En Sıcak Konular

Güldal Mumcu, Ağar'ın cezasına sevindi

4 Ekim 2011 11:34 tsi
“Bir tuğla çekersek duvar yıkılır” diyen Mehmet Ağar’ın çete kurmaktan 5 yıl ceza almasına üzülmediğini söyleyen Güldal Mumcu, “tuğla çekilmiş, altında kalmış görünüyor” dedi.

TBMM Başkanvekili ve CHP İzmir Milletvekili Güldal Mumcu, eşi Uğur Mumcu’nun suikasta kurban gittiği dönemde İçişleri Bakanı olan Mehmet Ağar’ın, silahlı çete kurmak suçundan 5 yıl hapse mahkûm edilmesini, “Üzüldüm diyemeyeceğim. Uğur’un ölümünden sonra faili meçhul cinayetler konusunda bana ‘Bir tuğla çeksek duvar yıkılır’ demiş ancak ısrarıma rağmen o tuğlayı çekmeye yanaşmamıştı. Tuğlayı kendi çekebilmeliydi. Başkaları çekti, o da altında kaldı” diye değerlendirdi.

Mumcu konuyla ilgili görüşlerini Cumhuriyet gazetesine şu şekilde aktardı:

"Ağar’ın cezasına üzüldüm diyemeyeceğim. Ama biraz şaşırdım doğrusu. Çünkü Uğur’un öldürülmesinden sonra, tutanaklardaki tahrifat konusundaki tepkilerimiz üzerine görüşmek için Avukat Sayın Emin Değer’in de bulunduğu bir gün bizim eve gelen Mehmet Ağar, cinayetin karmaşıklığını anlatmak için, “Öyle bir iş ki, bir duvar gibi… Bir tuğla çekersek duvar yıkılır” dedi. Ben de kendisine “Çekin o zaman” dedim. “Çekemem” dedi. “Çekin, kenara çekilin” dedim. “Yapamam” dedi. “O zaman, çekerler, altında kalırsınız” dediğimde de yüzünde “Bu imkânsız bir şey. Bunu yapmaya kimsenin gücü yetmez” der gibi bir ifade belirmişti. Bugün bu tuğla çekilmiş, altında kalmış görünüyor. Tuğlayı o günlerde kendisi çekebilmeliydi.

Ağar TBMM Genel Kurulu da dahil her zeminde, ısrarla, kendisinin MGK kararlarını yerine getirdiğini söyledi. Öyleyse, Ağar’a verilen bu ceza, uygun davrandığını söylediği MGK kararlarının da sorgulanmasını gerektiriyor. Ağar’ın cezalandırılmasının çetelerle mücadele için yeterli olacağını söyleyemem.

‘Gerçekler ortaya çıkmalı’

Ben her zaman gerçeklerin ortaya çıkmasından yana oldum. Ancak sadece Ağar’a ceza verilmesi, gerçeklerin ortaya çıkarılması anlamına gelmez. İnsanlar artık hiçbir şeyin gizlenmesini istemiyor.

WikiLeaks belgeleri, MİT-PKK görüşmelerinin açığa çıkması dahil son dönemde tanık olduğumuz bütün benzer olaylar, insanların “Neler oluyor orada” sorusunun bir sonucudur. Artık bireyler, kendilerini yönetenlerin yönetme biçimlerinin şeffaf olmasını istiyorlar ve onları sorguluyorlar. Demokrasi bir anlamda yönetilenlerin yönetenleri sorgulaması, onlardan hesap sorması demek.

AK PARTİYİ DE SUÇLADI

Ağar'a veryansın eden Güldal Mumcu AK Parti'nin mücadele yöntemini de eleştirdi ve şu şuçlamalarda bsulundu:

"O dönem Ağar’ın takındığı tavır neyse, bugün AKP iktidarının “çetelerle mücadele” politikası onun aynısı. En yakın örneği Hrant Dink davası. Bu dosyada sorumluluğu bulunan polis ve istihbarat yetkilileri için soruşturma izni verilmedi. Yeniden gündeme gelen Muhsin Yazıcıoğlu dosyasında da iktidarın, sorumlu polisler hakkında yine soruşturma izni vermediğini öğreniyoruz.

AKP’nin çetelerle mücadele ettiği söylenemez. Çünkü başkalarına değil, ama kendisine dokunan hiçbir bağlantının ortaya çıkmasını istemiyor; gerekli soruşturma izinlerini vermiyor; tersine pislikleri halının altına süpürüyor.

Yani iktidar, aslında çetelerle mücadele filan etmiyor. Dün tuğlayı çekme cesaretini gösteremeyenler nasıl o duvarın altında kaldılarsa, bugün pislikleri halının altına süpürenler de yarın o halının altında kalırlar.

İktidarı elinde bulunduranlar, çeşitli bahaneler ileri sürerek gerçeklerin açığa çıkmasını engelliyorlar. Koruyup kolladıkları birileri daima oluyor. Geçmişte Ağar ve benzerleriydi. Bugün de onların benzerleri gene işbaşında. Çünkü onlar da korunuyor.

Gerçek demokrasilerde yargı, iktidarları sorgulayabilecek bağımsızlığa sahip olmalıdır. Bugün, halıyı kaldıracak gerçekten bağımsız bir yargıya ihtiyacımız var. Eğer demokrasi varsa, hukukun tam işlemesi ve bunların hepsini açığa çıkarması gerekir.

Ağar’a verilen ceza sonrasında basında, “Ağar hapse girerse, devlet bundan böyle ihtiyacı olunca çizgi dışı işlerini yaptırmak için adam bulamama riskiyle karşı karşıya kalacak” şeklinde yorumlar çıktı. Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in de birkaç yıl önce “Devlet, devlet politikası gereği adam öldürür; ama bunu başkası yaparsa cinayettir” dediği yönünde basında haberler, yorumlar okuduk.

Bunlar çok vahim yaklaşımlar. Devletin yönetimine bu tür anlayış hâkim olursa, bu kan üstünde yürüyen bir devlet demektir; dünyanın hangi ülkesi olursa olsun bu, kabul edilebilecek bir yöntem değildir"

(Cumhuriyet) 

Bu haber 700 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,240 µs