Kürt ve Türk aydınlardan Nevruz uyarısı!
15 Mart 2012 12:43 tsi
Bahar mevsiminin gelmesiyle birlikte PKK'nın eylem ve hareket sahasıda genişlerken terör saldırılarından endişe duyan aydınlar da Nevruz öncesi provokasyon uyarısı yaptı.
Türkiye'nin bir 'bahar sendromu' yaşamaması için dikkatli olunmasını isteyen aydınlar, yeni Anayasanın inşa sürecinin PKK eylemleriyle bağlantı kurulmadan yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Baharda sabotajlar, terör saldırıları ve patlamaları olabileceğine dikkat çeken aydınlar, hükümetin adım atarken kendisini bekleyen böylesi tuzaklar olduğunun farkında olması gerektiğini vurguladı.
Türk ve Kürt aydınlar, Türkiye'nin demokratikleşme yolunda atacağı adımlar karşısında PKK'nın olası eylemlerine yönelik uyarılarda bulundu. Yeni Anayasa çalışmalarında en büyük engelin şiddet olacağına dikkat çeken yazar Orhan Miroğlu, terör hadiselerinden siyasi iklimin hemen etkilendiğini vurguladı. Hükümetin demokratik zeminde ısrarcı olması gerektiğini belirten Miroğlu, Anayasa için demokratik zeminin önemine dikkat çekti. Miroğlu, "Demokratik zeminden uzaklaşmamak, karşı tarafın şiddeti, planları ve amaçları ne olursa olsun, burada bir siyasi iktidarın toplumun hissiyatını önemsemesi, yani kendisini ona dışarıdan dayatılan bir yeni stratejiye göre değil, kendi gücüne, halk arasındaki itibarına ve saygınlığına güvenle yola devam etmesi gerekir." dedi.
Silvan saldırısından sonra demokratik açılımda bir duraklama değil ilerleme sağlanmış olması halinde Türkiye'nin şimdi bahar sendromu yaşamak zorunda kalmayacağını dile getiren Miroğlu, bu sendromu Kürtlere ve Türklere dayatan güçlerin bu şekilde bir pervasızlık içinde de olamayacaklarını vurguladı. Bu hamlelerin Türkiye'ye karşı olabileceğinin düşünülerek hükümetin siyasi programını yürütmesi gerektiğinin altını çizen Miroğlu, "Benim endişem tabi Kürt siyasetinin, Kürt toplumunu bu süreç itibarıyla bloke edebileceği korkusudur. Çünkü bunu geçmişte de gördük. Bloke edebildi. Referandum sürecinde mesela bu oldu." diye konuştu.
"HER OLUMLU ADIMDA PROVOKATİF EYLEMLER OLUYOR"
Kürt siyasetçi Kemal Burkay ise Türkiye'de olumlu herhangi bir adım atılacağı zaman, Kürt sorununun çözümü yönünde olumlu bir ortam belirdiği zaman bir takım provokatif olayların yaşandığına dikkat çekti. Bazı güçlerin çatışmaların durmasını istemediğini belirten Burkay, PKK ve devlet içindeki bu güçlerin çözüm yönünde bir adım atılmasını istemediğini, eski yanlış yöntemlerin devam etmesini istediğini ifade etti.
Geçmişteki karakol baskınlarını hatırlatan Burkay, dökülecek kan üzerinden gerilim oluşturmak istendiğini belirterek "Süreci sabote etmek, diyaloğu engellemek, çözümü engellemek. Bu güçler ekonomik ve siyasal rant sağlıyorlar. Bunlar bugün bile bu tür rol oynayabilirler." dedi.
12 Haziran seçimlerinden sonrası PKK'nın zincirleme eylemlerini anımsatan Burkay, bunların süreci sabote ettiğini söyledi. Şimdi de benzer tehlikenin bulunduğunu anlatan Burkay, şöyle devam etti:
"Eylemlerden sonra güvenliğe dayalı bir politika izlenmeye başlandı. Ne PKK'nın silahlı eylemleri, ne de bu operasyonlar, sorunun çözümüne katkı verir. Bu durumdan çıkmanın yolu silahları susturmaktır. PKK'nın tek taraflı silah bırakması çözüme hizmet olur. Bu aşamada provokatif eylemler olabilir; dikkatli olmak lazım. Hem Türk hem Kürt kamuoyunun, bu tür olayları istemeyen siyasi çevrelerin, hükümet başta olmak üzere uyanık olması gerekiyor."
"ATILACAK ADIMLAR PKK EYLEMLERİYLE BAĞLANTI KURULMADAN YAPILMALI"
Emekli MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş de yeni Anayasanın inşa sürecinin PKK eylemleriyle bağlantı kurulmadan yapılması gerektiğini söyledi. "Temennimiz, böyle bir eylemliliğin ortaya çıkmamasıdır. Anayasa inşa sürecinin, sürekliliğe sahip bir ateşkesle birlikte yapılması, adımların atılmasıdır." diyen Öneş, bu dönemde tüm taraflara ciddi ve önemli sorumluluklar yüklendiğini belirtti.
Öneş, şöyle devam etti: "Siyasi iktidara ve muhalefete büyük sorumluluklar düşüyor. Bu sorumluluk, yeni Anayasa inşa sürecinin ertelenmeden, muhtemel, temenni etmediğimiz bir PKK eylemliliğine rağmen kesintisiz bir şekilde devam ettirilmesidir. PKK'ya endeksli olmadan, Türkiye insanının ihtiyaç duyduğu değişime cevap verebilen bir Anayasa inşasının temellerinin atılarak; Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu demokratikleşme adımlarının atılarak Türkiye'ye bunun mesajlarının verilerek bir yeni iklimin kazandırılmasıdır. Bu iklimin yaratılmasının öncü adımlarını atma konusunda siyasi iktidara önemli görevler düşüyor. Türkiye'yi kucaklayabilecek bir açılımı yeniden başlatmak gerekiyor."
CİHAN
Bu haber 644 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle