Türk dış politikasında vicdan gücü

18 Ekim 2011 22:52 tsi
Dışişleri Bakanı Davutoğlu: "Türk dış politikası bugün vicdan ile gücü birleştirmektedir. Etrafımıza dostluk, komşuluk ve Mevlana'nın gördüğü aşkı inşa edene kadar gece gündüz diplomasiyi kullanmaya çalışacağız"

 Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ''Bizim vatandaşımızı katledenlere haddini bildiririz. Kendi halkını katledenlere de 'bunu yapma' deriz'' dedi.

Davutoğlu, Konya'da Mevlana Üniversitesi'nin 2011-2012 Akademik Yıl açılış töreninde öğrencilerin sorularını cevapladı.

İlköğretim matematik öğretmenliği öğrencisi Nur Ceren Erçallı, ''Suriye veya İsrail'de yaşanan gerginliklerin komşularla 'sıfır sorunu' bitirdiği şeklinde görüşler var, bunlar ne kadar doğru?'' şeklindeki sorusu üzerine Davutoğlu, bu politikayı hiçbir zaman terk etmediklerini, terk etmeyeceklerini söyledi.

Bunun vazgeçilmez bir unsur olduğunu vurgulayan Davutoğlu, komşularla sıfır sorun ilişkisinin daha önce kitabında da yer alan bir kavram olduğunu, bir ülkede istikrarın ve demokrasinin güçlenmesi için o ülkenin insanlarının kendini huzurda hissetmesi gerektiğini bildirdi.

Vatandaşların kendisini bir tehdit ve baskı altında hissetmemesi gerektiğini dile getiren Davutoğlu, ''Maalesef soğuk savaş dönemde iki kutupluluğun doğası gereği biz Sovyetler Birliği'ni, tarihi gerekçelerle ve başka gerekçelerle Yunanistan'ı, Bulgaristan'ı ve birçok ülke ile ilişkilerimizde bir çevrilmişlik hissine sahiptik. Herkesle sorunlarımız varmış gibi bir görüntüye, psikolojiye sahiptik. Öncelikle zihniyet devrimi yapmak gerekiyordu. Komşularımızla ilişkilerimizi tahkim etmeden güçlendirmeden iyi düzeye çıkarmadan Türkiye'nin kendisini daha ileri saflarda etkili kılması mümkün değil. Onun için bu politikayı hiçbir zaman terk etmedik ve terk etmeyeceğiz'' diye konuştu.

2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi içerisinde yer alma hedefinde olduklarını hatırlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:

''İlk 10'a girmek için hangi ülkelerle yarışacağız? Amerika, Çin, Hindistan, Almanya, Japonya, Rusya, Kanada, Avusturalya, Brezilya. Bütün bu ülkeler kıta ölçekli ülkeler. Rusya büyük bir kıta. Türkiye'nin en az 20 misli büyüklüğünde, Brezilya Türkiye'nin 10 misli büyüklüğünde bir ülke. Bunlarla yarışırken biz kendi coğrafyamızı genişletemezsek onlarla ekonomik yarış içerisine giremeyiz. Kendi coğrafyamızı yayılmacılıkla mı geliştireceğiz? Hayır. Kendi komşularımız üzerinden ekonomik coğrafyamızı büyüteceğiz. Onun için bütün komşularımızla ilişkilerimizi iyi hale getirip entegre bir ekonomik çevre oluşturmaya çalışıyoruz. Komşularımızın ekonomileriyle bütünleşmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla bu bizim için vazgeçilmez bir ilke. Çünkü her an komşuyla problem yaşayan bir ülkenin içeride demokratik reformlar gerçekleştirmesi güçleşir.''

-Suriye ve İsrail-

''Şu anda komşulardan bir tek Suriye ile sıkıntı var. İsrail komşumuz değil. Ama onu da komşu coğrafyadan kabul etsek dahil, İsrail ve Suriye ile olan sıkıntının temelinde çok asli sebepler var'' diyen Davutoğlu, İsrail'in vatandaşlarımızdan oluşan bir sivil konvoyu uluslararası sularda katlettiğini hatırlattı.

