En Sıcak Konular

Erdoğan: Suriye'deki zulme seyirci kalamayız

24 Eylül 2011 23:32 tsi
Erdoğan: Suriye'deki zulme seyirci kalamayız ''Zira 'Arap Baharı' olarak isimlendirilen hareketin bir sonraki durağının bu ülke olacağı artık kesindir; kesin olmayan bu dönüşümün nasıl gerçekleşeceğidir. Bizim arzumuz rejimin bu gerçeği görmesi ve reformlarla değişimin önünü açmasıdır. "

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Somali'deki açlık dramını örnek göstererek, olayları yerinde görmenin önemine değinirken, ''Şimdi biz liderler, olayı bulunduğumuz ülkelerden ya da gelen raporlardan izlersek her zaman yanlış karar veririz. Eğer Ankara'dan Başbakan olarak Türkiye'yi yönetecek olursam beni aldatırlar'' dedi.

Erdoğan, BM Genel Kurulu'na katılmak üzere bulunduğu New York'taki SETA Vakfı'nda düzenlenen ''Yeni Türkiye, Yeni Ortadoğu ve Yeni Dünya Düzeni'' konulu toplantıya katılarak, konuşma yaptı.

Türk dış politikasının çok yönlülüğü ve Türkiye'nin oynadığı uluslararası rollere değinen Erdoğan, bu çerçevede Somali'deki açlık dramına yardım amacıyla atılan adımın anlamlı olduğunu söyledi.

Türk halkının Somali'ye yaklaşımını, ''Bu nasıl bir kültür, nasıl bir inanç, nasıl bir ahlaki ve vicdani yaklaşım'' diye niteleyen Erdoğan, halkın yardım elini uzatmasının bu açıdan çok önemli olduğunu belirtti. Erdoğan, ayni yardımların dışında hesaplarda şu ana kadar yaklaşık 300 milyon dolar toplandığını ifade etti.

Hastane, okul, havaalanı, yol, su ve temizlikten tamamen yoksun olan Somali'de çöp kamyonu ve traktör olmadığının altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:

''Kesilen hayvanların kemiklerinin öbek öbek biriktiği yol kenarlarında çocukların da onlarla oynaştığı bir tablo görüyoruz. Nerede? Başkent Mogadişu'da. Peki, insanlık nerede? Hani gelişmiş ülkeler, BM nerede? BM'nin eli buraya neden uzanmıyor? Bunları ilgililere söylediğim için rahat konuşuyorum ama bakıyorsunuz yardım yok. 20 yıldır savaşın bedelini ödeyen buradaki 10 milyon insan, yaklaşık 10 bini aşkın çocuğunu kaybetmiş bir toplum... Gözlerimizin önünde derisiyle kemiği birbirine yapışmış ve artık iğneyi yapamayacak durumda kalan aciz bir doktor, serum veremiyor. Öyle bir halde. 'Hemen arabayla hastaneye ulaştırın' dediğimiz yavru, 5 dakika sonra haberini alıyoruz vefat ediyor. Böyle bir dünyada biz siyasiler sorumlu değil miyiz? İstediğiniz kadar trilyarderleri idare eden bir yönetim olun hiçbir anlamı yok.

Dünyanın en ücra köşesinde böyle mazlum, mağdur, imkansız çocuklar varsa, bunlar ölüyorsa hepimiz sorumluyuz. Bunu din ile izah edemezsiniz, 'şu ülkedir, bu ülkedir, dost ülkedir' diyemezsiniz. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, sadece bir dinin mensupları için açıklanmadı, tüm insanlık için açıklandı. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine yönelik acaba ne yapıyoruz veya ne yaptık? İlgililere sordum, en ufak yapılan bir şey yok. Ailemle gittim, protokol takılmadım. İstedim ki hepsi görsün. Bakan arkadaşlarımı, sanatçıları, iş adamlarını, gazetecileri yanıma aldım, hep birlikte bu tabloyu yaşadık.''

