En Sıcak Konular

Demirel: AB üyeliği Türk halkının akılcı bir tercihi...

22 Haziran 2007 14:44 tsi
9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ''AB üyeliği Türk halkının akılcı bir tercihi. Bundan daha azı Türkiye için bir seçenek teşkil edemez, yani Türkiye AB'ye tam üyelik dışında bir seçenek düşünemez'' dedi.

      Türk-Alman Ekonomi Kongresinde konuşan Demirel, küresel uluslararası sistemin her ülkenin iç siyasetini ve dış ilişkilerini giderek artan biçimde şekillendirdiğini söyledi.
      Yoksulluk, yetersiz eğitim, fırsat eşitsizliğinin yasa dışı göçü, insan-silah-uyuşturucu ticaretini, organize suçları, dini ve etnik akımları tetiklediğine işaret eden Demirel, ''Günümüz dünyasında medeniyetler arasında bir çatışma olasılığı hala gerçek bir endişe kaynağıdır. Radikalizm tüm dünya çapında yükselmekte ve kutuplaşma riski sürekli artmaktadır. Kitle imha silahlarının yaygınlaşması büyük bir endişe kaynağıdır'' dedi.
      Türkiye açısından uluslararası ve bölgesel işbirliği söz konusu olduğunda, Almanya ile ilişkilerin dış politikada ne denli önemli bir yere sahip olduğunun bilindiğini ifade eden Demirel, Türk ve Alman devletleri arasında yüzyıllardır süren barışçıl ilişkilerin, Avrupa siyasi tarihinde istisnai bir durum olduğunu vurguladı.
      Demirel, ''Türkiye ve Almanya'nın geçmişte olduğu gibi, bugün de doğu ile batı arasında önemli bir köprü görevi üstlendiğini belirtmek isterim'' dedi.
      Türkiye'nin hali hazırda Avrupa'da en büyük 6'ncı, dünyada ise en büyük 17'nci sıradaki ekonomisiyle, ekonomik alanda hızla bir başarı öyküsü olma yolunda olduğunu ifade eden Demirel, Türkiye'de bugün 2 bin 600'ü aşkın Alman ve Alman ortaklı firmanın 5,5 milyar avroyu aşkın yatırımı bulunduğunu, Almanya ile ikili ticaret hacminin 2006 sonu itibariyle 19 milyar avroyu aştığını anlattı.
      Süleyman Demirel, Almanya'nın bugün Türkiye'nin en önemli ticari ortağı ülke konumunda bulunduğunu kaydetti.
      Demirel, ''Sayıları 3 milyona yaklaşan vatandaşımız, ilişkilerimizde çok önemli bir boyutu oluşturduğu gibi, kültürler arası diyaloğun geliştirilmesi açısından büyük rol oynamaktadırlar. Almanya'da yerleşik vatandaşlarımızın 'misafir işçi' konumundan sıyrılarak bugünün iş adamları olarak bu ülkede sahip oldukları 60 bine yakın işletmeye yaklaşık 300 bin kişilik istihdam imkanı sağlamış olmaları, konunun diğer bir veçhesini teşkil etmektedir'' dedi.
      Sadece ticari hayatta değil, Almanya'da yerleşik Türkler'den siyasi ve sosyal yaşantıda nüfus sahibi olanların gün geçtikçe arttığına dikkat çeken Demirel, ''Türkler katılımcılığı benimsemiştir'' diye konuştu.
     
     ''BİRLİK İÇİNE KAPANMAMALIDIR''
      Türkiye ile Almanya'nın uluslararası barışın ve istikrarın korunması konusunda ortak görüş ve düşünceleri paylaştığını söyleyen Demirel şunları kaydetti:
      ''Bu düşünce tarzı 'medeniyetler çatışması tezini' haklı çıkaracak her türlü davranıştan kaçınarak, uluslararası barış ve istikrarın egemen olmasını sağlamaya çalışmayı gerektirmektedir. Türkiye, nüfusunun önemli bölümü Müslüman olan yegane NATO üyesi ve AB'ye katılmak üzere müzakerelere başlamış bir ülke olarak, bu bakımdan özel bir konuma sahiptir. Almanya ise yeniden birleşmesini de mümkün kılan Avrupa bütünleşmesinin öncüsü konumundadır. Türkiye'ye AB üyeliği yolunda verdiği destek, Almanya'nın ülkemizin özel konumunun bilincinde bulunduğunun ve sahip olduğu Büyük Avrupa vizyonunun açık bir göstergesidir.
      Bugünkü küresel koşulların, AB'nin geleceğine ilişkin olarak daha ileri görüşlü bir düşünce istikametinde ilerlemesini gerekli kıldığını ifade eden Demirel, ''Birlik küresel bir aktör olabilmek için gerekli niteliklere sahiptir ve içine kapanmamalıdır'' dedi.
      AB'nin bir güç olarak sesini duyurmasının geçmişten kalan geleneksel düşünce kalıplarından ayrışan bir vizyon gerektirdiğine işaret eden Demirel, AB'nin küreselleşme ile yeni yüzyılın sunduğu teknolojik ve kültürel gerçeklerle başa çıkabilen ve aynı zamanda bunlardan azami ölçüde istifade edebilen bir birlik olması gerektiğini söyledi.
     
