En Sıcak Konular

Mısır nereye gidiyor?

1 Mart 2012 09:47 tsi
Mısır nereye gidiyor? Mısır devrimci söyleminin ilk günlerdeki netliği 'İslamcılar liberallere karşı' ya da futbolda şiddet gibi çeşitli konuları içeren kafa karıştırıcı tartışmalara yerini bıraktı.

Ramzy Baroud

Bu tartışma konularından en sonuncusu ABD ile Mısır hükümeti arasındaki anlaşmazlık. Anlaşmazlığın konusu ise şüpheli fonları olan örgütlere yönelik kovuşturmalar.

Geçtiğimiz sene Mübarek'in devrilmesinin arkasından bir coşku dönemi yaşandı. Coşkunun arkasından ise büyük bir karmaşa geldi. Bu sefer suçluları bulmak geçen seneki kadar basit bir iş değil. Bazıları Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi'ni (SKYK) aynı yoz ve zorba rejimi devam ettirmekle suçluyor. Diğerleri ise Mübarek döneminin insanlarını ve karşı devrimcileri ya da İslamî siyasî güçleri, SKYK ve diğer partileri de içeren bir komployu işaret ediyor.

SKYK ise Mısır siyaseten zayıflatmaya çalışan yabancı güçleri suçluyor. İslamcılar çok net seçim sonuçlarından yan çizmeye çalışan liberalleri SKYK'nin tekrar olağanüstü yasaları yürürlüğe sokmasına sebep olacak bir anarşi ortamını sürdürmekle suçluyorlar.

Nihayetinde devrimin erken taleplerinin netliği kayboldu. Bu talepler daha ziyade siyasî özgürlük, servetin eşit dağılımı, sosyal güvenlik, iş güvenliği, yolsuzlukların sona ermesi gibi konularla ilgiliydi. Şimdiki karmaşanın sonu belirsiz gözüküyor. Bununla birlikte Mısır'da gerçek bir demokrasinin oluşumunu baskı altında tutmak yönünde uluslararası (Batı ve Arap kaynaklı) bir gürültünün koparıldığına dair birçok işaret de mevcut. Bu baskı ve kuşatma politikaları Mısır'a kolaylıkla uygulanamayacak olsa da en yakın ikinci alternatif politika, Mübarek'in devrilmesinden önceki bağımlı ilişkileri yenilemek gibi gözüküyor.

Uluslararası kurumlar ve Batılı hükümetler ise ABD, İsrail ve diğer Batı ülkelerinin güvenilir bir müttefiki olarak Mübarek'in konumunu garantiye almak için borç ve diğer yardımlar teklif ediyorlardı. Devrim bu on yıllardır devam eden bağımlılık ilişkilerini hemen kıramadıysa da bu ilişkilerin istikrarsızlaştırılması tehdidini barındırıyordu. İlk işaretler geçiş hükümetinin IMF'nin kredisini reddetmesi oldu. Böyle bir borcu kabul etmek Mısır'ı tekrar ABD ve Batılı hükümetlerin 'yapısal uyum' ve özel hazırlanmış 'siyasî reform'larının emrinde tutardı. Mısır'da ABD bağlantılı STK'ların kovuşturulması ülkedeki sivil toplum kuruluşlarının baskı altında tutulması konusuyla birlikte değerlendirildi. Şu anda bu tür 40 bin STK olduğu tahmin ediliyor.

Bağımsız BM insan hakları elçisi Dr. Richard Falk şöyle açıklıyor: "ABD kuruluşlarının ideolojik ve yönetimsel karakterleri liderliklerinin özelliklerinde görülebiliyor. Clinton başkanlığında Dışişleri Bakanı olan Madelein, Albright, National Democratic Institute, NDI'ın yönetim kurulu başkanı. Eski Cumhuriyetçi başkan adayı ve senatör John McCain ise International Republican Institute, IRI'da aynı konumda." (Al Jazeera, 21 Şubat)

ABD'nin Mısır'da kendi çıkarlarının peşinde olduğu konusunda bir şüphe yok. Maalesef, "Washington uzlaşması" ile STK'ların ne olduğu belli olmayan gündemleri arasında Mısır baskı altında titreme işaretleri veriyor.

Aralarında 7 ay bulunan şu iki manşet 'yeni Mısır'ın' zayıflayan siyasî iradesini gösteriyor: "Mısır halkın şüphelerini de dikkate alarak IMF kredisinden vazgeçiyor." (BBC, 25 Haziran 2011) ve "Karmaşa ve malî sorunlarla karşı karşıya kalan Mısır, IMF kredisini kabul ediyor." (New York Times, 19 Şubat 2012)

Muhafazakâr Heritage Foundation'dan James Phillips ve Helle Dale şartları açıklamaya başladılar: "Obama idaresi yumuşak eldivenleri çıkarmaları ve Mısır'ın geçiş dönemi liderlerini Mısır'da özgürlük, insan hakları ve hukukun egemenliği için mücadele eden STK'ları kovuşturmalarından dolayı büyük bir bedel ödeyecekleri konusunda uyarmalı." İsrail'e daha fazla destek verilmesi için de ısrarcı oldular.

Eğer Mısır'daki yeni siyasî dönem kendini dayatabilecek bir politikaya yol açmaz ve işleyen bir (Mısır standartlarında) demokratik geçiş yaşanmazsa, Mısır iç karmaşa ve dışa bağımlılık arasında sancı çekmeye devam edebilir. Bu da en az Mübarek dönemi kadar korkunç sonuçlar doğuracaktır.*PalestineChronicle.com'un editörüdür.

*Gulf News 29 Şubat 2012



Zaman

Bu haber 736 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,001 µs