En Sıcak Konular

Türkiye kendi yolunu çizebilir mi?

15 Haziran 2007 16:17 tsi
Türkiye kendi yolunu çizebilir mi? Türkiye’nin önde gelen bir haftalık dergisi Türkiye için “ya batı ya Rusya-Çin ekseni” haberi yaptı. Türkiye batıdan koparsa Rusya ve Çin’e kayar mı endişesi var. Türkiye eksen değiştirir mi? Batı ile ilişkileri gevşemiş bir Türkiy

Türkiye’de artan terör saldırıları devletin üst düzey yöneticilerinin yaptığı konuşmalara “batı karşıtı” bir ağırlık kazandırıyor. Ya da en azından böyle bir algı oluşuyor. Özellikle PKK terörüne ABD’nin “Irak’taki koşullar nedeniyle” engel olmaması, AB’nin ise PKK yandaşlarını Avrupa başkentlerinde barındırdığı iddiası Türkiye’de ABD ve AB karşıtı tansiyonun yükselmesine sebep oluyor. Yaşar Büyükanıt’ın Harp Akademilerinde yaptığı iki ayrı konuşmada Brüksel’i PKK’ya destek vermekle suçlamıştı.

Özellikle Yaşar Büyükanıt’ın AB’ye eleştirel yaklaşımı Türkiye’de “eksen değişikliği mi söz konusu” sorusuna yol açtı. Türkiye Batı ekseninden çıktığında ise Rusya-Çin eksenine kayacağı ileri sürülenlerden.

Peki, gerçekten böyle mi? Türkiye Batı ekseninden Rusya-Çin eksenine mi kayıyor? Bu sorunun yanıtını vermeden önce Yaşar Büyükanıt’ın Harp akademilerinde yaptığı konuşmanın ayrıntılı bir şekilde incelenmesi gerekiyor. Ancak biz kısaca şunu söyleyelim: Büyükanıt’ın konuşması sadece ABD ve AB’ye bir eleştiri değil, Rusya’ya yönelik de bir uyarı niteliğindeydi.

Büyükanıt’ın konuşması tam olarak “Batı karşıtı” bir çıkış sayılamazken, Türkiye’nin stratejik olarak Batı’dan uzaklaşamayacağı da bir gerçek. Çünkü ne Rusya ile ne de Çin ile Türkiye’nin stratejik öncelikleri uyuşmuyor. Türkiye’nin çıkarları Balkanlar, Kafkaslar ve Akdeniz’de Rusya ile çatışıyor. Özellikle enerji konularında Türkiye’nin çıkarlarının Rusya ile çatıştığı bir gerçek.

Bu yüzden Türkiye’nin eksen değiştirdiği şeklindeki tartışmalar haklılık taşımıyor. Türkiye’nin batı ekseninden çıkması zor görünüyor.  Ancak soğuk savaş sonrasında Türkiye’nin uluslar arası konumunu yeniden gözden geçirdiği de bir gerçek. Türkiye şuandaki tek kutuplu dünyanın varlığından rahatsız ve yeni kutupların doğmasını bekliyor. Ancak Rusya ve Çin gibi yeni kutuplar doğsa bile Türkiye batıdan kopmayacaktır. Batı ile ilişkilerini yumuşatmış ve diğer kutuplarla ilişkisini güçlendiren Türkiye’nin kendi yolunu çizmesi belki de en doğru seçenek gibi görünüyor. Ancak bunun da uzun vadede gerçekleşmesi zor görünüyor.

www.iyibilgi.com

Aktüel’in haberi:
6 Haziran 2007, saat 18.05'te uluslararası haber ajansı AP, bir Türk askeri yetkiliye dayanarak tek cümleyle duyurdu haberi: "Türkiye birkaç bin askerle  Kuzey Irak'a geçti!" Birkaç heyecan dolu saatin ardından önce Pentagon'un haberi doğruladığı bilgisi geldi, ardından da yalanlamalar... "Uluslararası ilişkilerde hiçbir şey tesadüf değildir" der alanın uzmanları... Gelişmeleri bu açıdan değerlendirmekte fayda var. Kerkük ve Kuzey Irak'a sınır ötesi askeri operasyon düzenlenmesi ilk kez 2007 başların da tartışılmaya başladı. Baharda, mayına çarpan askeri birliklerin verdiği şehitler arttıkça PKK kamplarına askeri operasyon düzenlenmesi yeniden gün¬deme geldi, özellikle son birkaç aydır askerler hemen her ortamda, böyle bir harekâtın kesinlikle gerekli olduğunu ve hükümetin bu yöndeki kararını beklediklerini dile getiriyordu.

