Kırat terliyor: ANAP’ın ‘son’ günü!

1 Haziran 2007 12:55 tsi
Eller ne denli yukarıda birleşirse birleşsin, aşağısı kaynıyor. Demokrat Parti aslında hala ANAP ve DYP! Özellikle aday listelerinde haksızlığa uğrayacakları korkusu yaşayan ANAP tabanı, DYP teşkilatının ‘biz biraz fazla olucaz normal olarak’

Her iki partide zor günlerden geliyor ve sabrın aslında handikapa dönüşeceği ihtimalini kimse kestirememişti. Mehmet Ağar’ın ağzından dökülen “evinin üç beş kuruşlu rızkını partiye veren” DYP’lilere göre ANAP’ın durumu da farklı değil.

Hatta daha kötü günler gördükleri bile söylenebilir. Mesut Yılmaz’lı son seçimlerden sonra ANAP’ın artık bittiği söylencesi gerçek olmaya çok yakın dönemler geçildi. Manevi çöküntü kadar maddi yıpranmışlık da, “dış borçlar” da DYP’den fazlaydı.

Bu yüzden oy tabanı kadar Genel Merkez ve teşkilat kan kaybetti. Her iki partide ümidini yitirmeyip, sonuna kadar bekleyenler ise, “tekkeyi bekleyen postekiye oturur” hesabı, şimdi ödüllerini bekliyor.

Liste o kadarını kaldırmaz!

Beklentiler ne denli yüksek olsa da merkez sağın köklü iki partisinin siyasetçileri için DP’nin koltuğu o kadar geniş değil. İki partinin birleşmesi taban zenginliği kadar milletvekili sayısını da artıracak belki ama kayıp da çok olacak.

Bu yüzden DP ciddi bir sıkıntı yaşıyor. Kökler ne denli derin ve büyük olsa da gövdeler ve dallar ayrı. Bu nedenle, ANAP ve DYP’den, hele taşra teşkilatlarından çok fazla çatlak ses çıkıyor.

Yarın ANAP’ın son günü. Bir tarih yok olacak. Bu bile başlıbaşına bir sıkıntı konusu. Kongre, birleşme ve aday sıralaması hesapları ANAP’ı geriyor. Temel sorun ise illerdeki aday sıralaması.

Yarı yarıya? Mümkün değil!

ANAP’lılara göre birleşme zaten eşit bir ifade ve biraraya gelme senaryoları konuşulurken, adayların dağılımı “kesin” ifadelerle konuşmasa da “eşitlik” açık imâlarla belli edildi.

Bugün içinse işler değişmiş durumda. Zira DYP kadroları, partilerinin birçok ilde daha yüksek oy oranına sahip olduğunu söylüyor. Bir başka “ağabey” söylemi de, birleşmenin DP çatısı altında gerçekleşmiş olmasının DYP’ye psikolojik avantaj sağladı.

Anavatanlı siyasetçiler içinse bunu kabul etmek çok zor. Kendi hesaplarına göre bu halde ANAP’ın sahip olacağı sandalye sayısı 25’i bile çok zorlanarak bulur. Bu çok adaletsiz bir rakam.

Konu adalet olduğundaz ise mesele hemen genel başkanlara sirayet ediyor. Çünkü bu cümle onların. İki partinin adaletli olacağını ikise de söylemişti. Fakat iş bu noktaya gelemediğinden şimdi her ikisi de ağır baskı altında.

Herkes nasıl memnun edilecek?

Bu sorunun yanıtı basit. Edil(e)meyecek. İki liderin gönlü herkesin uygun yerlere konulmasını istiyor ama politik varyasyonlar bir kenara bu teknik olarak da imkansız. Erkan ve Ağar da bu tatsızlığın yarattığı stresi ağır biçimde hissediyor.

En fazla itiraz sesisin çıktığı yer ise ANAP. Kendilerinin istediklerini yaptıracak gücü kaybettiklerini söylüyorlar. Yarınki kongere de partilerinden olma duyguları da bu hissiyatı bileyecek.

ANAP’taki sıkışmışlık hissini köpürten bir başka neden de, artık geriye manevra imkanlarının kalmaması. Yani yarın “caydık” derlerse kamuoyunden tepki alacaklarını, “devam” derlerse de tabanın küseceğinin farkındalar.

DYP cephesinden gelen sesler ise rahat olmakla birlikte, gerilimi onlar da hissediyorlar. DYP’lilere göre bunun suçlusu biraz da ANAP… “Çünkü birleşmeden doğan ve sandığa yansıyıp TBMM’ye dönmesi beklenen koltuklar için büyük umutlar beslediler. Hayal kırıklıkları bu yüzden” diyorlar.

Sıkıntı var ama doğal olan….

Bu sözlerden sonra DYP’liler sıralamada sıkıntı yaşandığını da saklamıyorlar. Hayal kırıklıkları söyleminin ardında yatan “gerçekçiliğe davet”in aslında DYP’nin aslan payını almasının doğal olduğu bakışı çıkıyor.

İyi ama, bu kriz ne kadar büyük? 4 Haziran’da açıklanacak listelere ilişkin ANAP kaygısı giderilemezse, yarın bu partinin gerçekten de “son günü” olabilir! Ama faturası DYP’ye de çıkar.

 

Bu haber 455 defa okundu.