En Sıcak Konular

Hasan Saltık'tan acı itiraf

28 Şubat 2012 16:26 tsi
Kürtçenin serbest kalmasının ardından Kürtçe albüm satışlarının yüzde 2'lere kadar düştüğü açıklandı.

Kalan Müzik sahibi Hasan Saltık, Kürtçe albüm satışlarının yasaklı dönemde Türkiye pazarının yüzde 15'ine kadar geldiğini ifade ederek, ''Ancak Kürtçe serbest kalmaya başlayınca, hatta bu dilde eğitime ve kurslara izin verilince, yani bu yasak kalktıkça, bu oran yüzde 2'lere kadar düştü'' dedi.

Saltık, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, ''yasaklar dönemi'' olarak adlandırdığı 1983-1991 yılları arasında, etnik dillerdeki müziğin revaçta olduğunu ve Kürtçe başta olmak üzere pek çok dilde albümün çıktığını söyledi.

O dönem etnik dillerde çıkan albümlerin ''yasak olduğu için'' çok sattığını belirten Saltık, ''Hatta bir ara Kürtçe albüm satışları Türkiye pazarının yüzde 15'ine kadar gelmişti. Ancak Kürtçe serbest kalmaya başlayınca, hatta bu dilde eğitime ve kurslara izin verilince, yani bu yasak kalktıkça, bu oran yüzde 2'lere kadar düştü'' diye konuştu.

''Etnik müzik serbest bırakıldıktan sonra fazla türkü derlenmediği için Kürtçe müziğin toprak altına gittiğini'' dile getiren Saltık, ''Kürt müziği gelişemedi. Kürt müziğinde yeni bir şey yok. Kürt müziği serbest bırakıldıktan sonra satışlar dibe vurdu'' diye konuştu.

Saltık, Şiwan Perwer, Ciwan Haco, Nizamettin Arıç gibi Kürtçe müziğin önemli sanatçılarının, yasaklar ve baskılar nedeniyle uzun yıllar Türkiye'ye gelemediğinden, albümlerinin hep el altından satıldığını, ancak bu isimlerin albümleri yasallaşıp kendileri Türkiye'ye gelmeye başlayınca da albümlerinin satışının azaldığını kaydetti.

Hasan Saltık, ''Kürt müziği de, Laz müziği de, Süryani müziği de gelişemedi. Çünkü Türkiye'de o kadar çok yasaklı dönem ve baskı oldu ki sanatçılar gelişemedi'' diye konuştu.

Etnik müziklerin yasaklanması nedeniyle Kürt, Laz, Süryani ve Yezidi müziğini geliştirecek birilerinin çıkmadığını da savunan Saltık, ''Çok iyi Kürt grupları, Kürt müziğine yön verecek, geliştirecek birileri çıkmadı. Laz müziğinde de öyle. Çünkü birçok türkü toprak altına gitti. Yeni derleme alan çalışmalarını biz yaptık. Bizim de kurtardığımız türküler son yaşlılardan kalan türkülerdir'' dedi.

Hasan Saltık, etnomüzikologların devlet memuru oldukları için kendilerine unvan verilmez korkusuyla alan çalışmalarında sadece Türkçe'ye yer verdiklerini de ifade ederek, Güneydoğu, Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerindeki illeri ele alan folklor kitaplarında Kürtçe'nin, Arapça'nın, Yezidice'nin, Süryanice'nin ve Rumca'nın yok sayıldığını belirtti.

Lazların da daha önce Lazca şarkı söylemekten çekindiğini ve korktuğunu kaydeden Saltık, şunları söyledi:

''Çünkü, 'Bizler kendi değerlerimize sahip çıktık, bölücü müyüz?' diye düşünüyorlardı. Rumca söylemek, Trabzon bölgesinde bir ara Pontusça okumak bölücük olarak algılanır, 'Bunlar Pontus Rum Cumhuriyeti'ni kurmaya çalışıyor' denirdi.

