En Sıcak Konular

Umur Talu isyan etti

14 Aralık 2011 13:00 tsi
Umur Talu isyan etti "Neden sağlığı da bir otorite, hükmetme, ayırma kayırma ve rant mevzii gören onca arsızlık!"

Ciddi, hayati mevzu. Dünyanın her yerinde tartışma konusu.
Prof. Ahmet Rasim Küçükusta tartışmayı yeniden ortaya açtı.
Keşke tıp âleminin yüzü tutup tartışsa... Keşke tıp denince "aciz, sessiz" kalabilen, sığınan ama şefkate kavuşmak kadar tuzak endişesi taşıyan sıradan faniler de tartışabil-sek. Cevap istesek. Kayda geçirsek.
Küçükusta, özellikle kalp-damar hastalığı, kolesterol ilaçlarının "aşırılığı" üstüne epey şey söyledi ve...
Doktorların bir kısmı dahil. Kardiyoloji Derneği'nin ilaç firmalarıyla ilişkisini sorguladı. Tartışmada bir taraf sayılırım. Uzun süredir o ilaçlarla yaşıyorum. Pardon, cümleyi yanlış kurmuş olabilirim. Manası "O ilaçlar sayesinde yaşıyorum"a gelebilir, ki ciddi abartma olabilir...
"Zaten yaşıyorum ama o ilaçlardan da (nedense) alıyorum" manası çıkabilir, ki ciddi hafife alma olabilir.

Kendimden bildiğim şu:
Altı yılı geçti; iki ay arayla iki ayrı hastanede, profesör nitelikli iki ayrı ekiple iki ayrı anjiyo olmak zorunda kalmıştım.
İlkinde bir tali damara stent takılıp bir, iki nispeten az tıkalı dışında başka sorun kalmadığı söylendi...
İki ay sonra, kriz eşiğinde muhtemelen, ilkinde atlanmış başka ciddi tıkalı damarlar keşfedilip sabah hemen "by-pass" gerektiği beyan edildi.
Ertesi sabahı by-pass değil, pas geçtim! İki ayrı anjiyonun CD'lerini (imkân olduğu için) başka doktorlara da yolladık.
İkiye ayrıldılar: Acil by-pass diyenler ile hass diyenler!
Aynı alanda uzman, onca tahsil üstü binlerce hasta deneyimli, sorumluluk sahibi insanlardan söz ediyoruz.

"Müspet ilim" puanıyla girdikleri uzun fakültelerden hassas İhtisasla bugüne gelmiş bilim İnsanları. Ama bilimsel kesinlik keskin biçimde yok işte! Nİce savcı ve yargıcın da kanunlara bakarken hissedemediği gibi, bir felsefe var. (Başka niyet yoksa elbet!)
Aynı hasta ve aynı verilerle farklı yorum var.
Hastanın kalbini, damarlarını gören ama; esas kalbini, ruhunu, kişiliğini, kimliğini, hayat şartlarını, mutluluğunu, mutsuzluğunu, umudunu, kırıklıklarını merak edecek niyeti, vakti, takati olmayan yorumcular.

Baktıkları damarlar, kalp vesaire, belki kanserli hücre, somut bir İnsana ait değil! Bir istatistiğe, ortalamaya, kategoriye ait. Binlerce başka buralı veya dünyalı gibi. Teşhis ve tedavi formülleri, kişiye ait değil; genel.
Tamam, her hastayı tanımalarını (sevmelerini :) bekleyemeyiz ama hiç hissetmeden, ruhuna dokunmadan bir hayat nasıl ele alınır!

Tanımadığım ama nedense güvendiğimiz uzaktaki bir doktora, CD'den ziyade kendimi anlattım.
Hastalığı kişileştirdim, kişiselleştirdim. (Ki kendim ve yakın çevreden tecrübeyle, bence her kalp hastalığı,her kanser ayrı; kişisel. Tedavilerin genel, ortalama olmasına rağmen.)
Sordum: Hâlâ aynı hasta mıyım?
Şimdi öğrendiği düşünme, yaşama, hissetme tarzımla artık somutlaştığımı, bu şartlarda o gerçek insana asla by-pass gerekmediğini söyledi. Bu da elbet tıbbi kesinlik değil. Bu da yorum.
Ama doktoru tek otorite olmaktan çıkaran, hastanın dünyasını, hatta doktorun kişiliğini ve felsefesini, kendini sorgulamak zorunda kalmasını da işe katabilen bir yorum.
Tamam, hastanelerin, tıbbın, makinelerin, ameliyathanelerin, kemoların, radyoların buna vakti yok.
Hastaların da bin tür imkânsızlık, çaresizlik, geç kalmışlık, teslimiyet, maddi, manevi bitkinlikle mecali yok. Ama birinci elik sorun bu: Hasta, hasta olmadan, size gelmeden önce de şahsi tarihi olan bir insandır!

Sonrası zaten tartışılmalı: Neden bu kadar çok ve sık radyasyonlu alet kullanımı?
Neden bu kadar çok (ve belirli) ilaçlar?
Neden ilaç firmalarıyla, sigorta şirketleriyle belli ilişkiler?
Neden felsefesiz, ruhsuz bir teşhis ve tedavi?
Neden ziyaret kadar ticaret!
Ve elbette:
Neden hâlâ insan yerine konmayan onca hasta, hastane personeli, hatta doktor?
Neden hastalıklarıyla ölüme yatırılan onca mahkûm ve tutuklu?
Neden işkenceye, şiddete, vahşete isyan etmeyip onay veren bunca Hipokrat?
Neden sağlığı da bir otorite, hükmetme, ayırma kayırma ve rant mevzii gören onca arsızlık!

Umur Talu / Habertürk



Bu haber 2,352 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,697 µs