‘Çirkin’ oyun!..
8 Mart 2012 08:44 tsi
'İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Amerika’nın “başkanlık seçimi” sürecinden yararlanma manevrasını giderek, bir süper gücün “küçük müttefiki” tarafından “teslim alınması” oyununa çevirdi...'
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Amerika’nın “başkanlık seçimi” sürecinden yararlanma manevrasını giderek, bir süper gücün “küçük müttefiki” tarafından “teslim alınması” oyununa çevirdi.
ABD’nin Demokrat Başkanı Barack Obama’nın, İran’a dönük askeri müdahalede isteksiz davranmasını, giderek, Amerikan başkanlık seçiminin berbat bir malzemesi yapma çabasında Cumhuriyetçi Parti’den beklediği desteği alması bunun açık örneğidir.
Obama, her ne kadar, Amerika’daki güçlü Yahudi lobisinin merkez örgütü AIPAC’da yaptığı konuşmada ülkesiyle İsrail’i ayrılmaz bir bütün ve İran’ın geliştirdiği nükleer tehdide karşı da birlikte hareket edecek güç olduklarını ilan etse de, Netanyahu’yu ikna edemediği belliydi.
Amerikan yönetimi, İran’a dönük bir müdahalenin zaten yükselmekte olan petrol fiyatlarının kontrol edilemez noktaya ulaşması, bunun da Avrupa Birliği, Japon, Amerikan ekonomileri açısından büyük felaket olacağını hesap ediyor. İsrail Başbakanı ise siyasi serüvenini, şu veya bu şekilde İran’ın vurulmasına ayarlamış görünüyor.
Yaşanılan, belki de milyonlarca İran vatandaşının yaşamları üzerinde şekillenen kanlı bir satrançtır ve kabul edilemez.
Cumhuriyetçilerin bilinen baskısı
Amerikan Başkanlık Seçimi’nde Cumhuriyetçi Parti’den aday olabilmek için kıyasıya mücadele eden Mitt Romney, Rick Santorum ve Newt Gingrich’in açıklamalarında Obama’yı İran’a karşı yumuşak davranmakla suçlamaları dikkat çekici.
Cumhuriyetçi üç başkan adayı da, Obama yönetiminin, İstanbul’da yapılması planlanan İran ile 5+1 (BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin ve ek olarak Almanya) görüşmelerine ağırlık vermesi belli ki, Amerika’daki “lobiyi” rahatsız etmiş durumda.
Obama’nın medyadaki gücünü her zaman gösteren bu “lobi” karşısında ne kadar direneceği de ayrı bir soru işareti...
Amerikan gençleri İsrail için ölecek
Askeri uzmanlar, her ne kadar, Benjamin Netanyahu, “İsrail’in güvenliğini tehdit altında gördüğümüzde Amerika’ya sormayız, tek başımıza harekete geçeriz” dese de, İran’ın “askeri açıdan sıkıştırılması” için İsrail’in Amerika’ya ihtiyacı olduğunda birleşiyorlar.
İsrail, elindeki hava kuvvetleri ve füze sistemleriyle, Irak’ın üç misli nüfusa ve üç misli toprağa sahip İran’a geçici ve küçük zarar verebilecek kapasiteye sahip. İsrail, İran’a karşı tek başına ancak elindeki nükleer silahları kullanarak ve 10 milyonlarca İran vatandaşını öldürerek yıkıcı güç kullanabilir.
Oysa Basra Körfezi’nde görevli Amerikan askeri gücü, İran’ı düzenli olarak vurabilecek ve saldırılarıyla ciddi zarar verebilecek tek askeri güç olarak öne çıkıyor. Böyle bir harekat, binlerce Amerikan gencinin silah altına alınması, büyük olasılıkla bir kara savaşında da hiç istemedikleri bir savaşta ölmeleri anlamına geliyor.
Halk savaşa karşı
Aslında yaşanılanlar, Amerikan ve İsrail demokrasilerinin sokaktaki halktan ne ölçüde kopuk bir şekilde hareket ettiklerini göstermesi açısından önemli. Maryland Üniversitesi’nin geçtiğimiz günlerde İsrail’de gerçekleştirdiği bir kamuoyu araştırması, İsrail halkının ancak yüzde 19’unun İran’a dönük bir İsrail saldırısını desteklediğini ortaya koydu!.. İsrail halkının yüzde 42’si “Amerika ile birlikte saldırı olursa” bu tür bir gelişmeye sıcak bakıyor. Amerika’da Hill gazetesi tarafından yapılan araştırmada ise, Amerikan halkının yüzde 21’i İran’a dönük saldırıya onay verdi, yüzde 52’si ise kesin bir dille “hayır” dedi. Aynı araştırmada Amerikan halkının yüzde 57’si, Suriye dahil, Batı Asya’daki ülkelere dönük askeri müdahalelere karşı olduğunu da belirtti.
Oysa politikacılar, sokaktan gelen bu sese kulak tıkayarak, yalnız Batı Asya’yı değil, bütün dünyayı derinden etkileyecek “İran’a saldırı” senaryoları üzerinde açıklamalar yapıp duruyorlar.
Netanyahu dönülmez yolda
İsrail medyasının aklı başında kanadını temsil eden Haaretz gazetesinin Netanyahu’nun AIPAC Kongresi’ndeki konuşmasında, İran’ın nükleer programını Nazi Almanyası’nın “soykırım” politikasıyla bir tutmasını, “geriye dönülemez yol” olarak yorumlaması önemli. Gazeteye göre, bu tür bir yaklaşım, İsrail Başbakanı’nı artık, İran’la savaş rotasına sokmuş durumda. Çünkü, eğer İran’a saldırmaz ve bu ülkenin nükleer programını şu veya bu şekilde tahrip etmezse “soykırım” tehdidine sessiz kalmış bir politikacı olmak riskini taşıyor artık...
Eğer İsrail, bütün bu “çirkin oyunda” elindeki nükleer silah kapasitesine güveniyorsa, hepimiz tehlike altındayız demektir...
Vahim!..
Ardan Zentürk / Star
Bu haber 776 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle