En Sıcak Konular

"Operasyon arka bahçemiz Kürtlere"

15 Haziran 2007 22:04 tsi
DTP'li bağımsızlar “Kuzey Irak’a yönelik bir operasyon arka bahçemizdeki Kürtlere karşı gerçekleşecektir” denilerek Türkiye’deki Kürtlerin buna tepki göstereceği savunuldu.

Beyannamede, Anayasa’nın belirlediği “temsilde adalet, yönetimde istikrar” ilkesinin yüksek seçim barajı nedeniyle Türkiye’nin derin bir siyasi krizle karşı karşıya olduğu belirtildi.

Beyannamede, "Cumhurbaşkanı seçimi, bu siyasi krizin ve toplumsal yarılmanın ne denli derin olduğunu açıkça gözler önüne sermiştir" denildi.

Beyannamede, istikrar ve güç adına iktidarın tekelleşmesi olamayacağı ifade edilen demokrasinin, gücün eşit olarak dağıtılmasını gerektirdiği kaydedildi. Beyannamede, “Bu çerçevede, siyasal yaşamın demokratikleşmesi ve bu alanın temsilcisi siyasal partilerin çoğulculuğundan söz ettiğimiz zaman, ne yazık ki özellikle ülkemizin Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki siyasal yaşam hakkında hiç de çağdaş, demokratik ve iyi şeyler söyleme şansına sahip değiliz” ifadeleri yer aldı.

Beyannamede, askeri darbelerin Kürt kökenli yurttaşlar arasında siyasal radikalizmi güçlendirdiği iddia edilerek, HEP’le başlayan ve Kürt kökenli yurttaşların demokratik taleplerini savunan yeni bir geleneğin 15 yıldır siyasi hayatta olduğu ifadeleri yer aldı. Beyannamede, bu siyasi geleneğin, parlamentoda temsil hakkından yoksun kaldığı, bu nedenle devlet ve bir kısım yurttaş arasında çağdaş ilişkilerin kurulamadığı savunuldu. Bağımsız adayların seçimlerden başarıyla çıkarak Meclis Grubunun oluşturmasının mümkün olduğu da belirtilen beyannamede şu yorumlarda bulunuldu:

OPERASYONUN HEDEFİ KÜRTLER

“-Son 20 küsur yıl, ülkemiz tarihine çatışmalı yıllar olarak geçti. Kürt sorunuyla bağlantılı olarak cumhuriyet tarihinde görülen çokt sayıdaki çatışmalı dönemden ve isyandan sonra, bu sonuncusunda 35 bini aşkın yurttaşımızı yitirdik. Kendi sınırlarımız içinde çözebileceğimiz bu sorun artık Ortadoğu'daki karmaşık emperyal ilişkilerin ve çıkarların bir uzantısına dönüşme tehlikesini taşımaya başladı.

Ülkemiz içinde de paramiliter, çatışmacı ve kamplaşmacı eğilimlerde artış gözleniyor. Sorun pek çok açıdan çözümün daha fazla ertelenemeyeceği bir hal aldı. Öte yandan bugün daha sık ifade edilmeye ve etrafında bir ulusal mutabakat sağlanmaya çalışılan sınırötesi operasyonun yaratacağı vahim sonuçları görmezlikten gelemeyiz. Amacının PKK’yi elimine etmekten ibaret olmadığının bizzat Genelkurmay Başkanı tarafından açıklanan bu operasyonun hedefi yaşadıkları coğrafyada yeni bir siyasi statü elde eden Kürtlerdir.

ARKA BAHÇEMİZDEKİ KÜRTLER

-ABD’nin ve AB’nin de karşı olduğu bu operasyon, AB sürecini dolayısıyla demokratik süreci kesintiye uğratacak ve kuşku yok ki Türkiyeli Kürtlerin de tepkileriyle karşılaşacaktır. Gerçekleşmesini hiç arzu etmediğimiz bu operasyon, Türkiye’nin ulusal birliğine ve bütünlüğüne büyük zarar verecektir. Çünkü bu operasyon Türkiyeli Kürtlerle akraba olan, aynı dili konuşan ve aynı tarihsel anları ve mirası birçok yönüyle yaşayan ve paylaşan bir halka yani arka bahçemizdeki Kürtlere karşı gerçekleşecektir.

-Kürt sorunu 'güvenlik, asayiş veya terörizm sorunu' olarak adlandırılmaktan vazgeçilmelidir. Çünkü, sorunun tarafları sadece silah taşıyan güçler değildir.

-Kürtlerin siyasal alanın aktif özneleri olabilmesinin önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Bunun için, bugünkü yüksek seçim barajı, adil temsilin önünde bir engel olmaktan çıkarılmalıdır.

Siyasi partilerin faaliyetlerini kısıtlayıcı ve yasaklayıcı tüm yasal engeller kaldırılmalı, demokrasinin ve siyasal alanın tesisinde bağımsız ve etkin bir rol oynamalarının yolunu açacak yeni bir siyasi partiler yasası çıkarılmalıdır.

-Yerinden yönetimin yolu açılmalı, böylelikle temsil ve katılımın önündeki engeller kaldırılmalıdır.

KÜRTLERİN TÜM PARTİLERİ MEŞRU SAYILMALI

-Kürtlerin siyasal temsilcileri ve partileri, barışın ve demokrasinin tesisi sürecinde her düzeyde meşru ve gerçek muhataplar olarak kabul görmelidir.

-Faili meçhul cinayetler aydınlatılmalı, suçlu resmi görevliler korunmamalı, adil bir şekilde yargılanıp cezalandırılmalıdır.

-Koruculuk sistemi kaldırılmalı, korucular sosyal güvenceleri ile birlikte başka istihdam alanlarına kaydırılmalıdır.

-Bütün bölge acilen mayınlardan temizlenmelidir.

-Kamusal alanda Kürtçenin serbestçe kullanılabilmesi için yasal ve hukuki düzenlemeler yapılmalı, “çok dilli resmi hizmet ve siyasi faaliyet” serbestliği sağlanmalıdır.

-Kürt dili ve edebiyatının araştırılması ve geliştirilmesi ve eğitimi önündeki engeller kaldırılmalıdır."

 



Bu haber 427 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,511 µs