En Sıcak Konular

Rumlar, ABD'ye çok güveniyor

18 Ağustos 2011 13:26 tsi
Rumlar, ABD'ye çok güveniyor Rum Dışişleri Bakanı Erato Kazaku Markulli , “Herhangi bir şeyi göz ardı etmiyoruz ancak Türkiye’nin Amerikan şirketiyle uğraşması söz konusu olamaz” dedi.

 Markulli, “Türkiye’nin kazıları yapmakla yükümlü Amerikan şirketiyle uğraşması ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını uygulamasını engellemek amacıyla uç noktalara varması ihtimali uzaktır” diye konuştu.
  “Münhasır Ekonomik Bölgesi”nde (MEB) doğalgaz çıkarma amacıyla Ekim ayı başlarında başlamayı planladığı deneme sondaj çalışmalarına Türkiye’nin karşı çıkması ve bu bağlamda ABD ve uluslararası alanda girişimler başlatmasının ardından Güney Kıbrıs’ın da karşı atağa geçtiği bildirildi.
   Haravgi ve diğer gazeteler, Rum yetkililerin, “sondaj çalışmalarından vazgeçilmeyeceği” ve “konu hakkında BM ile AB nezdinde girişimlerin yoğunlaştırılacağı” şeklindeki açıklamalarına geniş yer ayırdılar.
   Haravgi gazetesi; “Lefkoşa Alarmda - MEB’deki Egemenliğin Korunması Amaçlı Girişimler Yoğunlaşıyor - Kıbrıslı Türklerin İşbirliğine Yönelmeleri İçin Güçlü Teşvik” başlıkları altında verdiği haberinde, Rum Dışişleri Bakanı Erato Kazaku Markulli ile Rum Başkanlık Bürosu Müdürü ve Hükümet Sözcüsü Vekili Hristos Hristofidis’in konuya ilişkin açıklamalarına yer verdi.
   Habere göre, Güney Kıbrıs ile Yunanistan’ın Türkiye’nin olası tepkisiyle oluşacak bir kriz karşısında alarm durumunda bulunduğu ve bu tür bir krizi göğüslemek konusunda kağıt üzerinde çalışmalar yaptığı şeklindeki bilgilerin sorulması üzerine Markulli, “Herhangi bir şeyi göz ardı etmiyoruz ancak Türkiye’nin Amerikan şirketiyle uğraşması söz konusu olamaz” dedi.
   Markulli, hükümet olarak konu hakkında Yunanistan’la işbirliği yaptıklarını ve alarm durumunda bulundukların belirtirken, “Türkiye’nin kazıları yapmakla yükümlü Amerikan şirketiyle uğraşması ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını uygulamasını engellemek amacıyla uç noktalara varması ihtimalinin uzak olduğunu” ileri sürdü.
   Markulli; ABD’nin, kazıları yapmakla yükümlü “Noble Energy” şirketinin temsil ettiği Amerikan çıkarlarının zarar görmesine izin vermeyeceğinden emin olduğunu da belirterek, ABD’nin Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Philip Gordon’un 20 Ocak 2011 tarihinde Güney Kıbrıs ziyareti sırasında yapmış olduğu açıklamalara atıfta bulundu.
   Markulli şunları söyledi:
   “Sn. Gordon, MEB’lerin belirlenmesinin Kıbrıs sorunuyla hiçbir ilişkisi bulunmadığı konusunda gayet net bir tutum sergilemiş ve Türkiye’nin ‘müzakerelerin kopacağı” şeklindeki görüşünü de benimsememişti. ABD’nin bugün de aynı görüşte olduğunu zannediyorum”.
   “Çok önemli çıkarların söz konusu olduğunun unutulmaması gerektiğini” öne süren Markulli; “Nobel Energy özel bir şirket olabilir, ancak Amerikan hükümetinin bu tür faaliyetleri çok yakından takip ettiğini ve bu tür şirketlerin bu tür faaliyetlerini desteklediğini unutmamamız gerekir” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin tepkilerine karşı girişimler
   Markulli, Güney Kıbrıs’ın sözde egemenlik hakları ve doğalgaz çıkarılması çalışmaları konusunda Türkiye’nin verdiği tepkiler karşısında kendilerinin de gerek BM gerekse AB çerçevesindeki girişimlerinin yoğunlaşacağını, BM Genel Kurulu ile AB Dışişleri Bakanları toplantısında konuyu gündeme taşıyacağını açıkladı.
   Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamalar sonrasında duyurulan girişimlerin daha da yoğunlaştırılacağını belirten Markulli, gönderilen mektupların yanı sıra BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinin büyükelçilerinin bakanlığına çağrıldıklarını da açıkladı.
   BM Genel Kurulu ile AB Dışişleri Bakanları toplantısı çerçevesinde yapacağı temaslarda konuyu gündeme getireceğini de vurgulayan Markulli, enerji güvenliğinin AB için ne kadar önemli olduğu göz önüne alındığında uluslararası alanda Türkiye’ye yönelik pek çok tepkinin geleceğine inandığını ifade etti.

Hristofidis: Türkiye’nin tepkisi kabul edilemezdir

   Öte yandan; Rum Başkanlık Sarayı Siyasi Büro Müdürü, Hükümet Sözcüsü Vekili Hristos Hristofidis de, Türkiye’nin tepkisinin kabul edilemez olduğunu savundu ve doğalgazın Kıbrıslı Türklerin çözüm için işbirliği yapmalarında “güçlü bir teşvik olduğunu” ileri sürdü.
   Hristofidis; 12. Parsel’de doğalgaz aranması ve çıkarılmasının Güney Kıbrıs’ın egemenlik hakkı olduğu iddiasını yineleyerek, kendilerinin Deniz Hukuku Anlaşması’nı onaylamalarına karşın Türkiye’nin bunu yapmadığını hatırlattı.
   “Doğalgaz yataklarının bulunması ve bunun yaratacağı olumlu ekonomik ve siyasi sonuçların, Kıbrıs sorununa en kısa sürede doğru bir çözüm bulunması için işbirliği yapması konusunda Kıbrıs Türk tarafına yönelik güçlü bir teşvik olduğunu” ileri süren Hristofidis, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın konu hakkındaki tutumundan duyduğu memnuniyeti de dile getirdi.

Kıbrıs Gazetesi



Bu haber 866 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,303 µs