En Sıcak Konular

Somalili siyaset bilimci Türkiye'den umutlu...

8 Ağustos 2011 11:52 tsi
Somalili siyaset bilimci Türkiye'den umutlu... Somalili siyaset bilimci Afyare Elmi, ülkesinde yaşanan kıtlık felaketini ve bunun arkadasında yatan siyasi problemleri Timeturk'e anlattı. Elmi, kardeş ülke olarak bahsettiği Türkiye'den 'maddi yardımdan fazlasını beklediklerini' söylüyor.

Somali kan ağlıyor. Her gün medyada çıkan yeni fotoğraflar ülkedeki kıtlık felaketinin boyutlarını tüm dehşeti ile gözler önüne sererken gece yastığa başımızı koyduğumuzda çoğumuzun vicdanını sızlatıyor. İçinde bulunduğumuz Ramazan ayında bizler sayılı saatler süren açlığa bile dayanamazken, uzaklarda bir yerlerde her gün yüzlerce çocuk 'açlıktan ölüyor!' Elbette birilerinin ölmesinden 'hayat bulan' bir kesim de var, bu ölümcül açlıktan 'karnını doyuranlar' da.. Bunun adı siyaset.. İşin siyasi boyutu ise göründüğünden çok daha karmaşık.

 

Açlığın ne demek olduğunu bir parça da olsa anladığımız bu dönemde yaşanan krizin perde arkasını, Somali'yi bu noktaya getiren faktörleri ve ülkede kronikleşen siyasi problemleri de daha iyi anlamak gerektiğini düşünüyorum. Bunun için Somalili bir siyaset bilimci olan Afyare Elmi doğru adres. Somali'nin yakın tarihine dair verdiği bilgilerin yaşanmakta olan felaketi daha iyi anlamamıza yardımcı olacağına inanıyorum. Sorunu daha iyi anlamaksa, kalıcı bir çözüm bulma yolunda atılacak ilk adım.. Bu röportajla bir kez daha anlıyorum ki yalnızca kıtlığın değil, çok ciddi siyasi problemlerin de esir aldığı ülkenin kaderi, insanlığın elinde. Tek yapılması gereken siyasi çıkarları ve güç hesaplarını bir kenara bırakıp vicdanın sesini dinlemek…

FELAKET ‘GELİYORUM’ DEDİ AMA DÜNYA UMURSAMADI

 

Somali'deki kriz bir anda bütün dünyanın gündemine düştü. Bu ölümcül felaketin bir ön habercisi var mıydı?

 

Şiddetli bir kuraklık bölgeyi vurdu. Bu kıtlık Somali'de son 60 yılın en şiddetli felaketi. Ancak aslında her şey bir anda olmadı. Bu felaket uzun zamandır bekleniyordu. Kıtlık konusunda önceden uyarıda bulunan FEWS sistemi örneğin, bu kıtlığın şiddetini önceden tahmin etti ve 2010 Ağustos ayından bu yana çeşitli uyarılar yayınladı. Ama ne yazık ki bu erken uyarılar uluslararası toplumun ve yerel aktörlerin erken önlem alması ile sonuçlanmadı ve beklenen oldu. Dünya işin ciddiyetini ancak açlıktan ölen ve can çekişen çocukların resimlerinin yayınlanmasından sonra anlayabildi.

 

SOMALİ’DE ÖNLEM ALABİLECEK BİR DEVLET MEKANİZMASI YOK

 

Herhangi bir önlem alınmadı yani... Peki, bu felaketi tetikleyen neydi? Neden son 60 yılın en ciddi felaketini yaşıyor Somali?

 

Bölgede genel olarak ciddi bir kuraklık hakim. Ancak kuraklığın dışında, çölleşme, iklim değişikliği, yoksulluk ve iç çatışma problemin bu denli şiddetlenmesinde büyük rol oynadı. Ama ben en ciddi faktörü işleyen bir devletin eksikliği olarak görüyorum. Eğer bu olsaydı tüm bu saydığım diğer faktörlerle, ne kadar şiddetli olursa olsunlar, mücadele edilebilirdi. Son kuraklık Somali dışında Uganda, Kenya ve Etiyopya gibi ülkeleri de etkiledi. Ancak oradaki insanlar da mağdur olsa bile hiçbiri şu an Somali'deki kadar şiddetli bir felaket yaşamıyor.

 

ÖLENLERİN SAYISI AÇIKLANANDAN ÇOK FAZLA

 

Son gelen rakamlar dehşet verici! Son 3 ayda 29.000 çocuğun açlık sonucu yaşamını yitirdiği söyleniyor. Rakamlar gerçeği ne kadar yansıtıyor? Durum bizim sandığımızdan çok daha mı kötü yoksa?

 

Bu Birleşmiş Milletler'in ilan ettiği resmi bir rakam. Kıtlığın boyutları göz önüne alındığında bundan çok daha büyük sayıda ölümlerin olduğunu söylemek mümkün. Birleşmiş Milletler'in ne gibi bir metod kullanarak bu sayıya ulaştığını bilmiyorum. Ama bölgeden biri olarak söyleyebilirim ki bundan çok daha fazla sayıda kişi açlıktan hayatını kaybetti!

 

SİYASİ DURUM FELAKETİ ŞİDDETLENDİRİYOR

 

1992 yılında yine şiddetli bir kıtlık yaşanmıştı. Kıtlık felaketleri Somali'de ne kadar yaygın? Artık alışılan bir durum mu bu?

 

Kuraklıklar için evet, çok sık yaşanıyor. Ama bu seviyede bir kıtlığa çok sık rastlanmıyor. Ancak söz konusu kuraklıkla eğer etkin bir şekilde mücadele edilmiyorsa bunun kıtlığa dönüşmesi kaçınılmaz. Hükümetin uzun süren bir kuraklıkla etkin bir şekilde mücadele ettiği ve üstesinden geldiği durumlar var. Örneğin bir önceki askeri hükümet 1970'lerde ülkenin kuzey bölgesini vuran kuraklıkla baş etmeyi başarmıştı. Halkın büyük bölümü afet bölgelerinden alınarak güney bölgelere yerleştirildi ve felaketin boyutları büyük ölçüde azaltıldı. Bu tamamen ülkedeki siyasi konjonktüre bağlı. Ülkenin içinde bulunduğu siyasi durum, 1992'de yaşanan felaketi daha da şiddetlendirmişti. Bugün yaşanan da tam olarak bu...

 

Geçmişte kıtlıkla mücadelenin yapıldığı durumlar var diyorsunuz. Bugün bunu engelleyen temel faktör ne? Neden bu afetle baş edilemiyor?

 

Az önce de söylediğim gibi, etkin bir şekilde işleyen bir devletin olmayışı en ciddi sorun. Eğer böyle bir devlet yoksa, sembolik hükümet fazla bir şey yapamaz. Şu anki hükümet Uganda ve Burundi'nin yabancı askeri birlikleri tarafından korunuyor. Dolayısıyla böylesi bir afetle mücadele etmek için gerekli ve yeterli kapasitesi mevcut değil.

 

İŞLEYEN BİR DEVLETİN TESİS EDİLMESİ ŞART

 

'İşleyen bir devlet'ten tam olarak neyi kastediyorsunuz? Çoğumuza yabancı bir kavram bu. Biraz açmanız mümkün mü?

 

Askerin, polisin, mahkemelerin, bankaların, yasaların, genel anlamda temel bürokratik kurumların var olduğu ve etkin bir şekilde çalıştığı bir devlet.. İşte 'tam anlamıyla işleyen' gerçek bir devlet budur. Somali'de cumhurbaşkanı, başbakan, meclis üyeleri ve başkanından oluşan “sözde” bir hükümet var. Ancak bu liderler neye karar verirse versin, herhangi bir uygulama zemini yok. Çünkü bu saydığım kurumlar Somali’de mevcut değil. Hükümet, Afrikalı barış gücü kuvvetlerine dayanıyor.

 

SOMALİ’Yİ 1991’DE PARÇALADILAR…

 

Şu an yaşanan kıtlıktan ve ülkedeki sorunlardan genel olarak siyasi yapıyı sorumlu tutmak mümkün o halde. Peki, siyasi sistem bu noktaya nasıl geldi?

 

Kesinlikle öyle. 1991 yılında Somali devleti resmen parçalandı. O günden beri de o şekilde duruyor. Bu süre zarfında birkaç geçici hükümet kuruldu ama hiçbiri hakkıyla işleyemedi. Sonuncu hükümet, 2009 yılında devlet başkanı Şerif  Şeyh Ahmed liderliğinde Cibuti'de kuruldu. El Şabab ve ülkedeki diğer gruplar buna karşı çıktı ve hükümete karşı bir savaş başlattılar. Bu durum hükümeti tam anlamıyla felce uğrattı.

 

EL ŞABAB, EL KADİYE BAĞLI BİR ÖRGÜT

 

El Şabab hakkında pek çok şey duyuyoruz. Sizden dinleyelim, kim bu El Şabab? Şu anki felakette nasıl bir rol oynuyorlar?

 

El Şabab aşırı bir İslamcı bir hareket. El Kaide ile bağlantısını resmen ilan etmiş bir örgüt. Kendi İslam anlayışlarını uygularken şüpheli ve tehlikeli yollara başvuruyor. Somali'deki diğer gruplar içinde en güçlü ve etkili grup El Şabab, bunu kendileri de bizzat ilan etti. Ancak grubun kendi içinde de bazı farklılıklar, görüş ayrılıkları var. Bazı üyeleri daha ılımlı görüşlere sahipken, bazıları “radikal” olarak biliniyor. Herhangi başka bir örgüt gibi El Şabab da ilan ettiği hedeflere ulaşmak için güç kullanma yoluna gidiyor.

