En Sıcak Konular

Dev-Yol davası yeniden Yargıtay'da

14 Aralık 2011 12:56 tsi
29 yıllık Dev-Yol ana davası, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin direnme kararının ardından Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde yeniden görülmeye başlandı.

Duruşmaya, sanıklardan 9'u ile avukatları Şanal Sarıhan, Mehdi Bektaş ve Ömer Kavili katıldı. Daire Başkanı Ekrem Ertuğrul, duruşmanın başında, sanık sayısının fazla olduğunu belirterek, ''Burada olay yargılaması yapmadığımızı bilmenizi isterim'' dedi.

Ertuğrul, temyiz incelemesinde sadece hükümdeki aykırılıkların ortaya konulması gerektiğini belirterek, sanık avukatlarından savunmalarında tekrardan kaçınmalarını ve yalnızca hukuka aykırı konuları gündeme getirmelerini istedi.

Duruşmada söz alan sanık Yaşar Kanbur'un avukatı Ömer Kavili, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin direnme kararının ardından dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na geldiğini hatırlatarak, Ceza Genel Kurulu kararının kendilerine tebliğ edilmediğini söyledi. Kavili, Kurul kararının kendilerine tebliğ edilmesini ve savunma için süre istedi.

Kavili'nin bu talebi üzerine ara veren heyet, sanık avukatlarına duruşmanın ardından Ceza Genel Kurulu kararının tebliğ edilmesine, duruşmaya gelip savunma yapmak isteyen sanık ve müdafilerinin savunmalarının alınmasına karar verdi.

Sanıklardan Celal Mut, Mehmet Hassoy ve Murat Parlakay'ın avukatı Şanal Sarıhan da Ceza Genel Kurulu kararının kendilerine tebliğinin ardından savunma yapacaklarını belirterek, süre istedi.

Diğer sanıkların avukatı Mehdi Bektaş ise Ceza Genel Kurulu kararının kendisine de tebliğ edilmediğini, ancak dilekçe yazarak talep etmesi üzerine karara ulaştığını belirtti. 29 yıllık davayı başından beri takip ettiğini söyleyen Bektaş, davada dosyaların eksik olduğunu, eksik belgelerle karar verilemeyeceğini daha önce de beyan ettiklerini anlattı.

Davanın ilk aşamasında sanık sayısının 723, dosya sayısının 650'nin üzerinde olduğunu söyleyen Bektaş, ''Biz, Sıkıyönetim Mahkemesinin kararına bizi muhtaç hale getirmeyin, dedik, ama Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 23 sanık aleyhine bozma kararı verdi. 1 sanık lehine bile bozma kararı yok'' dedi.

-''Ben yoruldum, heyetin de yorulmasını istemem''-

Bektaş, sanıklardan Nuri Özdemir, Emin Koçer ve Hasan Ertürk dışındaki sanıkların göz altına alınma tarihleri itibariyle dava zaman aşımının dolduğunu savunarak, ''Zaman aşımının başlangıcında fiil zamanı başlangıç olarak alınmalıdır. Gözaltı süresi başlangıç olarak alınamaz. Oluşan suç vasfının işleniş tarihi itibariyle zaman aşımı dolmuştur. Davayı başından beri izliyorum, ben yoruldum. Heyetin de yorulmasını istemiyorum ve tüm sanıklar yönünden davanın zaman aşımından düşürülmesini istiyorum'' diye konuştu.

Duruşmaya katılan sanıklardan Hıdır Adıyaman ve Bünyamin İnan da savunma yapmak için süre istediler.

Sanık Cahit Akçam ve diğer sanıklar ise davanın zaman aşımına girmesini değil, beraat etmek istediklerini dile getirdiler.

-36 yıl sonra ilginç tesadüf-

Yargıtay'ın ceza dairelerinin, uzun yıllar Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünün hizmet verdiği binaya taşınması nedeniyle davada ilginç bir tesadüf de yaşandı.

Duruşmada söz verilen sanıklardan Erdoğan Genç, 1975 yılında memur olarak Emekli Sandığında bu binada çalışmaya başladığını belirterek, ''Bir garip tecellidir ki 36 yıl önce burası emekli sandığıyken başladı bu iş, burada da bitsin istiyorum'' dedi.

Duruşmanın ardından konuşan Genç, 1975 yılında memur olarak girdiği Emekli Sandığının bu binasında 36 yıl sonra yeniden hakim karşısında olduğunu belirtti. Genç, ''Burası, 7. kat, hem de bu salon İştirakçı Hesaplar Daire Başkanlığı idi. Benim çalıştığım oda da duruşma salonunun karşısındaydı. 1979'da çalışmaz duruma geldim, aranmaya başlayınca 1980'de yakalandım. 9 yıl Mamak Cezaevi'nde yattım. O zamanlar doğan çocuğum şimdi 35 yaşında. Dükkanım var, esnafım. Bu iş bu binada başladı, umarım bu binada biter'' diye konuştu.

Mahkeme heyeti, sanıklar ve avukatlarına savunma yapmaları için süre verilmesine karar vererek, duruşmayı 18 Ocak 2012'ye bıraktı.

