PKK ve Ergenekon’un MİT hamlesine dikkat!

13 Şubat 2012 17:45 tsi
Hakan Fidan’ın savcılığa davet edilmesinden sonra çıkan gürültüyü değerlendiren Prof. Laçiner'in dikkat çektiği noktalar sürecin arka planına ışık tutuyor.

KCK soruşturmasını yürüten Savcı Sadrettin Sarıkaya’nın MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski MİT Müsteşarı Emre Taner ve yardımcısı Afet Güneş'i ifadeye çağırmasıyla ilgili birçok iddia ortaya atıldı.

Hakan Fidan’ın Başbakan’ın himayesinde olmasına rağmen savcılığa davet edilmesi devlet krizine dönüştürülmek istense de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Özel Yetkili Savcı Sarıkaya’ya müdahale edip dosyadan el çektirdi. Hükümet de Hakan Fidan'ın sorgulanma ihtimaline karşı yasa değişikliği hamlesi yaptı.

Gelinen süreçte ise bu karmaşanın gürültüsü tartışılıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli kurumlarının başında gelen MİT’in, devlet adına karışık işler içinde olduğu savı en dikkat çeken nokta. Bir de “güçler çatışması” tezi var.

Haber 7’ye MİT karmaşasını değerlendiren Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi rektörü ve aynı zamanda Uluslararası Güvenlik ve Ortadoğu uzmanı olan Prof. Dr. Sedat Laçiner’e göre ise ortada ne bir güçler savaşı var, ne de Hakan Fidan iki taraflı oynuyor.

“Son operasyon savcının işgüzarlığı ve görevini aşırı kullanması.” diyen Laçiner’e göre asıl dikkat edilmesi gereken ise; "Ergenekoncular ve yanlıları ile PKK’ya karşı operasyonların sonlandırmasını isteyenlerin PKK’ya sahip çıkması." Laçiner'e göre Ergenekon ile PKK yanlıları bu durumdan çıkarım elde etmek istiyorlar.

Sedat Laçiner diğer taraftan da MİT’in içine bir operasyon yapılmasını savunuyor. “Kendi iç kavgalarına gömülmüş bir MİT var karşımızda. Sağ-sol, Kürtçü kavgası güden eskiden kalma bu zihniyetin değişimi, doğru ve acil olmalı.” diyen Prof. Laçiner yabancı istihbaratların çalışmasını ve başka ülkelerdeki istihbarat kanunlarına dikkat çekti.

Laçiner ile yaptığımız söyleşinin dikkat çeken noktaları şöyle:

İKİ OPERASYONU DA BAŞBAKAN YÜRÜTÜYOR

Son süreci bazıları “açılımcılarla”, “güvenlikçilerin” çatışması gibi yansıtıyor ama bu böyle değil. İki politikada Başbakan’a ait zaten... İki operasyonu da yürüten kendisi… Başbakan aynı zamanda Oslo sürecinin de iradesi. KCK operasyonlarını da. Yani ortada bir kutuplaşma olması imkansız. Mümkün değil. Başbakan, İçişleri Bakanı, Müsteşar, Emniyet İstihbarat Başkanı, Emniyet Genel Müdürü, Yardımcıları, İl Emniyet Müdürleri vs… İçerlerinde farklı bir unsur var mı? Yok!

SORUŞTURMA SAVCININ İŞGÜZARLIĞI

Ben soruşturma olayını bir savcının işgüzarlığı ve yetkisini aşırı kullanması olarak görüyorum. Ama arka planı var mıdır yok mudur bunu savcıyla konuşmak lazım. Eğer, biz “başka güçler vardır” diyorsak arkasına bakmak lazım. İsrail, Suriye ya da Ergenekon ise kastımız, onlarla ilişkisine bakmak lazım. Diğer taraftan savcıya kızıp yetkileri olan mahkemelerle ilgili fevri karar almamak da gerekiyor. Bu ülkede hukuk var, güvenlik var, istihbarat da var. “Kızdım böyle karar aldım.” demek olmaz.

HAKAN FİDAN’A DESTEK VERENLERE DİKKAT

Öbür taraftan PKK’ya karşı operasyonların durmasını isteyenler Hakan Fidan’ı destekler de gibi görünüyorlar. Ergenekoncular da Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması için savcıya karşı Hakan Fidan’a destek veriyorlar. Buraya çok dikkat etmek gerekiyor. Son durumdan çıkarım elde etmek isteyenlerin tavırlarına, tepkilerine bakıp öyle düşünmekte fayda var. Hakan Fidan üzerinden nasıl bir politika güdüldüğü çok önemli. Bu süreçte toptancı yaklaşıldığı zaman çok vahim sonuçlar çıkar

MİT DÜNDAYDAN ÇOK GERİDE ACİLEN YAPILANMALI

Diğer taraftan MİT’in de yeninden yapılanması kaçınılmaz. Bunu yapacak kişi de Hakan Fidan’dır. O da görmüş olmalıdır. Paradigma değişikliğine acilen ihtiyaç var. Kendi iç kavgalarına gömülmüş bir MİT var karşımızda. Sağ-sol, Kürtçü kavgası güden eskiden kalma bu zihniyetin değişimi, doğru ve acil olmalı. Dünya İstihbaratı böyle değil. Ekonomi alanında boy gösteriyorlar. MİT, teknoloji de çok gerideler. Bir kere bizim istihbaratımız “İç” ve “Dış” diye ikiye ayrılmalı. MİT, dış istihbaratta çok zayıf ve başka ülkelerin istihbaratlarına gebe. Örneğin ABD’de 20’ye yakın istihbarat birimi var. Terör örgütlerine karşı ayrı bir istihbarat kurmak gerekiyor mesela. MİT’in bütün geçmişini aklamadan, çok ciddi bir temizliğe ihtiyaç var.

KANUNSUZ İSTİHBARAT OLMAZ

Bizde kanuni zemin her istihbaratçının lehine ve aleyhine çok zayıf. Bunun düzenlenmesi lazım. Kanunsuz istihbarat olmaz. Meclis gözetimi, finansal denetimi lazım. Eylem politikası gerekiyor. Bizde bunlar yok, kara düzen gidiyor. Ama istihbaratın, istihbaratçının da suç işleme ayrıcalığı yok. Bakın ABD’de istihbaratçı da olsa cezası var ve ağır. CIA, Mısır’da terör yanlılarıyla anlaşıp onlara işkence yaptırdı. İşkence uçaklarında havada sorgulama yaptılar. Ama işkence yapanlar kendilerinden olmadı. Çünkü maşa kullanmayı bile azmettirmeye girdiği için tartışıyorlar. Bu İngiltere’de, Almanya ve Fransa ‘da mümkün değil. Hukuksuz istihbarat olmaz. Güvenliksiz istihbarat kısa sürede çeteleşir. MİT’in geçmişine ve icraatlarına bakmak yeterli zaten… Bakın Türkiye’nin bir Suriye politikası var ama diğer taraftan MİT’in mensubu bir kişi sana sığınanları para karşılığında satıyor. İstihbaratınız aksi politika güdüyor yani.

Haber 7

Bu haber 1,624 defa okundu.