Ayhan Çarkın'ın gösterdiği çukur boş çıktı
23 Aralık 2011 08:12 tsi
Ayhan Çarkın 16 yıl önce kaybolan Tarık Ümit’in öldürülüp gömüldüğü yeri savcıya gösterdi. Asfaltlanan bölgede yapılan araştırmadan sonuç alınamadı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın faili meçhul cinayetlere ilişkin soruşturması kapsamında, tutuklu bulunduğu cezaevinden yer gösterme işlemi için İstanbul’a getirilen Ayhan Çarkın, kayıp MİT muhbiri Tarık Ümit’in aracının bulunduğu yeri gösterdi. Çarkın’ın anlatımları üzerine Ümit’in cesedinin gömüldüğü belirtilen yerde yapılan aramada ise yapılaşma, bazı yerlerin üzerinin asfaltla örtülmüş olması, arazinin yıllar önce sürülüp ormanlık alana çevrilmesi nedeniyle sonuç alınamadı. Çarkın’a, daha sonra Liceli işadamı Behçet Cantürk’ün aracından alıkonulduğu Kadıköy’deki Fenerbahçe Orduevi önünde ve cesedinin bulunduğu Sapanca’da keşif yapıldı.
Çelik yelek, olağanüstü koruma
Eski özel harekât polisi Ayhan Çarkın, soruşturmayı yürüten savcılar Mehmet Özgür ve Hakan Yüksel’in talebi doğrultusunda Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararıyla önceki gece uçakla İstanbul’a getirildi. Emniyet Müdürlüğü’ne, oradan da Adli Tıp Kurumu’na götürülen Çarkın, Ankara’dan karayoluyla gelen savcılar Özgür ve Yüksel, adli tıp uzmanları, olay yeri inceleme ekipleri ve 2 Mart 1995 tarihinden bu yana kendisinden haber alınamayan Tarık Ümit’in amcası Cemalettin Ümit’le birlikte Silivri’ye geçti. Önce Ümit’in aracının bulunduğu Büyükçavuşlu Mahallesi’ne götürülen Çarkın, aracın bulunduğu noktayı ve duruş şeklini anlattı. Çelik yelek giydirilen Çarkın’ın ifadeleri, resmî kayıt altındaki olay yeri bilgilerini teyit etti.
Yanmış bir ceset bulunmuş
Çarkın ve beraberindeki ekip daha sonra Kuşbahçe/Çiftlikevleri mevkisine geçti. 1995 yılına göre bölgenin değiştiğini, ev, yol ve orman bulunmadığını anlatan Çarkın, daha sonra Yıkıkhan Sırtı Beyciler mevkiinde bir alan gösterdi. Güvenlik şeridine alınan bölge traktörlerle sürüldükten sonra dedektör ve köpeklerle tarandı. Aramalar sırasında elleri kelepçeli olan Çarkın’ın, yanındaki polislere “Şu cesetler bulunsun da rahatlayayım, inşallah bulunur’’ dediği, incelemeye eşlik eden eden savcıların da Çarkın’a “Burada çeşme ve demiryolunu hatırlıyor musun?’’ diye sorduğu duyuldu. Akşama kadar süren aramalarda cesede ait bir kalıntıya rastlanmadı. Bu gelişme üzerine savcı, Silivri Belediyesi’nden son 15 yıldaki yapılaşmaya ilişkin bilgi alıp, civardaki köy muhtarlarıyla görüştü. Arama işlemine katılan Jandarma yetkilileri de savcıya Çarkın’ın gösterdiği mevkinin 1996’da komple sürülerek, orman arazisine çevrildiği, o sırada yanmış bir cesedin bulun-duğu bilgisini verdi. Savcılar, son 16 yılda Çarkın’ın tarif ettiği yerde bulunan meçhul cesetlerin araştırılması talimatını verdi.
Cantürk keşfi birebir örtüştü
Çarkın daha sonra işadamı Behçet Cantürk’ün zırhlı aracının alıkonulduğu Kadıköy’deki Fenerbahçe Orduevi önüne götürüldü. Buradaki işlemin ardından Cantürk’ün cesedinin bulunduğu Bolu Sapanca’da keşif yapıldı. Çarkın’ın gösterdiği yer ile resmi kayıtlarda yer alan uzman inceleme raporları aynen örtüştü.
Dört cinayetin keşfini de doğru bilmişti
1994’te Ankara’da işlenen Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Namık Erdoğan, Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın, avukatlar Yusuf Ekinci ve Faik Candan cinayetleriyle ilgili itiraflarda bulunan Ayhan Çarkın, başında Mehmet Ağar ile İbrahim Şahin’in bulunduğu özel harekâtçılardan oluşan yapılanmayı suçlamıştı. Erdoğan, Baskın, Ekinci ve Candan cinayetleriyle ilgili Çarkın’a Ankara’da yaptırılan keşifler, 17 yıl önce jandarma ve emniyetin hazırladığı raporlarla birebir örtüşmüştü.
Taraf
Bu haber 734 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle