Şakası olmaz: ‘İmza var yetki yok!’

11 Haziran 2007 12:07 tsi
Sınırötesi operasyon için hükümetten ‘yazılı’ izin bekleniyor ama hükümete göre durum öyle değil. Meğer bu izin verilmiş! Ne zaman, nasıl, kim tarafından belli? Fakat Genelkurmay’a göre durum daha değişik.. Zira onayı kendine istemiyor?

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’a yönelik bir sınır ötesi harekat için hükümetten beklediği “yazılı” onay meselesi “yılan hikaylesi”ne dönmüş durumda. Üstelik hemen hergün bu onay üzerine binbir tevzirat çıkıyor.

Gelinen ve garip son durum ise şöyle… Hükümete göre, TSK’nın tüm plan, program, olası ihtimal ve olasılıklar görülmüş, konuşulmuş, değerlendirilmiş durumda. Buna tüm ihtimaller dahil!

Yani, yaygın iddilara rağmen hükümetle TSK arasında kopukluk bir kenara, Inak konusundaki siyasi talimatlar hükümet tarafından ve buraya dikkat “başbakan imzasıyla” verilmiş durumda.

Sorun ne o zaman?

Hatta bu konudaki durum o kadar net ki, hükümete haber vermek şartıyla Genelkurmay her türlü inisiyatifi kullanabilir. Harekat da dahil! Peki ama bu “imza” ne zaman verilmiş ve o zaman neden “verilsin” tartışması sürüyor?

İddialara göre bu imzalı onay, Türk askerlerinin Kuzey Irak’ta peşmergeler tarafından durdurulması ve askerlerimizin üzerine silah doğrultulmasını takip eden bir-iki gün içinde, hatta aynı gün olmuş.

Yakın tarihli olduğu için bu çok bilineni ama işin bir tarafı… İkinci iddia ise bu kararın daha önce 2006 yılında verildiği. Buna ilişkin de somut olaylara dayalı iddialar bulunuyor.

Son anda araya girmişler…

2006 yılının Temmuz ayında yine üst üste şehit haberlerinin geldiği günlerde, “ok yaydan çıkıp havada durdurulmuş”! Terörle Mücedele Yüksek Kurulu’nun acil toplantısından sonra, Hava Kuvvetleri uçaklara mühimmat bindirmiş, askerler sevk edilmiş, tüm komutanlar alarm durumuna geçirilmiş.

Saatler sayılırken,  ABD’nin “yalvar yakar” telefonları bir şans daha isteyince ertelenmiş. İşte o günlerde de Genelkurmay’la mutabakat sağlandığı ve “gereken siyasi irade”nin verildiği söyleniyor.

Bunlar değil…

Yani hükümet üyelerinin ağzından çıkacak ve duyulur halde bu onayların verildiği söyleniyor. Oysa askeri kanat açısından bu olayların günümüzde beklenen yetkiyle ilgisi yok!

Nedenine gelince. Bu olaylar farklı. Sıcak takip veya sınırlı geçişler zaten yapılıyor. Ama bu farklı. Bu yüzden TBMM onayı gerekiyor. Hatta farklı bir söyleme göre, bu yetki ve sorumluluk askere verilecek de değil. İlginç ama asıl istenen hükümete Meclis tarafından bu yetkinin verilmesi!

Dikka edilirse TSK zaten bize yetki verilsin demiş değil. Söylediği, “hükümet TBMM’den yetki aldıktan sonra bizimle görüşür, bu harekatın siyasi hedef ve sınırlarını belirler.”

Yani bir anlamıyla işin “teknik” kısmı. Yetkiyi, hükümetin TBMM’den alması gerekiyor. Bu durumda da hükümetin, “biz gerekli izin ya da onayı hem de ‘başbakan imzası’ ile verdik demesinin konuyla ilgisi kalmıyor.

 

 

 

Bu haber 912 defa okundu.