-''BULUNDUĞUMUZ YERDEN İZLERSEK...''-

Somali'ye karşı insani, vicdani ve ahlaki görev sorumluluğuyla yardım adımı attıklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Aynı şeyi Darfur'da da yaptık. Darfur'da da tabloyu gördüğüm zaman orada da şaşırmıştım? Darfur'un valisine sormuştum, 'size hiç yardım gelmiyor mu' diye, 'hayır' dedi. Sayın Bush'a ayaküstü o zaman sordum, bana teşekkür etti, 'Darfur'a gittin' dedi. 'Ama hiç ABD'den yardım gitmemiş' dedim. Dedi ki 'olur mu, geçen 800 milyon dolar gönderdim' dedi. Çağırdı. Para gönderilmiş doğru da para halka gitmiyor. Orada araç gereçler var dolaşan. Raportörler var. Onların aldığı paralar var. Oradaki çalışmalara gidiyor. Halka ulaşmıyor. Sadece İtalyanların yaptığı bir okul veya hastane vardı, bir de Suudilerin yaptığı hastane.

Şimdi biz liderler, olayı bulunduğumuz ülkelerden ya da gelen raporlardan izlersek her zaman yanlış karar veririz. Bunu sadece uluslararası bazda söylemiyorum. Ulusal bazda da bu böyledir. Ülkemin başkenti Ankara. Eğer Ankara'dan Başbakan olarak Türkiye'yi yönetecek olursam beni aldatırlar. Onun için 81 vilayeti dolaşmak, yatırımları yerinde görmek zorundayım. Yatırımları yerinde görmezsem o yatırımlar ne zamanında biter, ne de biter. Onun için gideceksin, bizzat takip edeceksin. Takip edersen netice alırsın. Takip etmezsen netice alamazsın. Bu uluslararası bazda da böyle. Başbakan Yardımcım 2 ayda bir Somali'ye gidecek. Oradaki çalışmaları yerinde inceleyecek, bizzat o getirecek. Çünkü siyasinin sorumluluğu farklıdır.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Benim mevcut yönetimin bir numaralı kişisi Beşer Esad ile olan ilişkilerim gayet iyiydi, ailece görüştüğüm bir kişiydi. Cumhurbaşkanımın aynı şekilde ailece görüştüğü bir kişiydi. Peki, biz bu tavrı niye ortaya koyuyoruz, çünkü biz ilkeler üzerinden konuşuyoruz. Eğer, siz tanklarla, toplarla halkınıza zulmederseniz, onları öldürürseniz bizim sizinle ne dostuluğumuz kalır ne kardeşliğimiz kalır, orada her şey biter'' dedi.

Erdoğan, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından NY Üniversitesinde düzenlenen ''Yeni Türkiye, Yeni Ortadoğu ve Yeni Dünya Düzeni'' konulu toplantıda yaptığı konuşmada, Erdoğan, Yeni Ortadoğu'nun kurucu hamlelerinin yapıldığı üç bölge ülkesini daha geçen hafta bizzat ziyaret etmiş olmanın avantajı ile bu hitabı yaptığına işaret ederek, şunları söyledi:

''Bu itibarla sözlerim bizzat yerinde yapılmış gözlemlere ve süreci sokaklarda birebir yaşamakta olan insanlarla gerçekleştirdiğim temaslara dayanmaktadır. Bu çerçevede şunu açıklıkla söyleyebilirim ki: Yeni bir Ortadoğu doğmuştur ve bunun büyüyerek devamının önünde durmak mümkün değildir. Ancak, tehiri söz konusu olmaktadır ama er geç halkların arzuları gerçekleşecektir. Bölgede yaşanan değişimden korkmamak, aksine bunu tüm dünya için bir fırsat olarak görerek desteklemek ve kolaylaştırmak gerekir.

Tabiatıyla önümüzdeki süreç çok kolay olmayacaktır. Tarih boyunca benzer süreçlerden geçen bütün ülkelerde olduğu üzere, bazı alanlarda daha hızlı, diğerlerinde daha yavaş ve aksak bir geçiş süreci yaşanacaktır. Ancak bugünden istikamet bellidir. Her ülke kendi dinamikleriyle, kendi halkının iradesiyle katılımcı demokratik bir yönetime dönüşecektir. En son Libya örneğinde de görüldüğü üzere, günümüzde diktatörlerin halklarını baskı altına alarak iktidarlarını devam ettirmesi artık mümkün değildir. Çünkü halklar artık ne baskıdan korkuyor, ne de içi boş vaatlere kanıyorlar.''

