca dinlerin bir arada kardeşçe yaşadığına da işaret ederek, ''Burada kimsenin yaşama biçimi, yaşama üslubu yek diğerini tehdit edemez, etmez. Burası bizim yurdumuz, burası bizim anavatanımız'' diye konuştu. Burada Çanakkale'nin, Saraybosna'nın, Üsküp'ün, Manastır'ın olduğu gibi Şam'ın, Yemen'in, Aşkabat'ın da emaneti bulunduğu, İstanbul'un, Türkiye'deki 70 milyon vatandaşın kardeşini, teyzesini barındırdığını vurgulayan Erdoğan, ''Bir kez daha söylüyorum; en az ülkemiz kadar büyük düşüneceğiz'' dedi. Erdoğan, seçim beyannamelerini, ''Durmak yok, yola devam'' diye açıkladıklarını ifade ederek, ''Karar, eminim bu çerçeveye oturan bir karar olacaktır. Durmak yok, yola devam'' diye konuştu.

haber7

 



Bu haber 193 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,954 µs