"Türkiye'nin Kuzey Irak'ta tuzağımıza düşmesini umuyoruz!"

Son 15 günde yaşanan gelişmeler ise, hem siyasette hem toplumsal alanda gerginliği artırdı. Erken seçim kararının alınmasının hemen ardından, 22 Mayıs'ta Ankara Ulus'taki bombalama yaşandı. "Kuzey Irak'a harekât" çağrıları yapılırken, 24 Mayıs'ta ABD savaş uçakları dört dakika süreyle Türkiye hava sahasını ihlal etti. 25 Mayıs'ta Bingöl'de bir yük treni PKK eylemi sonucu raydan çıkınca, İran'dan yüklendiği ve Suriye'ye gittiği iddia edilen birtakım silahlar ve cephane ele geçirildi. 1 Haziran'da Süleymaniye'de Bölgesel Kürt Yönetimi'ne bağlı Peşmergeler sivil Türk askerlerine silah çekti. 4 Haziran'daysa, PKK Tunceli'de bir askeri karakola saldırı düzenledi, 7 asker şehit oldu. Ancak Türkiye'yi hızla Kuzey Irak'a çeken bu olaylar zinciri sürpriz değil. Zira Yeni Aktüel'in 97. sayısında, Kandil Dağı'ndaki PKK'lıların şok iddiaları yer almıştı: "Türkiye'nin Kuzey Irak'ta tuzağımıza düşmesini umuyoruz!" Erken seçim arifesinde, muhtemel meclis senaryolarını bile gölgede bırakan operasyon tartışmalarının uluslararası boyutuna ise pek az değiniliyor. Bu tablonun sadece Türkiye, Kuzey Irak ve ABD'yi ilgilendirmediği de ortada. Bu yüzden operasyonun sonuçlarını şimdi¬den öngörmek büyük önem taşıyor.

"ABD'nin asıl sorunu, Türkiye - Iran yakınlaşması!"

Strateji alanındaki çalışmalarıyla da tanınan emekli Tümgeneral Rıza Küçükoğlu olayları ABD - İran sorunu üzerinden değerlendiriyor: "ABD'nin gerçek derdi, Kuzey Irak ya da Irak - Türkiye ilişkisi değil, Büyük Ortadoğu Projesi! Yani en başta enerji güvenliğini ve akışını sağlamak, bölgedeki güvenli dostu İsrail için de Ortadoğu'da gerekli koşulları sağlamak... Bu amaçla, ilk defa, SENDCOM'a (Merkez Komutanlığı) amiral göndererek Basra Körfezi'nde de iki dev deniz gücünü bulunduruyor. ABD'nin Türkiye'ye bakışını İran meselesiyle bağdaştırıyorum. Çünkü Avrupalı ya da Amerikalı yabancılarla konuştuğunuzda, Türkiye'nin İran'la ilgili yansızlığından söz ettiğiniz anda tepkileri değişiyor. Nükleer sorunda Türkiye'nin tarafsız olmasını kabullenemiyorlar. ABD, İran'la ilgili sorununda bölgenin en önemli ülkesi olan Türkiye'yi yanma almak için için tüm ortamı hazırlıyor."

Küçükoğlu'na göre Türkiye, ABD'ye "İran'la konjonktürel sorunum kalmadı, bana rejim ihracından vazgeçti, PKK'yı korumuyor, aksine PEJAK'la ortak mücadele ve bilgi alışverişinde, ayrıca ticaretim de gelişti" dediği anda, bunun bedelini kesinlikle bekleyeceğiz! "ABD bunu bir anlamda 1 Mart krizi gibi sunacak. Baker - Hamilton raporunda yer alan 'Kuzey Irak'ta bir boşluk olursa, komşu ülkeler bunu doldurmaya kalkar ve Türkiye de Kuzey Irak'ı işgal eder' şeklindeki paranoya, hem kendi toplumunda hem Kürdistan hayalleri olan Kürtler'de iyice yayılacak". Küçükoğlu, Bingöl'de PKK bombasıyla devrilen yük trenini de PKK'nın taşeronluğunda, İran'la ilişkileri bozma amacını taşıyan bir hareket olarak tanımlıyor.

