En Sıcak Konular

Şahin: Susurluk'u Ağar'a sorun

13 Ekim 2011 09:09 tsi
Şahin: Susurluk'u Ağar'a sorun Susurluk'un kilit ismi İbrahim Şahin, savcılık ifadesinde "Eğer ortada illegal bir yapı varsa bana değil gidin Mehmet Ağar'a sorun" dedi, ellerinde bir 'Kürt Listesi' olduğunu kabul etti

Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'nce yürütülen faili meçhul cinayetler soruşturması kapsamında ifade veren eski Özel Harekât Daire Başkanı İbrahim Şahin, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Radikal'in ulaştığı ifadelerde Şahin, illegal bir yapı varsa bunun Mehmet Ağar ve kardeşine sorgulanması gerektiğini de belirterek, Ağar'ın kardeşi ile ünlü bir işadamının o dönem ortak olduğunu ileri sürdü.

Görev alanının Kayseri'nin öbür tarafı olduğunu söyleyen Şahin, faili meçhul cinayetlerle ilgisi bulunmadığını savunarak şöyle devam etti: "Susurluk olayı benim üzerime kalmış ve günah keçisi ilan edilmişimdir. Susurluk olayına katılma sebebim Ömer Lütfü Topal olayında cinayet şüphelisi olarak gözaltına alınan özel harekât polislerini tutanak karşılığındaAnkara'ya götürmem sebebiyle olmuştur."

Topal cinayetine karışan polislerin alınması için Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Halil Tuğ'un emrettiğini de belirten Şahin, "Tuğ bana şahısların İçişleri Bakanı olan Ağar tarafından Ankara'ya getirilmesinin istenildiğini söyledi. Ağar beni arayarak 'İstanbul'da özel timciler gözaltına alınmış, onları sana teslim edecekler. Ankara'ya getirdiğinde ifadelerini al' dedi. Ankara'ya doğru yola çıktık. Ağar 'ifadelerini al serbest bırak' dedi. Şayet böyle bir illegal yapı varsa bunun benden sorulmaması gerekirdi. Bu konuda Ağar'ın ve kardeşlerinin sorgulanması gerekirdi" dedi.

SMS'teki şifreleri anlattı
Şahin, Ergenekon davası kapsamında tutuklu Fatma Cengiz'e gönderdiği SMS'nin detaylarını da anlattı: "Bu mesajda H. Çetin, Hikmet Çetindir. 'H.A' kısaltması Hanefi Avcıdır. 'E.' ise Mehmet Eymür'dür. Burada kastettiğim Cantürk, Hanefi Avcı ve Eymür'ün ABD'nin has adamı olduğu hususudur."

"Benim bildiğim kadarıyla Tarık Ümit, MİT'e çalışırdı. Ben evine de gider gelirdim. Hatta bir ara bana 'Abi beni öldürecekler' dedi. Çelik yelek giydiğini söylemişti. Bizzat kendim de gördüm. Ümit ile en son görüşen kişiler Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu'ydu.

Ağar danışman olarak Eken'i aldı 

Bilinenin aksine Ağar ile Eymür arasında sorun yoktu. İkili arasındaki bağlantıyı Korkut Eken sağlardı. Çok içki içmesi sebebiyle onu özel harekâtta istemedim. O zaman Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar da Eken'i yanına danışman olarak aldı.

Veli Küçük'ün Mehmet Ağar ve Korkut Eken ile bir irtibatının olup olmadığını bilmiyorum. Ben hiçbir zaman Susurluk olarak adlandırılan illegal bir oluşum içinde olmadım. Hiçbir zaman yasalara aykırı bir şekilde yetkilerimi kullanmadım.

Sapanca ölüm üçgeni

4 Kasım 1993'te dönemin Başbakanı Tansu Çiller'inİstanbul'da Holiday Inn Oteli'nde ellerinde PKK'ya haraç veren işadamlarının ve sanatçıların listesi olduğunu belirterek "Onlardan hesap soracağız" açıklamasının ardından Kürt işadamları öldürülmeye başlandı. O dönem Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, Kocaeli Jandarma Alay Komutanı ise şimdi Ergenekon davasının tutuklu sanığı olan Veli Küçük'tü.

BEHÇET CANTÜRK
Şoförü Recep Kuzu'yla birlikte cesedi 15 Ocak 1994'te Sapanca yakınlarında bulundu. Cantürk'ün, öldürülecek 67 Kürt işadamı listesinin ilk sırasında yer aldığı belirtildi.

FEVZİ ASLAN/ŞAHİN ASLAN

28 Mart 1994'te Şehremini'de bir kafeden polis olduklarını söyleyen 4 kişi tarafından alındılar. Ertesi gün cesetleri Hendek'te bulundu.

SAVAŞ BULDAN/HACI KARAY
3 Haziran 1994'te Yeşilköy Çınar Oteli'nden çıkarken 'polis' yazan yelekli silahlı kişilerce alıkonulduktan iki gün sonra Melen Çayı kenarında öldürülmüş halde bulundular.

MEDET SERHAT
Behçet Cantürk'ün avukatlığını da yaptı. 12 Kasım 1994'te Bostancı'daki evinin yakınlarında otomobili kurşunlanarak öldürülmüştü.

Elimizde KUM listesi vardı
"Ben kesinlikle Ayhan Çarkın'ın ifadelerini kabul etmiyorum. Kesinlikle Kürt işadamları bürokratlarına yönelik benim bildiğim bir ölüm listesi yoktur. Sadece şahsımda kimin getirdiğini bilmediğim, Kürt Ulusal Meclisi (KUM) üyelerine ilişkin bir liste bulunmaktaydı. Bu kapsamda yurtdışına gidenPKK ile toplantı yapan kişileri belirtir bir liste vardı."

KUM nedir?
PKK'nın kurumsallaşma çabalarından biri olarak 1992 yılında faaliyete geçen Kürdistan Ulusal Meclisi'nin (KUM) amacı iç ve dış kamuoyunu etkilemekti. KUM'da Selim Çürükkaya, Faik Candan, Osman Öcalan gibi isimler yönetici olarak faaliyet gösterdi. KUM, Avrupa'da da yoğun olarak faaliyetteydi. KUM daha sonra Sürgünde Kürt Parlamentosu adını aldı.



Bu haber 757 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,694 µs