Türk futbolunda büyük kriz
22 Kasım 2011 15:43 tsi
Türk futbolu büyük bir çöküşün eşiğinde.
Süper Lig'de şike. Milli Takım'da hayal kırıklığı. Peki bu kriz ortamında nasıl çıkılacak?
Bugün biraz futbol yazmak istiyorum. Beşiktaş maçı sonrası yazmak şart oldu.
Genel olarak Türkiye'de futbol krizde. İyi futbol oynayan takım yok, öne çıkan genç yetenek yok, Burak dışında (o da kalıcı mı geçici mi bilmiyoruz) öne çıkan futbolcu yok, sadece ve her zaman olduğu gibi ateşli taraftar ve hâlâ iyi futbol izlemek isteyen futbol hedef kitlesi var.
Futbolun değeri şu anda takımlardan değil, izleyicinin bitip tükenmek bilmeyen futbol aşkından geliyor. TFF'nin "bu aşka" iyi sahip çıkması gerekiyor.
Futbolumuzun krizde olduğunu; çok kötü futbol oynayan ve 2010 Avrupa Şampiyonası'na gidemeyen A Milli Takımımız'dan da anlıyoruz. Kulüpler kötü futbol oynayınca, A Milli Takım'ın iyi olabilmesi mümkün mü? Değil... Avcı'yı değil isterseniz Mourinho'yu ya da Guardiola'yı getirin eğer kulüplerinizde iyi futbol oynanmıyorsa, hatta kulüpleriniz iyi yönetilmiyorsa, "bilimsel" yönetilmiyorsa asla ve asla Milli Takımlarınız sürdürülebilir başarı sağlayamaz!
Alalım Galatasaray'ı... İyi yönetiliyor mu? Geçen yıla göre daha iyi futbol oynuyor mu? "Eh ucundan azcık!"
Galatasaray 20 puanda ama bu yıl daha iyi takım olduğu için değil bu yıl rakipleri daha kötü olduğu için! Fatih Terim'in yeni bir futbol anlayışı getirdiğinden söz edebilir miyiz? Daha güçlü bir takım yarattığından söz edebilir miyiz? Hayır.
Bir takımda ruh olması için önce kondisyon olması gerekir. Galatasaraylı futbolcular oyunun ilk başından itibaren dört pası yapamayacak kadar acizler, zaten bir süre sonra da yorgunluktan pas yapacak halleri kalmıyor. Orta sahada emektar Ayhan hâlâ Galatasaray'ın kurtarıcısı. Bol enerji yakıp, şuursuzca atak yapmayı futbol oynamak sanan Sabri en gözde yedeği.
Galatasaray'ı daha iyi yönetmesi gereken ve sportif başarıyı hazırlayacak olan kim? Yönetim. Galatasaray iyi yönetiliyor mu? Geçen seneye göre belki daha iyi ama mutlak olarak baktığınızda hâlâ kakafonik bir yönetim hakim. Her kafadan bir ses çıkıyor. İçerideki kamplaşmalar farklı yönetim sorunlarını ortaya çıkarıyor.
İşte en son yaşanan Medical Park sponsorluk krizi. Yekta Acıbadem'de ameliyat edilmiş de Medical Park buna itiraz etmiş de, sponsorluğunu yenilemeyecekmiş de, cartmış da curtmuş da...
1) Galatasaray markasının yanında Medical Park kim de Galatasaray'ı bu duruma düşürüyor?
2) Eğer anlaşmada "sporcular Medical Park'ta tedavi edilir" maddesi varsa bu maddenin insani ya da rekabet kanununa uygun olup olmadığı tartışıldı mı?
3) Eğer böyle bir madde varsa sözleşmelere uygunluğu sağlayacak bir yönetim sürekliliğinin olmadığı ortada değil mi?
4) Önemli olan sponsorluk anlaşması imzalamak değil o sözleşmede yapılanları uygulatmaktır. Bu da yönetimin kalitesini gösterir. Önceki yönetimin yaşadığı Ali Sami Yen-Telekom Arena sürtüşmesini henüz unutmadık.
Medical Park sponsorluk gerilimi bile Galatasaray'da işlerin iyi gitmediğini gösteriyor. Galatasaray kötü yönetiliyor da diğerleri iyi mi yönetiliyor? Hayır yönetilmiyor. Üstelik de üç büyükler borsa şirketi. Yani diğer şirketlere göre daha "şeffaf" olmaları gerekiyor.
Sözün özeti: Türk futbolunun krizi kulüpler iyi yönetilmeden, Türk futbolcuları yabancılarla iyi kaynaştırılmadan bitmez. Geçici başarılar elde edilir ama kulüpler kötü yönetildiği sürece biz A Milli Takım Teknik Direktörü değiştirmeye devam ederiz.
Çekirgelik
Sadece fazla ileri gitme riskini göze alanlar ne kadar ileri gidebileceğini öğrenir. Thomas Stearns Eliot
Ali Atıf BİR yazdı...
Bu haber 671 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle