ABD'den sınır ötesi sinyalleri!

11 Haziran 2007 15:31 tsi
Türkiye, yeniden Amerikan medyasının gündeminde. Bir yandan Amerikan kanallarında Türkiye'yi turistik ziyarete davet eden reklam filmleri, diğer yandan sanki Irak'a kuzeyden savaş açacakmışız manzarası...

Ali H. Aslan'ın yazısı:

ABD'den sınır ötesi sinyalleri 

Türkiye, cumhurbaşkanlığı seçimi kargaşasından ve askerî muhtıradan kısa süre sonra yeniden Amerikan medyasının gündeminde. Ve yine ülkemizin tanıtımına hiç de olumlu katkıda bulunmayan şekilde. Bir yandan Amerikan kanallarında Türkiye'yi turistik ziyarete davet eden reklam filmleri yayınlanırken, diğer yandan sanki Irak'a kuzeyden savaş açacakmışız manzarası var.
Mesela New York Times, Irak sınırına Türk askerî yığınağının kayda değer oranda artması ve demeçlerin kızışması sonucu, 8 Haziran'da konuyu başyazısında ele aldı ve binlerce askerle Kuzey Irak'a girmenin bir 'felaket' olacağını yazdı.

En az Türkiye'nin imajı kadar ABD' nin imajı da gümbürtüde. Bush yönetimi, PKK terörüne karşı Kuzey Irak'ta ciddi bir şey yapamamaktan dolayı kendi kamuoyuna vicdani bir sorumluluk taşımıyor. Çünkü Washington'ın resmi görüşünün aksine, Batı medyasının büyük kısmı PKK'yı terörist bir örgütten ziyade 'isyancı', 'bölücü', 'militan' bir 'gerilla' grubu olarak görüyor ve öyle yazıyor. Amerikan hükümetinin temel endişesi, Irak'ta yeni bir savaş ve kargaşa cephesi daha açılmasını önlemeyi becerememiş konuma düşmek. Tevekkeli değil, geçen hafta bir Amerikalı diplomat dostum, meselenin Amerikan basınında haber olup başlarını ağrıtmasından yakınıyordu.

Irak'taki beceriksizlikleri Kongre'de yüzlerine vurulmasın diye mevcut Genelkurmay başkanının görev süresini uzatma teamülünü General Peter Pace için uygulayamayan naçar bir hükümet var Beyaz Saray'da. Büyük bir Türk harekâtı, ABD'yi önemli bir NATO ülkesiyle papaz etmesi, diplomatik ve askerî yükleri bir yana, Bush yönetimi aleyhine yeni bir tenkit kapısı açacaktır.

Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, AP haber ajansı yayın kuruluyla yaptığı toplantıda konuyla ilgili bir soruya cevap verirken, Irak'ın kuzey sınırındaki problemin 'özgürleştirmeden sonra' zuhur etmediğini, 'uzun zamandır' var olduğunu vurgulama ihtiyacını hissediyordu. Yani Amerikan kamuoyuna bu sorunun ABD'nin Irak'ı işgalinden dolayı neş'et etmediğini izaha çalışıyordu.

Rice'ın şu cümlesi de son gelişmelerin Washington'da nasıl okunduğunu gösteriyor: "Türkler (PKK) sorun(uy)la ilgilenilmesi sinyalini gönderiyor, ilerleme bekliyor". Ankara geçen yaz da Washington'a siyasi ve diplomatik kanallarla en üst seviyeden böyle ciddi bir sinyal göndermiş, ortalığı hareketlendirmişti. Terörle mücadele koordinatörlüğü makamının ihdas edilmesi ve Amerikan tarafından emekli general Joseph Ralston'ın atanması o sinyalin ürünüydü. Bu hamlede ABD açısından temel önceliğin zaman kazanmak olduğu anlaşıldı. Şimdilerde Türkiye'den gelen sinyaller ise çok açıktan. Dolayısıyla ABD'nin başını daha çok ağrıtıyor. Bu nedenle de Rice yarı tehditkar yarı dostça uyarıda bulunuyor: "Daha katı bir sınır ötesi angajmanın zararlarını Türkler biliyor ve anlıyor. Bunun sonuçları Irak için çok iyi olmaz ve Türkiye için çok iyi olmaz."

Rice, Irak'ın kuzey sınırındaki sorunun zaman zaman 'akut' hale geldiğine, son aylarda PKK saldırılarından dolayı yeniden 'akut fazda' olduğuna işaret ederken, Amerikalı yetkililerin özel sohbetlerinde sıkça kullandıkları argümanları tekrarlamış oluyordu. Washington'daki temel anlayış şu: Terör, kronik bir problem. Sorumlusu biz değiliz. Ankara terörün kökten tedavisi için gerekli sosyal, ekonomik ve siyasi adımları yeterince atmadı. Bunun bedelini Irak'ta ek bir kargaşa yaşayarak, oradaki tek sağlam dostumuz Kürtleri karşımıza alarak ve kendi kamuoyumuz önünde küçük düşerek niye ödeyelim?

ABD'nin PKK'ya karşı Kuzey Irak'ta ciddi bir harekete geçmesini engelleyen şartlar değişmediğine göre, kısa vadede onlar için en iyisi, kronik problemi akutlaştıran faktörlerin mümkün mertebe izale edilerek müdahale baskısının azaltılması. Bir Amerikalı yetkilinin Reuters'a 7 Haziran'daki demeci, bu konuda ipucu veriyordu. Yetkili PKK'yı kastederek 'Türkiye içinde daha büyük terör saldırıları yapmaktan imtina edeceklerdir' diyordu. Bu diplomatik ifadenin açılımı, ABD'nin Kuzey Iraklı Kürt liderlere ve aracı kanallarıyla PKK'ya gerilimi tırmandırmama mesajını kuvvetle vereceği. Zaten terörün bu derece hortlaması Washington'da birçoklarını şaşırtmıştı. Buralardaki genel beklenti, Türkiye'deki hassas seçim döneminde PKK'nın fazla boy göstermeyeceği yönündeydi.

Netice itibarıyla, Washington'da Kuzey Irak'a yönelik büyük bir kara harekâtına ilişkin sinyallerin rengi hâlâ kırmızı. Verilen mesaj 'Uzaktan bombalayacaksan bombala, ama sınırı geçmeden önce dur, bin düşün, illa geçeceksen dikkatli geç, fazla uzağa gitme ve hemen kendi sınırlarına çekil' şeklinde özetlenebilir.

Sınıra asker yığılmasının ve bunun Amerikan medyasına Bush yönetimini küçük düşürecek şekilde yansımasının Türkiye açısından en büyük faydası, ABD'nin mevcut terör saldırılarını düzenleyen güçlere baskısını artırması olacak. Kuzey Irak'taki konjonktürde Türkiye lehine radikal bir değişiklik beklenmemeli. Bu arada olan, şehitlerimize oluyor. Ayrıca Türkiye, Kürt sorununu barışçı ve demokratik yollarla çözemeyip kaba kuvvete bel bağlayan bir devlet konumuna düşerken, kronik imaj problemimiz de akutlaşıyor.

Zaman

Bu haber 564 defa okundu.