Üstün: Başbakan da olsa hesabını verir
19 Aralık 2011 09:56 tsi
Faili meçhul cinayetleri gideceği yere kadar inceleyeceklerini belirten Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Üstün, "Kim yasaların dışına çıkmışsa hesabını vermek zorunda." dedi.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, son dönemde yapılan açıklamalar ve ifadelerin, faili meçhul cinayetleri araştırmayı bir ihtiyaç haline getirdiğini belirtti.
Meclis'teki grupların anlaşması halinde bu konuyu araştırmaya İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu olarak talip olduklarını söyleyen Üstün, "Kimileri 17 bin faili meçhul diyor. Ben inanmıyorum ama sadece bunu ortaya çıkarmak için bile komisyon kurulmalı. 17 bin mi 2 bin mi bin mi? Sırf bu iddia doğru mu diye ortaya çıkarmak için kurulmalı. Yoksa rakam konusunda bir propaganda mı yapılıyor bakılmalı. Biz alt komisyon olarak kurarsak 2015 yılına kadar çalışabiliriz" dedi. Bu konuda deneyim, altyapı ve arşive sahip olduklarını dile getiren Üstün, "Biz Meclis olarak kendimizi yargının yerine koymamız doğru olmaz, zaten yapamayız, zamanımız da yetmez ama cesaretlendirmelerimiz var. Bazı sembol olmuş davalar var, onların üzerlerine gidebiliriz. Savcının ulaşamayacağı yerler vardır. Meclis'in yetkileriyle ulaşabiliriz" diye konuştu.
HUKUK HERŞEYİ SAĞLAR
Üstün, faili meçhuller konusunda kim rutin dışına çıkmışsa hesabını vermesi gerektiğini belirterek, "Buna başbakan ve bakan da dahildir, kim ise bu kişi" dedi. Üstün, eski bakanlardan Mehmet Ağar'ın "Konjonktür öyle gerektirdi" sözüyle ilgili olarak da şu değerlendirmeyi yaptı: "Onu da ben anlamıyorum. Hukuk herşeyi sağlamış. Hukuk içinde mücadele etmek varken... Hukuk dışına çıktığınızda aslında sorunu çözmüyor, büyütüyorsunuz. Bakın şu anda güvenlik güçlerimiz hukuk içinde kalarak demokratik sistem içinde mücadele verilebileceğini örneğini veriyorlar." Faili meçhullerle ilgili iddiaların Başbakan Tansu Çiller'e kadar uzanmasıyla ilgili olarak Üstün, "Bu meselelerin devletin hangi katında olduğunu henüz bilemiyoruz. MGK'da konuşulduğu bahsediliyor. Daha alt birimlerden bahsediliyor. Bazıları sayın Başbakan'ın (Tansu Çiller) yanlış bilgilendirildiğinden bahsediyor. Başbakandan bu ülkeyi daha fazla sevdiğini iddia eden insanlar olabilir. Nerede durduğunu bilemiyoruz" dedi.
TERÖR ENVANTERİ ÇIKACAK
Üstün, son 30 yılda Türkiye'de terör belasından dolayı yaşam hakkı ihlalleri yaşandığını hatırlatarak, "Ne kadar insan ölmüştür, ne kadar polis ve askerimiz şehit olmuştur, sivil ölmüştür, terörist ölmüştür. Şehit ya da terörist ayırt etmeden sayısını tespit etmek istiyoruz. Bunların hepsi bizim insanımızdır diyoruz. Net bir bilgi, istatistik ve envanter yok. Önce bunu raporlayacağız. İkinci olarak şehit olan erimizin veya subayımızın, polisimizin, öğretmenizin ailesi ne durumda. Ekonomik, sosyal psikolojik olarak. Olumsuzluları varsa neler yapılabilir? Dağda ölenlerin yakınlarına da gidilecek. Bu çocukların dağa gitmemesi için neler yapılabilir, ne eksik kalmış? Medyatik olmamak için habersiz gideceğiz" dedi.
ASKERE FİSKE VURULMAYACAK
Kötü muamele, işkence ve ayrımcılığa karşı getirilen düzenlemelere kapalı kurumların kolay intibak edemediğini dile getiren Üstün, "Önceden TSK'da erler dayak yerse kol kırılır yen içinde kalır diyerek dışa vurmuyorlardı. Herkesin başından bir macera geçmiştir, boşver deniyordu ama artık denmiyor. Kıbrıs'ta askerlik yapan Uğur Kantar'ın birliğinde komaya girmesi bizim için de milat oldu. O olayın üzerine gittik. Şimdi bize dilekçe yağmaya başladı. Ben de dayak yedim, kötü muamele gördüm diye. Bakanlık olayların üzerine gidiyor, anlayış değişikliği var. Bu meselenin çözüleceğini düşünüyoruz. Bir fiske vurulmayacak noktaya getireceğiz. Genelkurmay Başkanlığı karar aldı, 2012 yılından itibaren TSK'da insan hakları dersi okutulacak" diye konuştu.
Zengin ülke sorunu var
Türkiye'nin göçmen ve sığınmacılar için geçmişte transit ülke konumunda olduğunu belirten Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün, "Göçmen ve sığınmacılar zengin ülke sorunudur. Transit ülke durumu halen devam ediyor ama kalıcı ülke haline geldik. İtalya, Fransa yaşıyordu. Artık biz de yaşayacağız. Buraya gelenler gitmemek üzere gelecekler. 28 il belirlemiş bakanlığımız, insanlar oralara da yerleşiyorlar. Buna göre pozisyonumuzu belirlememiz lazım" dedi.
Avrupa'yı büyük tehlikeler bekliyor
Almanya'da Neonazilerin işlediği cinayetlerle ilgili yaptıkları çalışmalarını da anlatan Üstün, Almanya'nın cinayetleri önce kişiler arası ticari rekabet, sonra aile içi şiddet gibi yansıtmaya çalıştığını belirterek, şöyle konuştu: "Almanya gezimizde Dışişleri Bakanları ile konuştuk. Bu insanları çocuklarının, kızının, eşinin, annelerinin öldüreceğini düşünüyorsunuz da neden Neonazilerin öldüreceğini düşünmüyorsunuz? Neden bu önyargı? Çok ciddi manada sorgulama yaptık. Bu meselenin takipçisi olacağız dedik. Neonazilerden hem Almanları hem de Türkleri kurtaralım istiyoruz. Bu yapılmazsa Almanya'yı ve Avrupa'yı çok büyük tehlikeler bekliyor. Almanlar bu işin üzerine gitmezse başlarına büyük bir bela gelecek. Kendi menfaatlerinedir bu işleri çözmek. Aydınlanmasını istiyoruz, rapor haline getireceğiz ve peşini bırakmayacağız."
yenişafak
Bu haber 576 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle