Türkiye Kuzey Irak'ta yol ayrımında!

28 Mayıs 2007 09:25 tsi
Türkiye Kuzey Irak’a operasyon yapıp yapmamayı tartışıyor. Ancak bu buzdağının görünen kısmı. Çünkü Türkiye’yi çok daha önemli bir tartışma bekliyor. Kuzey Irak’ın geleceği ile ilgili bu tartışma aslında çoktan açıldı. Bugün ABD ve İran

Türkiye Kuzey Irak’a girecek mi? Kamuoyunda tansiyonun yükselmesine sebep olan bu ihtimal gündemi tamamen belirler hale geldi. Amerikan F-16’larının Türk sınırını ihlal etmesi, Amerika’nın Türkiye’nin Kuzey Irak’a tek taraflı bir operasyonuna karşı çıkması, Kuzey Iraklı Kürtlerden gelen sert tepkiler Türkiye’nin işini zorlaştırıyormuş gibi bir hava yaratıyor. Ancak gelişmelerin perde arkası tam olarak bu değil…

Kuzey Irak ile ilgili tartışmalarımız ABD’den bağımsız değil. Önce bunu bir kenara koyalım. Çünkü Türkiye ne olursa olsun askeri ve ekonomik alanlarda çok boyutlu ilişki kurduğu müttefiki ile karşı karşıya gelmek istemeyecektir. Bu yaklaşım ABD için de geçerli. ABD Türkiye’ye rağmen bölgede politika geliştiremez. Washington yönetiminin Irak’tan çekilmeye hazırlandığı düşünüldüğünde, Türkiye’ye olan ihtiyacının hangi boyutlara vardığını düşünmek gerekiyor. ABD çekildiği zaman doğacak güç boşluğuna kim oturacak: İran mı Türkiye mi? ABD’nin bu soruya hangi yanıtı verdiği açık.

O zaman kendimize şunu soralım: ABD Irak’tan çekilecekse ve “yakın müttefiki” Türkiye’nin boşalttığı güç boşluğunu doldurmasını istiyorsa neden Türkiye’nin Kuzey Irak’ta bir operasyonuna karşı çıksın? ABD’nin Türkiye’nin Kuzey Irak’a yapacağı bir operasyona karşı çıkması ne anlama geliyor?

Bunun yanıtı Prof. Dr. Mahir Kaynak’a göre ABD’nin Türkiye’yi çatışmadan Kuzey Irak’a sokmak istemesinden kaynaklanıyor. Çünkü ABD Türkiye’nin Kuzey Iraklı Kürtlerin hamisi olmasını istiyor. Böylece Türkiye önemli bir yol ayrımına geliyor: Kuzey Irak’ı ne yapmalı?

Meselenin bu noktaya geldiği artık açık. Bunu DTP Eş başkanı Aysel Tuğluk’un Radikal’de yayınlanan yazısı da destekliyor. Tuğluk "Sevr travması ve Kürtlerin empatisi" başlıklı yazısında, I. Dünya Savaşı’nın en onur kırıcı anlaşmalarından biri olan Sevr’in Türk-Kürt çatışması üzerinden yeniden kurgulandığını ve ABD’nin Irak işgalinin de bu kaygıyı beslediğini söyledi. Türkiye’deki ve Irak’taki Kürt sorununun emperyalist müdahalelere açık hale gelmesinin Sevr endişesini artırdığını da kaydeden Tuğluk, "Burada bizim açımızdan sorulması gereken, Kürtlerin tavrının ne olacağıdır. Bize göre Türk halkının korku ve kaygıları ciddi düzeyde gerçekçidir, anlaşılmaya değerdir. Türk halkı tekrar Sevr tehlikesine benzer bir durumla karşı karşıyadır tespitini rahatlıkla yapabiliriz. Ve bu tehlikenin temasında Türk-Kürt çatışması kurgulanıyor. Söz konusu travma Kürt olgusunda odaklanıp sürdürüldükçe, bu her türlü istismara açık ve uygun bir ortamı canlı tutar ve gerçek tehlike nedeni olur" dedi. Tuğluk’un şu söyledikleri çok önemli… Tuğluk, Misak-ı Milli’nin Kürt sorunun çözümünde olmazsa olmaz unsurlardan birisi olduğunu da vurgulayarak şöyle devam ediyor: "Şu önkabulle başlangıç yapılabilir: Misak-ı Milli sınırlarını mutlak suretle koruyarak Kürt sorununa çözüm bulunmalıdır. Emperyalist müdahalelere güvenmeden ve de gerçeklik dışı olmayan açılımlarla çözüm arayışı gerekiyor… Sevr korkularının objesi Kürtler olmamalıdır. Komşu ülkede yaşananlar Türkiye’deki gerçeklikle örtüşmüyor. Zaten başka bir boyuttan bakılırsa orası da Misak-ı Milli sınırlarındadır."

Bu yazıdan da anlaşılan Türkiye’nin önemli bir yol ayrımına geldiği… Türkiye Kuzey Irak’ı ne yapacak? ABD çekildikten sonra Türkiye Kuzey Irak ile ilgilenmemezlik edebilir mi? ABD-İran 28 yıl sonra bugün ilk kez bir araya geliyor. Irak’ın güvenliğini konuşacakları ve hatta Irak’taki nüfuz alanlarını belirleyecekleri söylenebilir. ABD İran’a “şurada kal” diyebilir. Türkiye’den de başka bir alanda “kalmasını” bekleyebilir. Türkiye kamuoyunda tansiyon yükselten tartışmalara odaklanmış görünüyor, ancak yakın dönemde “Kuzey Irak’ın geleceğini” tartışacağız gibi görünüyor. Şimdiden “ne yapmamız gerektiğini” konuşsak iyi olur. Yoksa irademizin dışında Kuzey Irak gibi ateşten bir topu kucağımızda bulabiliriz.

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,352 defa okundu.