En Sıcak Konular

'Türkler ve Suudiler birlikte yapsın'

19 Mart 2012 09:20 tsi
'Türkler ve Suudiler birlikte yapsın' Mezhep savaşına adım adım...

Maryland Üniversitesi'nde Enver Sedat Kürsüsü'nün başkanı olan Prof. Shibley Telhami, ABD eski başkanlarından Jimmy Carter'in Ulusal Güvenlik Danışmanı Zbigniew Brzezinski ile Afganistan ve Irak savaşlarını başlatan eski başkan George W. Bush'un Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley'i aynı panelde buluşturarak önemli bir etkinliğin altına imza attı. "Değişen Ortadoğu'da Amerika'nın Çıkarları" başlığını taşıyan panele giderken, fırsat bulabilirsem katılımcılara soracağım soru da yukardaki soruydu: Esad'ı iktidarda tutan güç ne?

Sürekli yaptığı kamuoyu araştırmalarıyla işinin profesörü olan Telhami , "Suriye'yi Libya'dan farklı kılan ne?" diye sorduğunda, arkası çorap söküğü gibi geldi.

"Libya'ya müdahaleyi başından sonuna destekledim (NATO müdahalesi daha olmadan ateşli bir şekilde savunuyordu bunu Brzezinski, AA.), Irak savaşına karşı çıktım, Afganistan'a müdahale etmek zorundaydık" diyen Brzezinski devamında esprili bir dille, "Suriye Libya, Esad Kaddafi değil" diyordu. "Daha başka farklılıklar da vardı" diyen Brzezinski, Esad'ı ayakta tutan farkları şöyle ortaya koyuyordu:

- Libya'da, Kaddafi'ye karşı hem siyasi hem de askeri anlamda ciddi bir muhalefet vardı. Ayaklanmalar başladığında bu durum kendisini hemen gösterdi.

- Kurumsallaşmış bir rejim değildi. Daha çok kişi (Kaddafi) merkezli bir rejimdi.

- Bazı aşiretlerin desteğiyle Kaddafi Libya'da ayaklanmaların başladığı güne kadar istikrarı sağladı. Olaylar başlar başlamaz kurumsallaşmış bir rejim olmadığı için istikrar anında çöktü.

- Libya'daki askeri varlıklar daha çok sahil ve sahil kesimine yakın yerlerdeydi. Yani müdahaleye daha açık bir durumdaydı.

Libya örneği ile karşılaştırdığınızda Suriye'de tamamen tersi bir durum söz konusu. Bu komplike durum hem bölge özellikle de bölge dışındaki taraflar için Suriye konusunda ne yapılabileceği konusunda oldukça zorlayan bir durum.

Bölge ve bölge dışı ülkeleri Suriye'ye askeri bir müdahaleden geri bıraktıran durum bu. Mevcut şartlar altında Suriye'ye yönelik askeri bir müdahalenin hata olacağı gün gibi aşikar. "Suriye'ye bir Amerikan askeri müdahalesinin kör destekleyeni olmam" diyen Brzezinski, Amerika için asıl riskin ise sadece Suriye direnci değil, bölgesel çapta bir anti-Amerikan karşıtlığının doğması tehlikesine dikkat çekiyordu.

'BİZ YAPAMAYIZ AMA TÜRKLER VE SUUDİLER YAPAR'

Suriye ile en uzun sınıra Türkiye sahip ve şu ana kadar binlerce kişi Türkiye'ye göç etmiş durumda. Şam yönetimine karşı artan direniş, bazı generallerin sınırı aşarak Türkiye'ye sığınması, Brzezinski ile Hadley'in onlarca kişi önünde yaptığı beyin fırtınası sırasında ortaya attıkları formüller olabilir, gündeme getirdikleri senaryolar gerçekleşebilir mi sorularına neden oluyor.

"Pekiyi, ben neye destek veririm?" diye kendi kendisine sorduktan sonra, "Şuna destek veririm" diyordu özetle Brzezinski:

"Bölgedeki soruna realist bir cevap bulmak zorundayız. Suriye'nin bir doğrudan diğeri dolaylı iki ülkeyle sınırı var. Türkiye ve Suudi Arabistan. Bunlar önemli ülkeler. Ekonomik ve finansal kaynakları var. Eğer onlar Suriye probleminin hareket hattının gerekli olduğunu düşünürlerse, ben Türklerle ve Suudilerle çok açık pozisyon alırım. Özellikle Arap toplumları da genel olarak destek verirlerse, bunu tamamen destekleriz. Öyle Libya'da geriden desteklediğimiz gibi değil, tam destekleriz. Eğer bunun hızlandırılması gerektiğine karar verirlerse, evet bu acımasız bir durum, sonuçlarını tahmin edebiliyorum. Belki de öyle yapacaklar. Ne yazık ki çok da fazla seçeneğimiz yok."

Pekiyi, Rusya ve Çin... İran...

Türkiye ile Suudi Arabistan'ın başını çektiği bir müdahale, Ankara'nın özellikle de kaçındığı, önünü almaya çalıştığı (Suriye üzerinden) Sünni-Şii temsili savaşına dönüşmez mi?!

Ali Akel / Yeni Şafak (İlgili kısım)



Bu haber 2,132 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,950 µs