     ''TAAHHÜTLERE SADIK KALINMALIDIR''
      Süleyman Demirel, ''Bu çerçevede Türkiye'nin AB ile bütünleşmesi tüm siyasal, ekonomik, kültürel ve bunların da ötesinde stratejik sonuçlarıyla kıtamızın sınırlarını aşan önemli bir projedir. Unutulmamalıdır ki üye ülkeler Türkiye'nin de dahil olduğu genişleme sürecine yönelik bir taahhütte bulunmuşlardır. Taahhütlere sadık kalınmalıdır'' diye konuştu.
      Avrupa''nın her zaman farklı kültür ve düşünceleri kendi içinde başarıyla barındırabildiğine işaret eden Demirel, bu açıdan Türkiye'nin AB'ye sunacağı pek çok imkan bulunduğunu, Türkiye'nin çok boyutlu coğrafyası ve dış ilişkilerinin, AB'ye çok yönlü güvenlik ve dış politika seçenekleri sağlayacağını belirtti.
      Demirel, Türkiye'nin Avrupa'nın enerji güvenliği için güvenilir bir ortak haline geldiğini anlattı.
     
     ''AB ÜYELİĞİ TÜRK HALKININ AKILCI BİR TERCİHİ''
      AB'ye üyeliğin Türk halkının akılcı bir tercihi olduğunu ifade eden Demirel, ''Bundan daha azı Türkiye için bir seçenek teşkil edemez. Yani Türkiye AB'ye tam üyelik dışında bir seçenek düşünemez'' dedi.
      Demirel, Türkiye Cumhuriyetinin kendisinin esasen bir Avrupa projesi olduğunu, Avrupa'ya dahil edilmesinin hakkı olduğunu, Avrupa'dan dışlanmasının düşünülemeyeceğini söyledi.
      Demirel şunları kaydetti:
      ''Türkiye'ye kapılarını kapatan bir AB, gelişememiş bir siyasi cüce olarak kalmanın yanı sıra, ciddi boyutlarda istikrarsızlık ve belirsizlik yaratma potansiyeline sahip fay hatlarının oluşmasına neden olacaktır. Bu nedenle, katılımcı Türkiye-AB ilişkileri birbirinden ayrıştırılması mümkün olmayan ortak çıkarların toplamıdır. Taraflar kendi çıkarlarından kayba uğramadan karşı tarafın çıkarlarından feragat etmesini bekleyemez. Avrupalı karar alıcıların Türkiye'nin AB üyeliğini nihai hedef olarak görmeleri büyük önem taşımaktadır. Türkiye'nin AB üyeliği hem Avrupa hem Türkiye için bir kazançlı durumu ortaya çıkaracaktır.''
     
     TÜRKİYE'NİN BİRLEŞTİRİCİ ROLÜ...
      Demirel, dünyayı kültür ve din eksenli bölme çabalarına tanık oldukları bir dönemde Türkiye'nin birleştirici rolünün ve kimliğinin önemli bir değer teşkil edeceğini söyledi.
      Demirel, siyasi liderliğin Avrupa vizyonu için mücadele etmeyi gerektirdiğini, liderliğin kamuoyu yoklamalarına dayanmaması gerektiğini belirtti.
      Demirel, konuşmasında Türkiye'nin AB üyeliğinin sunacağı fırsatlara da değindi.
      Türkiye'nin nüfusunun 2025 yılında sabitlenmesinin beklendiğine işaret eden Demirel, bunun iş gücüne yönelik iç talebin artacağını, iş bulma amacıyla Avrupa'ya göç etme güdüsünün azalacağını, hatta tersine bile gerçekleşebileceğini gösterdiğini, ''Türk işçiler işgal edecek diye'' korkulmaması gerektiğini vurguladı.
      Türkiye'nin AB üyelik sürecinin küresel ve bölgesel barış bakımından derin bir anlam taşıdığını ifade eden Demirel, ''Hem bölgesel hem evrensel barışın altını çiziyorum; Barış bütün faaliyetlerin başlangıcıdır. Eğer barışı koruyamıyorsanız diğer faaliyetlerden bahsetmenin anlamı yok'' dedi. Demirel'in bu sözleri salondan alkış aldı.
      Türkiye'nin laikliği ve çoğulculuğu 84 yıllık demokratik bir deneyim içinde birleştirme başarısı gösteren bir kaç Müslüman ülkeden biri olduğuna dikkat çeken Demirel, ''AB'ye tam üyelik için müzakere eden bir ülke olan Türkiye, İslamiyet'in modern evrensel değerlerle bir arada yaşayabileceğini ispatlamaktadır'' diye konuştu.
      Konuşmasının ardından gazetecilerin ''Türkiye'deki seçimler Alman yatırımcılar için bir risk oluşturur mu?'' şeklindeki sorusunu da yanıtlayan Demirel, ''Niye oluştursun ki. Türkiye-Almanya münasebetleri zaten fevkalade iyi. Ticari münasebetler iyi'' yanıtını verdi.
      Her devlette seçim olduğunu ifade eden Demirel, devlette ve millette devamlılığın esas olduğunu belirterek, ''Türkiye demokratik bir ülkedir, gelin bu iş imkanlarından yararlanın diyoruz'' diye konuştu.



Bu haber 360 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,082 µs