En Sıcak Konular

Baykal: İmam hatipler kapanmasın

24 Haziran 2007 10:04 tsi
Baykal: İmam hatipler kapanmasın Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal, imam hatiplerin tamamen kapatılmasına karşı çıktı. Baykal'ın gerekçeleri ve imah hatip formülü neler içeriyor? Ahmet Hakan anlatıyor...

Ahmet Hakan'ın köşe yazısı

CHP gecesinden notlar

KEYİFLER YERİNDE

Liderler Zirvesi için CHP Genel Merkezi’ne ulaştığımızda... Kasıntısız, rahat, kendinden emin, enerjik, samimi, şakacı, dinamik, iyi bir sonuca kendisini hazırlamış bir Deniz Baykal ile karşılaştık. Sanki az önce CHP’yi birinci parti gösteren bir anketi okumuş da keyfi yerine gelmiş gibiydi.

CHP MÖNÜSÜ

CHP’deki konuk ağırlama işi tam kararındaydı. Ne aşırı ve yapay bir ilginin rahatsız ediciliği... Ne de ihmalkárlık... Konuğu rahat ettiren bir kıvam! Baykal’ın Özel Kalem Müdürü Nesrin Baytok tarafından titizlikle belirlenen yemek mönüsünde, olağanüstü bir özen dikkati çekiyordu. İki örnek verelim: Nefis Akçaabat köftesiyle yerli bir vurgu yapılırken, limonlu karides ile partinin Batılı ve çağdaş yüzüne gönderme yapılıyordu. Laik parti imajını belirleyen unsurlar ise içkilerde ortaya çıkıyordu. Kırmızı şarapta Fransız Chateux Neuf Du Pape ile İtalyan Brunello Di Montepulciano tercih edilirken, beyaz şarapta Amerikan Twin Oax Chardonnay’da karar kılınmış. Şaraplar konusunda son sözü tabii ki Ertuğrul Özkök söyledi... Özkök, "Hepsi güzel ama İtalyan olağanüstü" diyerek notunu verdi... Baykal ise "Ertuğrul beğendiyse mesele yok" havasındaydı.

BAYKAL’IN KİTAPLARI

Baykal’ın makam odasında yeni ádet "sıcak çikolata" içmek. Biz de sıcak çikolatalarımızı yudumlarken, odadaki kitaplığı inceliyoruz. Mehmet Akif’in "Safahat"ı gözümüze çarpıyor. Recep Tayyip Erdoğan hakkında yazılmış biyografiler de kitaplığın hatırı sayılır bir bölümünü oluşturuyor. Ama hemen belirtelim: Son dönemin meşhur kitabı "Musa’nın Çocukları: Tayyip ile Emine" adlı kitap kitaplıkta yok. Fehmi Çalmuk’un kaleme aldığı, Milli Görüşçüler ile askerlerin maceralarını anlatan "Selamünaleyküm Komutanım" adlı kitap da Baykal’ın kitaplığında yerini almış. Romanlar sanırım Baykal’ın konutunda, yatak odasındadır.

GÜLEN’E TAVIR

Ecevit, kim ne derse desin, Fethullah Gülen okullarına laf söyletmezdi. Baykal ise seçim bildirgesinde yer alan "Cemaatlerin kuşatması altındaki gerici eğitim" meselesini açıklarken, Gülen cemaati ile arasına mesafe koymayı ihmal etmedi.

İMAM HATİPLER KAPANMASIN

Gülen okullarına mesafeli duran Baykal, imam hatiplerin tamamen kapatılmasına karşı çıktı. İhtiyaca cevap verecek sınırlara çekilmiş bir imam hatip... Bunun yanı sıra düz liselerde seçmeli din eğitimi dersi... Baykal’ın üzerinde düşündüğü formül böyle bir şeydi.

YİNE BİNA MESELESİ

CHP’nin yeni genel merkezine girip de "mukayeseli bina analizi" yapmamak mümkün mü? "Burası daha modern", "Ben AKP’nin binasını sevmemiştim ama burayı sevdim arkadaş" ya da "Burası iyi ama AKP’nin binası da farklı açıdan iyi" yorumları ardı ardına geliyor. Ve kabak, yine benim başıma patlıyor. Baykal, "Bu binada senin yazdığın gibi bir Cumhuriyet iddiası falan yok. Biz tamamen işlevselliği tercih ettik" diyor.

DEKORASYON Türkiye’nin ünlü mobilya markası "Koleksiyon", CHP Genel Merkezi’nde harikalar yaratmış. Özellikle toplantı salonlarına yerleştirilen ödüllü koltuklar, Baykal’ın kıvanç ve gurur kaynağı gibiydi. Dekorasyonda minimal ve rüküşlükten uzak anlayış dikkat çekiciydi.