Türkiye çok değişti. Devlet artık azınlık müziklerini bölücü unsur olarak görmüyor. Görüldüğü gibi artık Kürtçe de, Lazca da, Pontusça da, Yezidice de var. Vatan millet bölünmedi. Günümüzde Karadeniz bölgesinin türkülerinde, özellikle de Lazca'da bir artış var. Lazların biraz daha kendilerine güveni geldi, artık rahatça söyleyebiliyorlar.''

Saltık, Süryanilerin 12 Eylül'den sonra göç ettiğini, Türkiye'de kalan Süryanilerin de sadece kilisedeki ayinlerinde dini müzik yaptığını ifade ederek, hala kendi halk müziklerini yapmaktan çekindiklerini ve korktuklarını söyledi.

Çerkezce ile ilgili çalışmalara başladıklarını da dile getiren Saltık, ''Şu anda Kafkas müziğine ağırlık veriyoruz. Önümüzdeki günlerde Çerkezlerle ilgili, Kafkas topluluklarıyla ilgili pek çok albüm çıkaracağız. Anadolu'ya Osmanlı döneminde göç etmiş, buradaki Çerkez kökenlilerin derlemelerinin yanı sıra oradaki gençlerle de bir şeyler yapacağız'' dedi.

Devletin etnik dilleri serbest bıraktığı gibi desteklemesi gerektiğini de belirten Saltık, ''Süreç içerisinde Anadolu'da bir sürü dil yok oldu. Bu ülkede sadece Kürtler, Lazlar, Yezidiler yoktu. UNESCO, 2 yıl önce Zazaca'yı kaybolmakta olan diller arasında gösterdi. Devlet, Zazaca ve Lazca'yı, hiç olmazsa kalan dilleri teşvik etmeli'' diye konuştu.

''2004'ten beri hiç albüm yapmadık''

Ses Plak sahibi Ethem Güner de, kendisine göre Kürtçe yasağının hala devam ettiğini belirterek, ''2002-2003 yıllarına kadar yılda en az 13-14 albüm yapardım. 2004'ten sonra neredeyse hiç albüm yayınlamadık. Örneğin, Şiwan Perver. Biz 22 yıl birlikte çalıştık. Her 2 yılda bir albüm yapardık, 11 yıldır albüm yapmadık. Tamam dijital çağ diyoruz, insanlar internetten dinliyor, bu bir faktör, ama bu Türkçe için de geçerli, ancak Kürtçe neredeyse tamamen durdu. Hiç kimseden bir şey çıkmıyor. Niye? Satılmadığı için'' şeklinde konuştu.

Ethem Güner, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı İstanbul, İzmir ve Mersin gibi metropollerde Kürtçe albüm bulunamadığını, dükkan sahiplerinin Kürtçe albümleri raflarına koymadığını da dile getirerek, şöyle devam etti:

''Daha önce bazı kişiler, 'Çalma kardeşim' diyordu veya polisler 'Rafa koy ama müziği açıp dışarı verme' diyordu. Ama şimdiyse o dükkan sahibi rafına koymuyor. Artık eski mahalle kasetçileri de yok. Albümler sadece zincir mağazalarda satılıyor. Bunların hiçbirinde Kürtçe albüm koyamazsınız, raflarında yok. Bana göre ciddi bir ayrımcılık ve ırkçılık gelişti. Daha önceden böyle değildi. Biz Şiwan'ın ve diğerlerinin kasetlerini Trabzon'a da gönderirdik. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye'de de insanların kendi kültürlerini yaşamalarından ne çıkar.''

Ethem Güner, Kürt kültürü adına kitap, sinema, tiyatro ya da müziğin hemen hemen olmadığını ifade ederek, ''Mesela şu anda İstanbul'da 100'ün üzerinde radyo var. Siz hiçbir tanesinde doğru dürüst Kürtçe müzik çaldığını duydunuz mu? Peki ben albüm çıkardığım zaman nerede tanıtacağım? İnsanlar bunu nasıl duyacaklar?'' diye konuştu. (AA) 

Bu haber 674 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    10,699 µs