-''BİZ, SİSTEM İHRACININ GAYRETİ İÇİNDE DEĞİLİZ''-

''Burada sizinle bir gerçeği de paylaşmak istiyorum: Ben, kişisel ilişkiler ağı üzerinden konuşmuyorum, ilkeler üzerinden konuşuyorum'' diyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Eğer kişisel ilişkiler ağı üzerinden konuşacak olsam şu anda Libya ile ilgili böyle bir konuşma yapmamalıyım veya biraz sonra değineceğim Suriye ile ilgili de böyle bir konuşma yapmam gerekir ama ben kişisel ilişkiler ağı üzerinden değil, ilkeler üzerinden konuşuyorum. Eğer bu ilkeler, insanların evrensel değerlerine yönelik ilkeler, çiğneniyorsa o zaman bu ilişkileri bir kenara koyabilmek insanlığın erdem şartıdır. Bunu gösteremeye mecburuz, bunu gösterdiğiniz zaman işte halkalar o bekledikleri huzura, refaha kavuşacaklardır.

Tunus'ta, Mısır'da ve Libya'da değişimin öncüleri ile yaptığım temaslarda bu doğrultudaki kararlılığı bizzat gözlerinde gördüm. Değişime halen ayak sürüyen rejimler ve liderleri de artık bu gerçeği görmek durumundadırlar. Biz de sadece bir grupla görüşmüyoruz, kim bizimle görüşmeyi arzu etiyse hepsiyle görüştüm. Cumhurbaşkanı adaylarıyla görüştüm, parti liderleriyle görüştüm hepsiyle görüştüm. Neden? çünkü o bölgede huzuru tesis edecek yeni bir dönem için eğer bize düşen bir görev varsa hazır olduğumuzu söylemek için. Biz sistem ihracının gayreti içinde değiliz. Böyle bir çabamız yok Türkiye zaten sistemiyle ortada olan bir ülkedir. Çünkü bizlerde bedel ödeye ödeye bir yere geldik ve o süreçleri yaşaya yaşaya... Eğer bizlerden bir eyler almak, transfer etmek isteyenler varsa ha biz bu konuda gücümüzde destek oluruz. Anayasa tecrübelerimizden tutunuz, ülkenin ekonomik yapısını yapılandırmaya varıncaya kadar ne isteniyorsa bu konuda elimizden gelen desteği vermeye hazırız. Çünkü bunların hiç birisi bizim değişemez tapulu mallarımız değildir. Bunların hepsi insanlık içindir. Bunu vermeye hazır olduğumuzu de söyleyeyim.''

-''İNSANLAR ORADA ACIMASIZCA ÖLDÜRÜLMEYE DEVAM EDİLDİ''-

Başbakan Erdoğan,''Bu yönetimler ya değişim sürecine önderlik ederek gerekli reformları biran evvel hayata geçirecekler ya da tarih sahnesinden çekileceklerdir. Seçim onlarındır, Tunus, Mısır, Libya, halkınındır, son kararı her zaman onlar verir, vermelidir'' dedi.

Bu noktada hem uluslararası toplum hem de Türkiye için özel önem arzeden Suriye'deki duruma da kısaca değinmek istediğini ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Zira 'Arap Baharı' olarak isimlendirilen hareketin bir sonraki durağının bu ülke olacağı artık kesindir; kesin olmayan bu dönüşümün nasıl gerçekleşeceğidir. Bizim arzumuz rejimin bu gerçeği görmesi ve reformlarla değişimin önünü açmasıdır. Benim mevcut yönetimin bir numaralı kişisi Beşşar Esad ile olan ilişikilerim gayet iyiydi, ailece görüştüğüm bir kişiydi. Cumhurbaşkanımın aynı şekilde ailece görüştüğü bir kişiydi. Peki, biz bu tavrı niye ortaya koyuyoruz çünkü biz ilkeler üzerinden konuşuyoruz. Eğer, siz tanklarla, toplarla halkınıza zulmederseniz, onları öldürürseniz bizim sizinle ne dostuluğumuz kalır ne kardeşliğimiz kalır, orada her şey biter. Siz, onlar teröristi diyemezsiniz. Çünkü siz denizden koskoca Laskiye şehrini bombalayacaksınız, 'niçin böyle yaptınız' diye sorduğumuzda verdiği cevap 'bunlar terörist'. Koskaca bir şehir terörist olur mu? Nerede buldun o teröristi böyle saçmalık olur mu? Buna ne biz inanırız ne Suriye'nin mazlum insanları inanır. İşte bunlar bizim hemen çizgiyi değiştirmemizini önemli nedeni.



Bu haber 777 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,385 µs