Libya'yla ilgili büyük endişe

25 Ağustos 2011 15:39 tsi
Libya'nın başkenti Trablus'ta bir hastaneye, son birkaç günde Libya lideri Muammer Kaddafi'nin karargahında Kaddafi birlikleri tarafından infaz edildiği sanılan 17 sivilin cesedi getirildi.

Uluslararası Tıp Birliği'nin İngiliz çalışanı Kirsty Campbell, dün Trablus'taki bir hastaneye kamyonla 17 cesedin getirildiğini belirterek, cesetlerin, Libyalı muhalifler tarafından Babül Aziziye karargahında bulunduğunu söyledi.

Campbell, bu kişilerin aldıkları yaraların çatışma sırasında alınan türden olmadığını, infaz edildiklerinin sanıldığını kaydetti.

Cesetleri ailelerinin teşhis ettiği, daha fazla cesedin bulunduğu yönünde haberlerin olduğu belirtildi.
PARİS MATCH DERGİSİ: "KADDAFİ DÜN NEREDEYSE YAKALANIYORDU"

Fransa'da yayımlanan Paris Match dergisi, Libyalı komandoların Libya lideri Muammer Kaddafi'yi dün yakalamak üzere olduğunu yazdı.

Dergi, Arap ülkeleri istihbarat kurumları ve Libyalı muhaliflerle koordinasyon halinde olan birimden bir kaynağa dayandırdığı haberinde, Kaddafi'nin dün başkent Trablus'taki özel bir konuta düzenlenen baskında neredeyse yakalandığı belirtildi.

Güvenilir bir kaynaktan alınan ihbar üzerine harekete geçen komandoların, başkentin merkezindeki gösterişsiz bir eve dün sabah saatlerinde baskın düzenlediği, ancak Kaddafi'nin baskından önce evden ayrıldığı bildirildi.

Haberde, Kaddafi'nin evde en az bir gece geçirdiğine dair kanıt bulunduğu kaydedildi.

Haftalık derginin internet sitesinde yayımlanan haberde, istihbarat kurumlarının Kaddafi'nin hala başkentte saklandığını düşündüğü de belirtildi.

İngiltere Savunma Bakanlığı, Kaddafi ve oğullarının yakalanması için NATO'nun istihbarat ve arama konularında muhaliflere yardım ettiğini bildirmişti.
İNGİLTERE SAVUNMA BAKANI FOX: "NATO, KADDAFİ'NİN BULUNMASINDA İSTİHBARAT VE KEŞİF DESTEĞİ SAĞLIYOR"

İngiltere Savunma Bakanı Liam Fox, NATO'nun Libya'da Muammer Kaddafi'nin bulunması için istihbarat ve keşif desteği sağladığını söyledi.

Fox BBC'ye yaptığı açıklamada, NATO'nun Muammer Kaddafi'nin yerinin tespit edilmesinde aktif rol oynadığını kaydetti ancak yürütülen operasyonun detaylarını açıklamadı. "Libya'daki görevlerinin sona ermediğini" vurgulayan Fox, başkent Trablus'ta ve ülkenin bazı bölgelerinde direnişin devam ettiğine dikkati çekti.

Fox bugün Daily Telegraph gazetesinde yer alan "İngiliz SAS komandolarının Kaddafi'nin bulunması için yardımcı olduğu" haberiyle ilgili yorum yapmaktan da kaçındı.

Bu arada İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague bugün düzenlediği basın toplantısında "Libya'daki mücadelenin sona ermediğini, binlerce insanın hala Kaddafi için savaştığını" ifade etti.
PAKİSTAN'DAKİ LİBYA BÜYÜKELÇİLİĞİNE MUHALİFLERİN BAYRAĞI ÇEKİLDİ

Pakistan'ın başkenti İslabamad'daki Libya Büyükelçiliğine muhaliflerin bayrağı çekildi.

Elçilikte bugün, ülkeyi 42 yıldır yöneten Muammer Kaddafi'nin yeşil renkli bayrağının yerine muhaliflerin kırmızı, siyah, yeşil ortasında beyaz ay ve yıldız bulunan bayrağının çekildiği belirtildi.

Libyalı muhaliflerin kurduğu Ulusal Geçiş Konseyi'ni ülkenin meşru temsilcisi olarak bugüne kadar 46 ülke tanıdı.
ARAP BİRLİĞİ, LİBYA ULUSAL GEÇİŞ KONSEYİ'Nİ TANIDI

Arap Birliği, Libyalı muhaliflerin oluşturduğu Libya Ulusal Geçiş Konseyi'ni, Libya halkının meşru temsilcisi olarak tanıdı.

Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil el Arabi, Birlik'in Libyalı muhaliflerin oluşturduğu Libya Ulusal Geçiş Konseyi'ni, Libya halkının meşru temsilcisi olarak tanıdığını açıkladı.

Musa, Arap Birliği'nin, Ulusal Geçiş Konseyi'ne Birlik konseyinde daimi üyelik verileceğini kaydetti.
İNGİLİZ SAS KOMANDOLARI KADDAFİ'NİN PEŞİNDE

Özel eğitimli, İngiliz SAS komandolarının Libya'da Muammer Kaddafi'nin peşinde olduğu bildirildi.

Sky kanalının haberine göre, komandolar muhaliflerin Muammer Kaddafi'yi bulmasına liderlik ve yardım ediyor.

İngiliz Daily Telegraph gazetesi de haberi bugün manşetine taşıyarak, savunma kaynaklarının SAS komandolarının birkaç haftadır Libya'da bulunduğunu doğruladığını, Trablus'a girilmesinde komandoların önemli rol oynadıklarını bildirdi.

İngiltere Başbakanı David Cameron'ın talimatıyla görevlendirilen komandoların sivil kıyafetli olduklarına dikkati çeken gazete, komandoların ayrıca muhaliflerle aynı silahları taşıdıklarını kaydetti.

Libyalı muhalifler, Kaddafi'yi sağ ya da ölü getirene 1 milyon 300 bin dolar ödül verileceğini açıklamıştı.
ABD, LİBYA'DAKİ KİTLE İMHA SİLAHLARININ TERÖRİSTLERİN ELİNE GEÇMESİNDEN ENDİŞELİ

Libya hükümetinin elinde bulunan kimyasal silahlar, işlenmemiş uranyum ve 30 bin roketatarın, mevcut kaos ortamında teröristlerin eline geçmesinden endişe ediliyor.

Amerikalı askeri ve istihbarat yetkilileri, Libya'da kimin kontrolünde bulunduğu şu sırada kesin olarak bilinmeyen silahların, Kaddafi'ye sadık güçler tarafından son dayanak olarak kullanılmasından endişe etmenin yanı sıra kimyasal ve nükleer maddelerin, El Kaide gibi terör örgütlerinin eline geçmesi riski üzerinde duruyor.

Söz konusu materyal, Libya'daki ayaklanmadan önce, ABD'nin destek verdiği bir silahsızlanma anlaşması çerçevesinde Kaddafi'nin kontrolünde bulunuyordu. Hardal gazı ve diğer kimyasalların, Trablus'un güneydoğusunda saklandığı, yüzlerce ton işlenmemiş uranyumun, başkentin doğusundaki küçük bir nükleer merkezde korunduğu belirtiliyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı, silah imha ekipleri aracılığıyla, isyancıların kontrolündeki bölgelerde uçaksavar roket sistemlerinin yerini tespit ederek yok ettirmek için 3 milyon dolar harcadı.

ABD ve müttefiklerine göre, kimyasal silahlar ve işlenmemiş uranyum, Kaddafi'ye muhalif güçlerin başkente doğru ilerlemesine karşın halen Libya hükümetinin kontrolünde bulunuyor. Ancak bunun ne kadar süreceği belirsizliğini koruyor. Kaddafi'ye sadık yetkililerin içine düştüğü umutsuzluğun giderek artmasının, bu materyali kullanmama yönündeki uluslararası anlaşmalara uyma zorunluluğunu ortadan kaldırabileceğine işaret ediliyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı, muhalif liderlerle bu konuyu görüşmek üzere Libya'ya uzmanlar göndererek, bu silahların ülke dışına kaçırılmasının önüne geçmeye çalışıyor. ABD Dışişleri Bakanlığının silahların kontrolünden sorumlu sözcüsü Jamie Mannina, gazetecilere açıklamasında, Libya'da varlığı bilinen kimyasal silah depolarının, iç savaşın başlamasından bu yana izlendiğini bildirdi. Ancak Amerikalı yetkililer, Libya hükümetinin güvenlik güçlerinin görevlerini bırakıp kaçması durumunda, bu silahların güvenlik altında tutulması için NATO'nun sahada yeterli adamı bulunduğundan kuşku duyuyor. Amerikan istihbaratından bir yetkili, 30 bin civarındaki uçaksavar roketlerin ne kadarının ya da diğer ölümcül materyalin, 6 aylık bir hava bombardımanının ardından yerinde kalacağını tahmin edemediğini kaydetti. Bir önceki Amerikan yönetimiyle vardığı anlaşma çerçevesinde nükleer programının büyük bir kısmına son veren Kaddafi'nin, -halen bu silahlara ulaşabilecek durumdaysa-, militan gruplara satmaya yetecek kadar silah sahibi olduğu zannediliyor.

Demokrat Parti Maryland Milletvekili, ABD Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi üyesi Dutch Ruppersberger, ''Bu silahları halen kullanabilecek çok sayıda Kaddafi taraftarı var. Silahları ele geçirip, Irak'taki isyancılar gibi kullanabilirler'' dedi. Ruppersberger, bu silahların korunamaması durumunda El Kaide sempatizanları tarafından ele geçirilmesi endişesini de ifade etti ve ''tek bir roket bile büyük zarar verebilir'' dedi.