Devlet olmanın kudret ve şefkate aynı anda sahip olmaktan geçtiğini, kendi vatandaşlarını korumanın devletin asli sorumluğu olduğunu anlatan Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

''İsrail ile bu sorun çıkınca, sıfır sorun ilkesi dolayısıyla bu durumu karşılıksız bırakma gibi bir lükse sahip değiliz. Devlet olmak vatandaşın hakkını korumayı gerektirir. Biz de bunun bedeli ne olursa olsun bu korunacaktır. Zaten bu konuda ciddi müeyyideler uyguladık, uygulamaya da devam ediyoruz. Suriye ile ilgili de nihai dostluğumuz komşu halklardır. Eğer bir komşumuz başka bir ülkeyle sıkıntı yaşıyorsa o komşumuza yardımcı oluruz. Ama bir komşumuzdaki yönetim kendi halkıyla sıkıntı yaşıyor o halka zulmediyorsa biz ona doğruyu anlatırız. Ama ısrarla şehirleri topa tutup binlerce insanı bu anlamda mazlum duruma düşürüyorsa buna da tepki gösteririz. Yönetimler geçici, halklar bakidir. Suriye'deki halkın dostluğu bizim için Suriye yönetimiyle iyi geçinmekten daha önemlidir. Çünkü halkın dostluğu kalıcıdır. Devlet başkanıyla 6,5 saat süren son görüşmemizde de bunu açıkça belirttim. Eğer size başka bir yerden tehdit geliyorsa 2005-2006 yılında olduğu gibi sizin yanınızda oluruz. Ama kendi halkınızla savaşır ve bizi, tercih yapmak zorunda bırakırsanız çok net olarak söylüyoruz ki; halkınızı tercih etmek zorunda kalırız. Başka hiçbir komşumuzla sıkıntı yaşıyor değiliz. Ama bizim vatandaşımızı katledenlere haddini bildiririz. Kendi halkını katledenlere de ''bunu yapma'' deriz.''

-İsrail ile Hamas arasında varılan tutuklu takası anlaşması-

İsrail ile Hamas arasında yapılan anlaşma sebebiyle bir grup Filistinli'nin Türkiye'ye gelmesi içinde talepte bulunduklarını, insani bir konu olduğunda Türkiye'nin gereğini yapacağını vurgulayan Davutoğlu, insani konuları da diğer konuları da ayırt etmesini bildiklerini kaydetti.

Bunların kimisinin 70 kez müebbet hapse çarptırıldığının altını çizen Davutoğlu, ''Bu suçları bu cezaları yemiş olan Filistinliler ailesine kavuşmuş olacak. Bir daha kavuşma imkanı olmayan Filistinliler bunlar. İsrail askeri de ailesine kavuşacak. Böyle insani durumlara Türkiye'nin katkı vermesi gerekirse Türkiye o katkıyı verir. Türk dış politikası bugün vicdan ile gücü birleştirmektedir. Etrafımıza dostluk, komşuluk ve Mevlana'nın gördüğü aşkı inşa edene kadar gece gündüz diplomasiyi kullanmaya çalışacağız'' dedi.

Bir öğrencinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Devlet Başkanı Obama arasındaki telefon görüşmelerinin ayrıntılarını sorması üzerine Davutoğlu, ''Bu konunun detaylarına girmek istemiyorum. Burada benim vurgulamak istediğim şuydu. Bizim Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız ve devlet yetkililerimiz muhatap olduğu devletin yetkilileri ile görüşürken o devletin gücüne değil, kendi tarihinin ve milletinin gücüne bakar. Eğer müttefiksek ikili görüşme yapıyorsak bu açıklıkta konuşulur. Ben bu açıklığı vurgulamak için bazı anektodlar kullanmıştım'' diye cevap verdi.

A.A.

Bu haber 804 defa okundu.