En Sıcak Konular

"Siyonist sosyal psikoloji lâboratuarlarının 'denek'leri"

21 Haziran 2007 14:50 tsi
Reha Çamuroğlu'nun "Alevîlerin “gayrimüslim” olmalarını isteyenler var!" açıklamasını değerlendiren Hüseyin Hatemi "Gerçekten de öyle! Canavar odağı bunun için çok çalıştı. Aslında Canavar odağı yalnız Alevîler'in değil Sünnîlerin de İslâ

Geçenlerde Reha Çamuroğlu çok doğru bir açıklama yaptı: -Alevîlerin “gayrimüslim” olmalarını isteyenler var!

Gerçekten de öyle! Yine Reha Çamuroğlu'nun da isabetle belirttiği gibi, İran İslâm Devrimi'nden sonra özellikle Canavar odağı bunun için çok çalıştı. Aslında Canavar odağı yalnız Alevîler'in değil Sünnîlerin de İslâm'dan uzaklaşmalarını istediği için çeşitli girişimleri aynı anda yürürlüğe koydu:

1) Ateistleştirme girişimi: Bu girişim; Sünnîler ve Alevîler için ortak bir fesad girişimidir. Ancak, 1917 Ekim Devrimi'nden, 1989 yılı civarında Sovyet Rejimi'nin çöküşüne kadar, bu girişim tehlikeli olabilirdi. Komünizm yangınının çevreye yayılmasını önlemek için Sovyet yayılmacılığını ABD sosyal psikoloji lâboratuarlarında denenip piyasaya sürülen bir “Yeşil kuşak” tecrid maddesi kullanmak gerekiyordu. Ne var ki bu madde Sovyet Rejimi'nin çökmesinden sonra, hesaba katılmayan yan etkileri de ortaya çıkınca, tehlikeli ve zararlı sayılmaya başlandı. “Yeşil kuşaklar”, İran Devrimi'nin yayılmasını önlemek için, Pakistan'da, Afganistan'da, Orta Asya'da, artık “Sünnî Radikalizmi”ne yönlendirilmek gerekirken, “pozitivist”lerin de “ateist”leştirilmeleri uygun olacaktı.

2) Alevîliği, bâtıl bir din haline getirme girişimi: Bu girişim tasarısı özellikle Türkiye için hazırlandı ve yürürlüğe kondu. İran Devrimi'nin üzerinden bir yirmi yıl geçmeksizin, Türkiye'deki Alevîler'in bir kısmı -çok şükür ki az bir kısmı- “Alisiz Alevîlik” hastalığına tutuldular. Alevî önderliğine, “teorisyen”liğine soyunan kimselerin bazıları açıkça: “artık, Alevîliği, Ehlibeyt, Ali, Oniki İmam ipoteğinden kurtarmak gerekir, Alevîlik bir İslâm mezhebi değil, Uzakdoğu'dan Mezopotamya'ya kadar M.Ö. 3000 yıllarından beri kendisini gösteren “güneşe tapma kültü”nün İslâm dayatmacılığı sonucunda maskelenmiş biçimidir” demeye başladılar. Niyazî Berkes; ABD'de üretilen bu mikrobun, deneme döneminde, Hristiyanlığa karşı da denendiğini, bir “masonik” fırkanın, Emîr-ul mü'minîn'e sadece “söz”de bir nisbet iddia ederek, yılın belli döneminde, Mısır'da bir piramid'in bir bucağında “Güneş”e tapındığını yazmıştı. Amerikan -Siyonist sosyal psikoloji lâboratuarlarının “denek”leri elbette “varsayım insanı” olan “beşer”den seçilecektir. Bu insanlar üzerinde, özellikle İslâm'a karşı türetilen mikroplar denenir. Denekler, mikrobun yol açtığı hummanın ateşi içinde hezeyanlarını sayıklayarak açığa vururlar. “Alisiz Alevîlik” böyle bir hezeyan ifadesidir. Mantık aranması beyhûdedir.

3) Örtülü ateist Alevîlik: Bu mikrop, ateizm yayılırsa dünyalıklarından olacaklarından endişe eden Alevî önderleri “denekleri” üzerinde denenir. Bulaşıcılık özelliği daha fazladır. Türkiye'den seçilen denekler; önce Alevîliğin bir “Türk İslâmı” veya “Kürt İslâmı” olduğunu söylemekle başlayıp sonuçta: İnsandan yüce bir gerçek olmadığını, Alevîler'in “halka namazı” ile biribirlerine, yani “insan”a secde ettiklerini sayıklamaya başlarlar. Pir Sultan Abdal'ın duysa idi “küfr” sayacağı söylemlerle, Alevîler'in önce Yüce Sevgili'den kopmaları sağlanmak istenir. Bu hastalığın ilerlemiş döneminin belirtileri “Alisiz Alevîlik” ile aynıdır.

Ey Alevî ve Sünnî Azîzan, türetilen ve denenen mikroplar sadece Alevîler için değildir.

4) Alisiz Sünnîlik: Ehlibeytsiz Sünnîlik de deyebiliriz. Bu da Irak'ta korkunç tahribatını yapan ve ülkemizde de yapması için harıl harıl denekler üzerinde çalışılan korkunç mikrobik bir hastalıktır. Bu hastalığa kapılanlar da Ehl-i Beyt sevgisinin, Huseyn sevgisinin, Mehdi inancının, hastalık hezeyanı olduğu hezeyanı içindedir. Bu hastalığın ilerlemiş döneminde esasen Peygamber sevgisi de inkâr edilir ve aşılanan mikrobun alt türüne göre, “İslamî Modernizm”, “ılımlı İslâm” vs. gibi hezeyanlara varılır. Güzel deyişler ardında bâtıl kasdedilir.

Ey Azîzan, elbette İblis İblisliğini yapacaktır. Yerim bitmese idi, türetilen diğer mikroplardan ve â'razından da söz edecektim. İki değeri yüce emânet'den Kur'an-ı Kerim'i de, Kur'an-ı Nâtık olan Ehlibeyt'i de terk eden, hele her ikisini de terk edenin bu gibi hezeyanlara kapılacakları açıktır. “Biz Muhammed-Ali diyenlerdeniz”. Elhamdulillah.

yenişafak



Bu haber 617 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,984 µs