-Davanın süreci-

Ankara 1 No'lu Sıkıyönetim Mahkemesinde, 574 sanıkla 18 Ekim 1982'de başlayan Dev-Yol ana davasında, birleştirilen dosyalarla sanık sayısı 723'e çıktı.

Sıkıyönetim Mahkemesi, 17 Temmuz 1989'da 7 kişi hakkında idam, 39 kişi hakkında ömür boyu, 346 kişi hakkında 2 ila 20 yıl arasında ağır hapis cezaları verdi.

Kararın bozulması ve sıkıyönetim mahkemelerinin kaldırılmasının ardından Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden ikinci yargılamada, idam cezası istemiyle yargılanan 22 sanıktan 2'si idam, 20'si müebbet hapis cezasına mahkum edildi.

Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 28 Mayıs 2004'te müebbet hapis cezasına çarptırılan 20 sanık hakkında verilen kararı, idam cezası üzerine kurulduğu gerekçesiyle bozdu. Bozma gerekçesinde, kararın kaldırılan idam cezası yerine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası üzerine kurulması gerektiği belirtildi.

Sıkıyönetim Mahkemesi, 17 Temmuz 1989'da 7 kişi hakkında idam, 39 kişi hakkında ömür boyu, 346 kişi hakkında 2 ila 20 yıl arasında ağır hapis cezaları verdi.

Kararın bozulması ve sıkıyönetim mahkemelerinin kaldırılmasının ardından Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden ikinci yargılamada, idam cezası istemiyle yargılanan 22 sanıktan 2'si idam, 20'si müebbet hapis cezasına mahkum edildi.

Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 28 Mayıs 2004'te müebbet hapis cezasına çarptırılan 20 sanık hakkında verilen kararı, idam cezası üzerine kurulduğu gerekçesiyle bozdu. Bozma gerekçesinde, kararın kaldırılan idam cezası yerine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası üzerine kurulması gerektiği belirtildi.

Davayı tekrar görüşen Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 2006'da 20 sanığı müebbet, 2 sanığı ise 16 yıl 8'er ay hapis cezasına çarptırdı. Müebbet hapis cezasına çarptırılan sanıklardan Osman Nuri Ramazanoğlu vefat etti.

Yargıtay 11. Ceza Dairesi, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin kararını bu kez de ''sanıkların savunma haklarının kısıtlandığı'' gerekçesiyle oy birliğiyle bozdu. Bozma kararında, sanıklar hakkındaki kararın, sanıklara yüklenen suçun yasada öngörülen cezası itibarıyla Ceza Muhakemesi Kanunu'nun müdafi görevlendirilmesine ilişkin 150/3 ve müdafi görevlendirilmediğinde yapılacak işleme ilişkin 151/1 maddeleri uyarınca bozulmasına karar verildiği belirtildi. Kararda, ''kararın tefhim edildiği oturumda bazı sanık müdafilerinin hazır bulunmaları sağlanmadan hüküm kurulması suretiyle savunma haklarının kısıtlandığı'' ifade edilerek, bunun yasaya aykırı olduğu ifade edildi.

Yargıtayın bozma kararından sonra dosya tekrar Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesine gitti. Mahkeme, 1982'de görülmeye başlanan davada, daha önce verdiği kararda direnerek, 19 sanığı müebbet, atılı suç tarihinde yaşı 18'den küçük olan 2 sanığı ise 16 yıl 8'er ay hapis cezasına mahkum etti.

Buna göre mahkeme, 2006'da verdiği kararda direnerek, sanıklardan Nuri Özdemir, Emin Koçer, Yaşar Kanbur, Nurettin Aytun, Cahit Akçam, Murat Parlakay, Erdoğan Genç, Hasan Ertürk, Yusuf Yıldırım, Mehmet Hassoy, Hilmi İzmirli, Celal Mut, Melih Bekdemir, Ahmet Akın Dirik, Atalay Dede, Hıdır Adıyaman, Turhan Yalçın Bürkev, Halil Yasin Ketenoğlu ve Bünyamin İnan'ı ''Anayasal düzeni cebren bozmaya teşebbüs etmek'' suçlamasıyla müebbet hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, atılı suç tarihinde yaşı küçük olan Veli Yıldırım ve Hüseyin Aslan'ı ise 16 yıl 8'er ay hapis cezasına mahkum etti. Mahkeme, yurt dışında bulunan sanık Halil Yasin Ketenoğlu'nun bozma ilamına karşı beyanının alınmasına gerek görmedi.

Yerel mahkemenin direnme kararının ardından dava dosyası Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na geldi. Kurul, 2 sanık için dosyanın zaman aşımına girdiğini belirterek, yerel mahkemenin ''eylemli uyma'' kararı vermesi nedeniyle bu konuda gerekli incelemenin Yargıtay 11. Ceza Dairesi tarafından yapılmasına karar verdi. Ancak dosya, Yargıtay'da daireler arasındaki yeni görev dağılımı nedeniyle 9. Ceza Dairesi'ne gönderildi.

aa

Bu haber 635 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,302 µs