Rusya ile flört!

Konuya ilişkin bir diğer görüş ise, Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Beril Dededoğlu'na ait. "Kuzey Irak'a operasyon" tartışmalarının ardındaki tablonun çok daha önemli olduğu kanısındaki Dedeoğlu'na göre, konu Kuzey Irak - Türkiye meselesi değil! Önümüzde iki seçenek olduğunu belirten Dedeoğlu "Türkiye Batı içerisinde yeniden yer ve mevzi alma ya da Rusya - Çin eksenine kayma arasında bir seçim yapmak durumunda" diyor. Türkiye - Rusya arasındaki yakınlaşma başta ABD olmak üzere herkesin dikkatini çekiyor. Rusya Devlet Başkanı Putin'in ünlü "anti-Amerikancı konuşması"nın Genelkurmay web sayfasına konması, Putin ve Büyükanıt'ın söylemlerindeki benzerlikler, Milliyet'in Washington muhabiri Yasemin Çongar'ın bir röportajında dile getirdiği "Amerikalılar, Türkiye'de Rusya'nın etki alanına girmiş asker ve sivil kafalar var diye düşünüyor" gibi ifadeler bu yakınlaşmayı da, ABD'nin Türkiye'ye yönelik endişelerini de berraklaştırıyor.

Kuzey Irak Ortadoğu'dan nasıl görünüyor? Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde ders veren Irak asıllı ABD'li araştırmacı İbrahim El Maraşi, süreci şu sözlerle değerlendiriyor: "Bu gerilim, ABD'nin dört yıldır Irak'ta sürdürdüğü ataletin sonucu. Türkiye'nin yaşadığı kriz, 2003 nisanında Bağdat'ta Saddam Hüseyin'in heykelinin yıkılmasıyla başlayan olaylar zincirinin bir parçası! Türkiye'nin önündeki mesele, Ortadoğu politikalarında bir dönüş. 1998'de Türkiye, Suriye sınırına askerlerini yığdığında, bu hareket Şam'ın öcalan'ı sınırdışı etmesi için yeterliydi. Bugünse Türkiye'nin Irak sınırındaki birlikleri, Kürt liderleri PKK'yı kovmak için harekete geçirmiyor.

Çünkü bugün Kürt liderlerin arkasında ABD var. ABD, Irak'taki asker gücü sayesinde Ortadoğu politikalarında çok daha etkin! Ancak terörle savaş konusunda çelişki içerisinde... Kendisi 2001'de terörist El Kaide'yi vurmak için Afganistan'a saldırdı ama Türkiye'den Irak'ta PKK'ya karşı bir harekette bulunmamasını istiyor. Türkiye, Ortadoğu'da sorunsuz bir politika yürüttü ama 2003 sonrası yaşananlar Türkiye'nin artık bölgesel tehditler karşısında kendini izole edemeyeceği bir hal yarattı. ABD'nin faaliyetleri Türkiye'yi Ortadoğu'daki rolünü tekrar düşünmek zorunda bıraktı."

Sınırda asıl sorun Habur'daki durgunluk!

Uluslararası ilişkiler uzmanlarının görüşleri bir yana, sınırdaki bölge halkının ne düşündüğüne bakalım... Kuzey Irak sınırında görev yapan bir yetkiliyi AP'nin geçtiği haber üzerine "Nasılsın" diye telaşla aradık. Yanıtı şaşırtıcıydı: "Gayet iyiyim. Şu an Kuzey Irak'ta kebap yiyorum." Şaşkınlığımızı atınca, bölgeye dair şu bilgileri edindik: "öncelikle medya durumu çok abartıyor. Bölge yabancı ve yerli gazeteci dolu! Burası altı, yedi aydır gergin. Bölge halkının asıl rahatsızlığı Habur'daki ticari durgunluk... Terör tırmanmaya başladı ama insanlar buna da alışkın denebilir. Tek istedikleri geçinebilmek! Operasyona nasıl mı bakıyorlar? Bölgede istikrarı sağlayacak, ekonomiyi yine hareketlendirecek her türlü çözüme sıcak bakıyorlar!"

Aktuel dergisi



Bu haber 769 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,694 µs