En Sıcak Konular

Terörle mücadele: Denemek ister misiniz?

25 Haziran 2007 17:05 tsi
Terörle  mücadele: Denemek ister misiniz? Yeni ‘trend’, terörle mücadelenin ‘teknik’ yönleri üzerinden kritik yapmak. Kimi akademisyenler ve konuya ancak gazete sütunlarından aşina siviller, ‘çatışmaların’ nasıl yapılması gerektiğine ilişkin ‘şapka çıkar

Çatışma tekniğinin nasıl olması gerektiği konuşana kadar detaylı fikirler öne süren akademisyenlerle sağdan soldan duyduklarını gerçek sanan bazı siviller, işi “askerlere eğitim verilmeden” bölgeye gönderiyorlar demeye kadar vardırdı.

Aslında işin komik yönleri de var. Örneğin bazı akademisyenler “dünyada bu iş böyle yapılmıyor” diye itiraz ediyor ama “peki nerede düzgünü var, gösterin öğrenelim” sorusunun yanıtının gerçekten var olup olmadığını bilmiyorlar.

Çünkü on yılları aşan süredir bu tür ve düzende anti-terörizm mücadelesi vermiş bir ordu yok aslında. Sadece Türkiye bu tecrübeye sahip. Öyle ki bu bağlamda bir konferans olduğunda herkes Türk güvenlik birimlerinin ne diyeceğine bakıyor.

Bu öyle kremalanmış ve tecrübelenilmiş bir konu ki, örneğin 1980’li yılların ortasında teğmen olarak mücadeleye girmiş subaylar içinde Yarbay hatta Albay olanlar var. Haliyle bir emsalinini dünyada bulunması çok zor.

Orada gerçekte ne oluyor?

Aslında gelen eleştirilerin üzerinden tek tek gitmek yerine, neden şimdi “bunlar ortaya geliyor, yeni bir şey mi var” diye sormak lazım. Bu kritiklerin yapılmasının en büyük nedeni özellikle mayınlı tuzaklar sonucu şehit sayılarının artması. Bir de şehirlere yönelik intihar bombaları girişimi. O halde duruma iyi bakmak gerekiyor.

PKK terörü şehirlerde kitlesel hedefe yönelik intihar bombacıları ile ‘saldırgan’ bir eylem süreci sergilerken, güneydoğu Anadolu'da uzaktan kumandalı mayınlama eylemleri ile ‘savunmacı’ bir duruş sergiliyor. Yani çift tutumu var.

Şöyle bir soru soralım… Bölgedeki ordu kuvvetleri kışlalarından hiç çıkmasa ne olur? 1) Mayınlar işe yaramaz hale gelir. 2)Ama devletin varlığı sorgulanır! Terör örgütünün bu hali nasıl kullanacağına ilişkin bir şey söylemeye gerek kalır mı? Ordunun kışlasından çıkmaması mümkün olamayacağına göre eleştiri getirenlerin çözümü ne?..

Bir başka nokta ise aslında PKK'nın hedeflerinde herhangi bir değişikliğin olmamasıdır. Yani eylemlerin amacı hala psikolojik ve politik hedeflerin gerçekleştirilmesine yöneliktir. Sonuç olarak kavramsal bir oynama da yoktur.

Peki ama terörist PKK’nın amaç ve hedefleri nedir? Bunları Prof. Dr. Ümit Özdağ maddeler halinde şöyle değerlendiriyor. a) KDP'nin Türkiye'de siyasette PKK'nın etkisini kırmaya başlamasının karsına PKK, terörü koyarak, kendisine rağmen siyaset yapılamayacağının işaretini vermeye çalışıyor.

b) PKK, öte yandan pankürdist bir stratejiye yönelerek, 2007 Aralık ayında yapılması için çalışılan Kerkük referandumu öncesinde Ankara'nın dikkatini, Kerkük'ten Türkiye içine çekmeye çalışıyor.
c) PKK eylemleri Türkiye'de sadece PKK'ya karsı değil, Kuzey Irak'taki Kürt yapılanmaya karsı düşmanlığı ve kızgınlığı artırıyor. Taban desteği zayıf olan Barzani, böylece Türkiye düşmanlığı merkezli Kürt milliyetçiliğini daha rahat fişekliyerek arkasındaki tabanı güçlendirebiliyor.
d) PKK, büyük kentlerde sivillere yönelik bombalama eylemleri ile kısa vadede örgüte karsı artan tepkinin orta ve uzun vade de halkta terörle mücadelede bıkkınlığa ve teslimiyetçiliğe dönüşeceğini düşünmektedir.

Çözüm…

Prof. Özdağ anlatmaya devam ediyor…
a) PKK'ya karsı askeri operasyonlar hızla sürdürülürken, uzaktan kumandalı mayın/bombalama sistemlerine karsı geçtiğimiz senelerde kullanılmaya başlayan yeni teknolojiler daha etkin bir hale getirilmeli ve birliklerde daha yaygın bir şekilde kullanılmalıdır. Türk savaş ve terörle mücadele kültürü, subay ve askerin kahramanlığı ile kurmay planlamasının ötesine taşınarak, “ileri teknoloji kültürü” ile güçlendirilmelidir.
b) PKK'nın kent kadrolarına yönelik operasyonlar ve baskılar arttırılmalıdır. A 4 ve C 4 gibi patlatıcı maddeleri taşımak ve bulundurmak gibi suçların cezaları kitlesel katliama iştirak suçuna dahil edilerek, ömür boyu hapis cezası ile cezalandırılmalıdır.
c) Kuzey Irak'a yönelik askeri güç kullanmanın tek yolu, Türk ordusunun nizamî birliklerinin kullanımı değildir. Gayri nizamî harp unsurları ve Iraklı yerel unsurlar mücadelenin koşulları düşünülür ise daha da etkili olacaktır.
d) KDP ve KYB'nin, Türkiye düşmanlığı ve Kürt milliyetçiliği güçlendirmelerine vesile olan, halkın bu partiler arkasında toplanmasını kolaylaştıran bir politikadan kaçınılmalı, aksine anılan partilerle halk arasındaki çelişkiyi artırıcı bir yöntemler geliştirilmelidir.
e) Türkiye, KDP ve KYB dışındaki siyasî partileri etkili bir şekilde ekonomik ve siyasî anlamda desteklemeye başlamalıdır. Bu konuda Arap ülkeleri ile etkili bir işbirliği geliştirilmelidir.
f) Sınırdaki askeri yığınak, her an Kuzey Irak'a yönelik bir yıldırım harekâtını mümkün kılacak şekilde devam ettirilmelidir. Bu yığınak, PKK geçişlerini zorlaştırdığı gibi Barzani-Talabani ikilisi üzerinde psikolojik baskı yapmaya devam edecektir. Türkiye askeri operasyon seçeneğini özellikle basının gündeminden düşürmeli ancak ağır bir tehdit olarak elinde tutmalıdır.
g) Ankara, PKK'nın Türkiye içindeki eylemleri hangi boyuta çıkar ise çıksın Kerkük konusundaki kararlılığını her fırsatta ve etkili bir şekilde dile getirmeye devam etmelidir.
h) Bu amaçla, KDP'nin ve KYB'nin ana gelir kaynağını oluşturan
   1) Habur sınır kapısı önce Irak vatandaşlarına ait firmalara kapatılmalıdır.
   2) Barzani ve Talabani'nin Mersin Serbest Ticaret Bölgesinde is yapan firmalarının faaliyetleri durdurulmalıdır.
   3) Türkiye'den Kuzey Irak'a ve Kuzey Irak'tan Türkiye'ye ve dünyaya Türk hava sahası kapatılmalıdır.
   4) Kuzey Irak'a verilen ucuz elektrik durdurulmalıdır.
   5) Irak ile ticaret Şanlıurfa’da Akçakale sınır kapısı ile orta Irak'taki El Arabia sınır kapısına kaydırılmalıdır.
Bu adımlar atılırken, Türkiye'nin gerekçeleri, dünyaya, Bağdat’a ve Kuzey Irak'ta halka çok iyi anlatılmalıdır. KDP ve KYB'nin terör örgütüne karşı önlem almaması durumunda ekonomik ambargonun artarak süreceği izah edilmelidir.
i) Türkiye'nin Kuzey Irak'ta is yapan firmalarına KDP ve KYB'nin karşılık olarak baskı yapılacağı ve hatta bu firmaların bölgeden çıkarılmasının söz konusu olacağı Başbakan Erdoğan tarafından ifade edilmektedir.2 Türkiye böyle bir duruma karşı da savunmasız değildir. KDP ve KYB'nin böyle bir adım atması durumunda, Irak'taki ordusunun önemli lojistiğini Türkiye'den alıp Habur'dan geçiren ABD'ye de kapı kapatılmalıdır.
j) Buna rağmen, Türk firmalarının Kuzey Irak'ta sınır dışı edilmesi göz önüne alınması gereken bir ihtimaldir. Türk ekonomisi bu geri çekilmeyi kaldıracak bir ekonomidir. Oysa Türkiye'nin ekonomik ambargosu Kuzey Irak'ı çökertecektir.
k) Türkiye'nin ekonomik ambargosu, İran ve Suriye ile es güdümlenmelidir. Türkiye'den boşalacak alanı bu ülkelerin doldurması engellenmelidir.
l) ABD'nin PKK karsısında aldığı tavrın yetersizliği ortaya koymak için Ankara ilk adım olarak, koordinatörlük sürecinden tek taraflı olarak çekildiğini açıklamalıdır.
m) İkinci adım, ABD'nin Habur sınır kapısından Irak'a soktuğu ve Amerikan hava kuvvetlerinin bu ülkedeki hava kuvvetlerinin yakıt kaynağını oluşturan jet yakıtlarının naklinin sınır kapısının kapatılmasıdır.
n) Üçüncü adım, ABD'nin küresel terör ile mücadele stratejisinden Türkiye'nin çekilmesi olmalıdır. Bu kararın fiili sonuçları, Afganistan ve Lübnan'daki Türk birliklerinin geri çekilmesidir.
o) Kerkük'te referanduma ABD'nin destek vermesi durumunda ABD'nin Türkiye üzerinden Irak'a yaptığı bütün askeri lojistik destek için Habur kapatılmalıdır.

 



Bu haber 578 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,193 µs