Liderler Zirvesi’nde soru soranlara dair

ERTUĞRUL ÖZKÖK: Taktiği belli oldu: En olmayacak sorulara, "Size çok samimi bir soru sormak istiyorum" tarzı yumuşatıcı ve karşısındakini itirafa yaklaştırıcı türden giriş cümleleriyle başlıyor. Ama bunu "kendini göstermek" için falan yapmıyor. Onun bütün derdi, programın genel havasına damgasını vurması muhtemel "sıkıcılık" sorunsalını aşmaktır. Yeter ki olay renk kazansın! Tek kaygısı budur! Renkli bir sonuç için kendini feda etmeyi bile göze aldığını kanıtlamıştır. Bir de şu var: Bir "Genel Yayın Yönetmeni" olarak, sorduğu sorulara verilen cevaplardan Hürriyet’in birinci sayfasında iyi duracak manşetler çıkarmak gibi bir derdi de var. Belki de bu yüzden liderlerin herkes tarafından alıntılanan önemli açıklamalarının çoğu, onun sorularına verilen yanıtlarla ortaya çıktı. Kim ne derse desin, bence kamera onu seviyor ve ekranda elektrik yaratabiliyor.

ERGUN BABAHAN: İmajı şöyle bir şeydir: Hırstan arınmış ve her şeye boş vermiş bir bohem! Esaslı devrim peşinde koşmaktansa idare-i maslahatı benimsemiş bir orta yolcu! Neden böyle? Başında bulunduğu Sabah Gazetesi’nin TMSF kontrolünde olmasından mı? Yoksa Demirel gibi 6 kez gidip, 7 kez gelmesinden mi? Bilmiyorum, bilemiyorum. Ama hakkını yemeyelim: Bazen yüzüne muzip bir gülümseme kondurarak sorduğu "demokrat" vurgulu sorularla vurkaç taktiği uygulayan bir gerilla havasına girdiği de oluyor. Ancak yine de "Liderler Zirvesi"ndeki duruşunu belirleyen esas kıvam şudur: Ne fiyakalı bir gösterişçilik içine girip lüzumsuz bir atak peşinde... Ne de bir köşeye sinip adını unutturma gayreti içinde. İkisinin arasında bir yerde! Yani tam da "657 sayılı yasa"ya tabi olanlara özgü bir dengecilik içinde.

EKREM DUMANLI: Zaman Gazetesi’nin başındaki isim olan Ekrem Dumanlı, liderleri fıtık edecek en tatsız konuları, çok aşırı bir kibarlık içinde gündeme getirmesiyle dikkat çekti. Tatsız soruların aşırı nezaketle dengelenmesi! Sorduğu soruların herhangi bir arızaya sebebiyet vermemesinin temel nedeni budur. Ancak aşırı kibarlığı, ısrarcılığına engel değil. Israrcı ve takipçi! İzlediği siyasal çizginin bütün izlerini, liderler karşısındaki tutumundan yakalamak mümkün: Baykal’a karşı ödünsüz, Erdoğan’a karşı incelikli, Ağar’a karşı ise sorgulayıcı... Hayır, hayır! Tarafgir olduğunu söylemiyorum. Tarafgir değil, bir çizgi adamı. Çizgisini çiziyor, sonra da o çizgi karşısındaki lider tavrını sorguluyor. En büyük avantajı dersine iyi çalışması. En büyük dezavantajı ise "sense of humour"dan, yani "espri anlayışı"ndan bir parça mahrum olması...

TAHA AKYOL: Duygularını saklamak gibi bir kaygısı yok: Eğer lider, liberal ve özgürlükçü takılırsa, değmeyin Taha Akyol’un keyfine! Çocuksu bir sevinç sarar her yanını. Ama eğer lider, liberal ve özgürlükçü yaklaşımlara aykırı bir duruş sergilerse, işte o zaman Taha Bey’in keyfi kaçar. Yüzü asılır, morali bozulur. Belki de sorularını, "Benim beklediğim cevap şudur" tarzında biraz yönlendirerek sorması bundandır. Bu konuda kendisine hak vermeliyiz: Keyfinin kaçmasını kim ister? Ciddiyet ile güler yüzlülük arasındaki zor dengeyi mükemmel tutturduğunu da belirtmeliyim. Bir de şu var: Liderler Zirvesi, Taha Akyol’un, "izlenim yazarlığı" yönünü ortaya çıkardı. Reklam aralarında elinde káğıt kalem, gördüğü her şeyi not etmesinin nedeni budur.

SEDAT ERGİN: Ertuğrul Özkök ne kadar olayı renklendirme gayreti içindeyse, Sedat Ergin de o kadar "Beyler lütfen biraz ciddi olalım" havasındadır. Sedat Ergin’in herkes tarafından bilinen o meşhur "diplomatik nezaketi", Liderler Zirvesi’ne de damgasını vurmuştur. Bir de tabii "belgeyle konuşmak", "mesafeyi korumak", "sorduğu soruya tam olarak yanıt almaya çalışmak" gibi "Sedat Ergin kriterleri", programın alabildiğine kuralsız ve serazat havası içinde bile belirginlik kazanmıştır... Bu arada Sedat Ergin’in bir mesajını buradan duyurmayı da bir görev sayıyorum. Ergin, Liderler Zirvesi’nin son programının ardından bana, "En büyük emelim Başbakan Erdoğan ile baş başa bir canlı yayında buluşmaktır" demiştir. Elçiye zeval olmaz, bu mesajını ilgililere iletiyorum.

ahmethakan@hurriyet.com.tr

(Hürriyet)



Bu haber 294 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,162 µs