Libya, kitle imha silahları programını durdurmayı, ABD ve Batı ülkelerinden gelen ekonomik ambargo baskısı karşısında, 2003 yılında durdurmuştu. Kaddafi, nükleer programı için kullandığı materyali teslim etmiş ve ABD'nin, 2009 yılında Trablus'taki bir nükleer araştırma reaktöründen yaklaşık 6 kilogram uranyumu ortadan kaldırmasına izin vermişti. Buna karşın, Trablus'un doğusundaki nükleer reaktörde 500 ila 900 metrik ton işlenmemiş uranyum bulunduğu belirtiliyor. Şu aşamada patlayıcı olarak kullanılması için rafine edilerek zenginleştirilmesi gereken uranyumun, nükleer silahlar üretme kapasitesi olanlara yüksek kar karşılığında satılmasından endişe ediliyor.

''Global Green'' (Küresel Yeşil) adlı çevre koruma kuruluşundan Paul Walker, Trablus'un, 2003'ten sonra önemli miktarda kimyasal silahını yok ettiğini, ancak 23 ton hardal gazının imhasına geçen yıla kadar başlamadığını belirtti. Amerikalı yetkililere göre, teröristlerin eline geçerse çok büyük tehlike arz edecek olan bu hardal gazı, Trablus'un güneyinde bir merkezde saklanıyor.

ABD, BM GÜVENLİK KONSEYİ'NDEN LİBYA'NIN DONDURULMUŞ MAL VARLIKLARININ SERBEST BIRAKILMASINI İSTEDİ

BM GENEL SEKRETERİ BAN, LİBYA'YA YARDIM ÇAĞRISINI YİNELEDİ

ABD, BM Güvenlik Konseyi'nden, nakit sıkıntısı çeken Libyalı muhaliflere yardım için Libya'nın dondurulmuş 1 buçuk milyar dolarlık mal varlığının serbest bırakılmasını istedi.

ABD misyonunun sözcüsü Mark Kornblau, kapalı kapılar ardındaki görüşmelerden sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD'nin, Libya'nın dondurulan mal varlıklarının serbest bırakılmasına karşı çıkan Güney Afrika, fikrini değiştirmezse ve yaptırımlar komitesindeki uzlaşıya dahil olmazsa ülkesinin bugün TSİ 22.00'de bu konunun oylanması çağrısında bulunacağını söyledi.  

Güney Afrika'nın BM Büyükelçisi Baso Sangqu ise gazetecilere, hükümetinin, Libya'daki insani durumdan ötürü çok endişeli olduğunu belirterek, dondurulmuş mal varlıklarının serbest bırakılması konusunda bir karara varmak için bugün Etiyopya'da yapılan Afrika Birliği toplantısının sonucu beklemek istedikleri açıklamasında bulundu.

Associated Press ajansının ele geçirdiği, ABD'nin oylamaya sunmayı planladığı karar taslağında, "öncelikli ve mevcut insani ihtiyaçların karşılanması" için insani örgütlere 500 milyon, "akaryakıt ve diğer acil insani malzemeleri sağlayan üçüncü üçüncü şahıslara" 500 milyon ve Libyalı muhaliflere yardım etmek için 22 ülkeyle örgüt tarafından geçen Mayıs ayında oluşturulan uluslararası izleme fonuna 500 milyon dolar sağlanması öngörülüyor.

Obama yönetiminin, iki haftadır BM Güvenlik Konseyi'nin Libya'ya yönelik yaptırımları izleyen komitesinin dondurulmuş mal varlıklarını serbest bırakması için çalıştığı biliniyor. Bunun için Konsey üyesi 15 ülkenin hepsinin onayı gerekiyor.  

Bu arada BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun, belirsiz bir geleceğe doğru ilerlerken Libya'ya acil yardımda bulunulması çağrısını yineledi.

Ban, ABD'nin Denver kentinde düzenlenen bir galada yaptığı konuşmada, Ortadoğu'daki Arap Baharı'nı "tarihin doğal dönüşümü" sözleriyle değerlendirerek, dünyanın geri kalanının, otokratik rejimlerden kurtulan ülkelerde barışçıl geçişin temin edilmesine yardım etmek zorunda olduklarını kaydetti.
KADDAFİ'NİN GENELKURMAY BAŞKANININ ÇİFTLİĞİNDE ÇATIŞMA

El Arabiya televizyonun yayınına katılan muhaliflerin sözcüsü, başkent Trablus'ta Libya Lideri Muammer Kaddafi'ye bağlı Genelkurmay Başkanına ait çiftlikte şiddetli çatışmalar yaşandığını söyledi.

Muhaliflerin sözcüsü Abdülselim Ebu Zakok, Libya askeri birlikleri Genelkurmay Başkanına ait çiftlikte ağır çatışmalar yaşandığını belirtti.

Dubai merkezli El Arabiya televizyonunun yayınına katılan sözcü detaylı bilgi vermezken Genelkurmay Başkanının da çatışma esnasında çiftlikte bulunduğunu bildirdi.

Libya'da muhalifler, Muammer Kaddafi'yi sağ veya ölü getirene bir milyon 300 bin dolar ödül verileceğini açıkladılar.

AA 

Bu haber 815 defa okundu.