O askerler İncil'in peşinde miydi?

7 Mart 2012 17:41 tsi
Aydoğan Vatandaş, Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümü ile ilgili iddia için çok önemli açıklamalarda bulundu: "Helikopter düşünce o astsubaylar çantasından ne aldılar. Soru budur. " iyibilgi zoom

Takvim gazetesinden Emin Pazarcı, Muhsin Yazıcıoğlu hakkında önemli bir iddiada bulundu. Pazarcı'ya göre, Yazıcıoğlu ölmeden 3 gün önce bir oyuncu ve iki dostuyla bir araya geldi. Konu 'Barnabas İncili'ydi. Amacı, film çekmekti. 'Reis', toplantıda, 'Dikkat edin, bu İncili gören çok yaşamıyor' dedi ve 3 gün sonra şaibeli kazada can verdi....Amerika'da araştırmalar yapan, konuyu çok iyi bilen ve Barnabas İncili hakkında kitap yazan bir isimle irtibata geçti.

Yazıcıoğlu'nun irtibata geçtiği kişinin Aydoğan Vatandaş olduğu, Vatandaş'ın twitter hesabından attığı mesajlardan anlaşıldı. Vatandaş'ın twitter üzerinden yaptığı açıklama şöyle:

Emin Pazarci bugünkü yazısında bana da atıfta bulunmuş isim vermeden. Yazdıkları doğrudur.

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile 2009 Ocak başlarında Ankara'da TV 8 binasının misafirhanesinde görüşmüştük.

Kendisini o gün çok yorgun görmüştüm. TV 8'de programa çıkacaktı. 40 dakika kadar görüştük.

Apokrifal adlı kitabımla ilgileniyor ve Barnabas İncili'nin akıbetini merak ediyordu.

İncil ilk önce 80'lerin başında aşiret reisi Ferhan Babat'ın eline geçmişti.

Bu ismi duyunca, oğlu Hazım Babat, arkadaşımızdır, tanırım demişti.

Sonra bu konuyla ilgili neler yapılabileceğini konuşmaya başladık.

Bu konuyu ilkin bir sinema projesi olarak tasarladığımı biliyordu.

Belgesel ya da sinema yapalım bunu dedi.

Muhsin Bey'in devlet içinde kendi haber kaynakları vardı. Bu konuyu araştırmaya başladığını biliyordum.

Büyük olasılıkla Genelkurmay'la bağlantıya da geçmişti.

Ve sanırım o İncil'i görmüştü de ve hatta bir sahifesinin fotokopisini de elde etmişti.

Helikopteri düştüğünde çantasında o İncil'in bir sayfasının fotokopisinin olma ihtimali çok yüksektir.

Mushin Bey'in muhterem eşi hanımefendinin bu konuyu bilebileceğini tahmin ediyorum.

Allah gani gani rahmet eylesin. Çok güzel bir ve de cesur bir insandı.

Abdullah Çatlı'yı tanıdığı için kitabımda anlattığım Kıbrıs'taki Kutlu Adalı cinayeti ve mezar soygunu konusunu da sanırım çözmüştü.

Ben bir gazeteci olarak yapacağımı yaptım. BBP yöneticileri bu konuyu biliyor. Devlet de biliyor.

Bir şeyi net olarak yazayım. Muhsin Bey'le görüşmeyi ben istemedim. Kendileri benimle görüşmek istediler.

Muhsin Bey o zaman milletvekiliydi. Bu konuyu devletin zirvesine taşıyabilecek güçteydi.

Benim o zaman hissettiğim, bu faaliyetin Cumhurbaşkanlığı ile bağlantılı olabileceği şeklindeydi.

Cumhurbaşkanımızın bu konuya özel ilgi göstermesini de böyle yorumladım.

Helikopter düşünce o astsubaylar çantasından ne aldılar. Soru budur. Kitabımda Hamza Hocagil'in başına gelenler irdelenirse, konu anlaşılır.

Kıymetli kardeşim Emre Soncan olayın kaza olmadığını kanıtladı kitabında. Ona müteşekkirim.

Sanırım devlet bu yıl içinde bu konuyu açıklığa kavuşturacak. Bana sen korkmadın mı diye soracak olanlara samimi olarak da söyleyeyim:

Evet hakikaten 'korktum'. Ama korkunun ecele faydası yok..

Muhsin Bey'in helikopteri düşünce, 2 ay kendime gelemedim..

Bu haber 4,080 defa okundu.