En Sıcak Konular

CIA'nın çok gizli Türkiye raporu

28 Haziran 2007 09:15 tsi
CIA'nın çok gizli Türkiye raporu CIA’nın gizliliği kalkan dokümanlarından ikisi Özal ve Erbakan ile ilgili... Türkiye'de 90'lı yıllardaki gelişmeler ile ilgili ilginç öngörülerin yapıldığı raporda önemli bir tespit de var: Türkler kriz döneminde hükümetlerinin arkasında durur!

CIA, dün binlerce sayfadan oluşan gizli belgelerin üzerindeki gizliliği kaldırarak ilk kez halka açıkladı. Bunlar arasında en ilgi çekeni Castro’nun öldürülmesi için CIA tarafından 1960’da yapılan suikast girişimiydi. CIA’nın arşivlerine konuyla ilgili bilgi almak için girdiğimizde Türkiye konusunda gizliliği kaldırılmış birçok dokümana rastladık. Türkiye raporları Amerika’nın Türkiye’ye bakışı konusunda çok önemli ipuçları veriyor. Yüzlerce sayfadan oluşan dokümanlar arasında Türkiye için en ilgi çekenlerden biri, 1990 yılında dönemin ABD Başkanı George H. Bush’a (Baba Bush) iletilmek üzere hazırlanan “İslami Fundamentalizm” raporunun Türkiye bölümü ABD istihbaratının Türkiye’de siyasal İslam’ın yükselişini yıllar önce öngördüğünü ortaya koyuyor. İşte rapordan çarpıcı ifadeler:

* Türkiye’de Anayasa, İslami partilerin şeriatı desteklemesini yasaklıyor. Ancak dindar Müslümanlar olan Özal ve birçok bakanı İslam’ı politik kazanç için kullanıyor. Laik kesim olan aydınlar, ordu, batılılaşmış aileler küçük bir grup olmalarına rağmen Türk toplumunda büyük bir role sahipler. Dini temel alan partiler en büyük yükselişi gerçekleştirdikleri 1974 seçimlerinde bile yüzde 10’luk barajı aşabilmiş değil.

* Ancak buna rağmen Türkiye’de siyasi İslam yükseliyor. Özal ve destekçileri İslam’ın bir geriye dönüş olmadığını, dini özgürlüklerin aynı zamanda ifade özgürlüğü olduğunu ve ahlaki değerlerin korunmasını sağladığını belirtiyor. Laik kesim ise Özal ve destekçilerinin gizli bir hedefi olan radikaller olduğunu ileri sürüyor.

Erbakan’a yaradı

* Körfez Krizi Türkiye’deki küçük ve radikallerin hakimiyetindeki ve şu anda mecliste temsil edilmeyen Refah Partisi’ne daha fazla yandaş toplamak ve Türk politikalarında daha fazla rol oynamak için fırsat verdi. Birçok Türk, Irak’ın Kuveyt’i işgaline karşı çıkıyor. Ancak Refah Partisi Amerika’nın müdahalesi ve Suudiler’in bunu kabulüne sert bir şekilde karşı çıktı. Eğer Özal’ın batıya olan desteği geri teper, ve müzakere edilmiş bir anlaşma sonrasında Türkiye daha güçlü ve öç almak isteyen bir Saddam ile karşı karşıya kalırsa Refah Partisi Anavatan’dan meclise girebilecek kadar oy çalabilir.

* Türkiye’nin yüzde 98’i Müslüman olmasına rağmen ibadet eden Müslümanlar’ın oranı yüzde 40. Bu kişilerin yüzde 75’i Cuma namazlarına gidiyor ve domuz eti yemiyor. Ilımlı İslami kuralların Türk yaşam tarzına yerleşmesini istiyor. Radikal dinciler ise nüfusun muhtemelen yüzde 10’undan azını temsil ediyor.

İran ve Suriye teröristleri salar

* Türkler’in genel özelliği, kriz zamanlarında genelde hükümetin arkasında durmaktır. Dini görüşleri ne olursa olsun Türkler, Türk Ordusu’nun Körfez’de askeri varlığına karşı çıkıyor. Bu da “Yurtta Barış Dünyada Barış” felsefesinin bir ürünü.

* Anavatan Partisi’nin şu anki düşük destek oranları dikkate alındığında Körfez krizi olmasaydı bile Refah Partisi’nin meclise girmesi beklenebilir. Körfez Krizi de Refah’ın oylarını yükseltmiştir. İslam ve Milliyetçi unsurları bir araya getiren Erbakan’a bazı milliyetçi kesim de destekliyor.

* Eğer Anavatan seçimlerden iktidar çıkmazsa Erbakan koalisyonda yer alabilir. AB’ye üyeliğe ve İsrail’e karşı çıktığı, İslami ortak pazar kurulmasını istediği için ABD’nin Türkiye’yi batı ekseninde tutma çabalarına zarar verebilir.

* Eğer Türkiye’nin de desteğiyle Saddam’a karşı batı dünyası bir zafer kazanbilirse bu Özal’ın oy oranını, dindar ve laik kesim arasındaki desteğini yükseltecektir. Bu şekilde Türkiye dünyada bir oyuncu haline gelecektir. Ancak bu gibi bir durumda da Türkiye’de Suriye ve İran’dan kaynaklanan İslami terörizm artışı beklenebilir.

CIA’nın tutturdukları ve tutturamadıkları
1990 yılında Türkiye’de İslami hareketin yükselmekte olduğunu görmek için CIA ajanı olmak gerekmiyordu. Her ne kadar dönemin medyası görmezden gelse de RP’nin ilk seçimde TBMM’ye gireceği de kesindi. Nitekim öyle oldu. İlk CIA raporundaki en isabetli cümlenin “Türkler’in genel özelliği, kriz zamanlarında genelde hükümetin arkasında durmaktır” olduğu söylenebilir. Bu tespiti şu günlerde yeniden hatırlamak gerekebilir. Altı yıl sonraki ikinci rapordaki birçok analiz de doğru çıktı. Ancak Türkiye’deki CIA ajanları Erbakan’ın ve RP’nin o zamanki gücünü tam anlayamamışa benziyorlar. Dönemin Başbakanı Erbakan, CIA’nin tahminlerinin tersine Kuzey Irak’ı Saddam’a bırakmadı, bunun yerine, istemeyerek de olsa Çekiç Güç’ün süresini uzattı. Bu adım RP’nin Kürt kanadını memnun ederken geri kalanların çoğu rahatsız oldu ama hiç kimse bu nedenle partiyi terk etmedi; bölünme yaşanmadı.

‘Kürt sorunu RP’yi dağıtabilir’
CIA’nın hazırladığı bir başka rapor ise 1996 tarihini taşıyor ve dönemin başkanı Bill Clinton’a sunulmuş. Günlük bir istihbarat brifinginin parçası olarak hazırlanan bu rapordaki ifadeler ise şöyle:

Türkiye’deki basın haberlerine bakıldığında Türkler’in çoğunun Kuzey Irak’ta olup bitenler konusunda terörle mücadele ve olası bir göçmen akını dışındakilerle ilgilenmediği görülüyor. Türkiye’nin burada düzeni kurup, PKK’nın burayı terör saldırıları için bir üs olarak kullanmasını engellemesine destek veriyorlar. Son dönemde oldukça sessiz olan Başbakan Erbakan, bu bölgenin ordu için önemini biliyor. Refah’ın büyük çoğunluğunun da PKK’nın en büyük karşıtlarından olduğu biliniyor. Ancak Refah’ın Kürt kanadı eğer Ankara Kürt bölgesinin Bağdat’ın kontrolüne verilmesi stratejisini desteklerse protesto edip partiden bile ayrılabilir. Bu da Refah’ın dağılmasına yol açar.

REFAH PARTİSİ’NİN OYLARI

RP(FP/99)

1986: %5.5

1987: %7.2

1991: %16.9

1995: %21.4

1999: %15.4

Vatan



Bu haber 720 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,693 µs