 

EL ŞABAB, BÜYÜK YARDIM KURULUŞLARINI ÜLKEYE SOKMUYOR

 

Örgütün daha önce Somali'ye yardım götüren uluslararası organizasyonları önlediği ve ülkeye sokmadığı söylendi. Bu uygulamaya halen devam ediyorlar mı?

 

Evet, kendi kontrolleri altında olan bölgelerde büyük bazı yardım kuruluşlarının faaliyette bulunmasını yasakladılar. Birleşmiş Milletler'e ait bazı yardım kuruluşları da buna dahil... Nitekim Amerika da, El Şabab'ın kontrol ettiği bölgelerde faaliyette bulunmamaları için yardım kuruluşlarına baskı yaptı. Büyük yardım kuruluşlarının büyük çoğunluğu 'donör ülke' olarak ABD'ye bağımlı olduğundan buna itiraz edemeyerek 'bu emre' uymak durumunda kaldı. El Şabab söz konusu yasak politikasına halen devam ediyor. Bu uygulama Dünya Gıda Programı (WFP) gibi El Şabab'ın bizzat ilan ettiği belli yardım kuruluşlarını hedefliyor. Şu an itibariyle Güney Somali'nin büyük bir bölümüne El Şabab izin vermediği için yardım ulaştırılamıyor.

 

ÖRGÜTÜN ÇEKİLMESİNDE BİRDEN ÇOK FAKTÖR ETKİLİ

 

Örgüt geçtiğimiz günlerde başkent'in büyük bir bölümünden çekildiğini açıkladı. Bunu nasıl okumak lazım? Olumlu bir adım mı yoksa sembolik mi?

 

El Şabab 6 Ağustos günü başkent Mogadişu'nun birçok bölgesinden çekildiğini ilan etti. El Şabab'ı bunu yapmaya iten birden fazla sebep var. Ancak bunlardan ikisi önemli. İlki El Şabab geçen ay kritik önem taşıyan Bakara Çarşısı’nı AMISOM ve hükümet güçlerinin saldırısının ardından kaybetti. Bu El Şabab için, Somali'deki savaşı sürdürebilmek için kullanılan gelirin büyük bir kısmını sağlayan stratejik bir noktanın kaybedilmesi açısından ciddi bir darbe oldu. Ekonomik yönünün yanı sıra Bakara'nın El Şabab için askeri bir önemi vardı. Çünkü bu nokta şehrin tam merkezinde olduğundan buraya ulaşabilecekleri başka bir yol yok.

 

Geri çekilmeyle alakalı ikinci bir neden daha var. Somali'yi yakından takip edenler El Şabab içinde savaş stratejisi bakımından bir çatlak olduğunu bilir. Bazıları AMISOM'a karşı uygulanan geleneksel savaş taktiğinin sürdürülebilir olmadığına inanıyordu. Bu grup, toprakları kontrol etme politikasının terk edilmesini ve gerilla taktiğinin benimsenmesini öneriyordu. Burada yatan mantık, örgütün kontrol altında tuttuğu toprakları yönetmek için çok fazla kaynak harcıyor olmasıydı. Ancak muhalif grup, herşeye rağmen toprakların kontrol altında tutulmasını tercih etti.

 

EL ŞABAB İÇİNDE DE ANLAŞMAZLIK VAR

 

Bahsettiğiniz çatlak, örgütün yardım kuruluşlarını engellenme politikasında da görülüyor mu?

 

Evet, örgüt içerisindeki bir diğer ihtilaflı konu da yardım kuruluşlarıyla nasıl baş edileceği. Kimileri yardım kuruluşlarının Şabab'ın kontrolündeki bölgelerde faaliyet göstermesine izin verilmesi gerektiğini düşünürken, diğerleri buna karşı çıktı. Tüm bu saydığım faktörlerin bir sonucu olarak, El Şabab Cumartesi günü, kontrol ettiği bölgeden çekildiğini duyurdu. Eğer bunu, iddia ettikleri gibi, taktik değiştirdiklerinden dolayı yaptılarsa benzer şekilde diğer bölgelerden de çekilmelerini beklemek mümkün... Diğer bölgeleri de terk edip nüfus içinde eriyerek, tekrar gerilla savaşları, suikastler ve intihar saldırılarına dönebilirler.

 

ULUSLARARASI YAPI, SORUNU BÜYÜTÜYOR

 

El Şabab yerel bir aktör… Peki ya uluslararası toplum felakette nasıl bir rol oynuyor? Sorunun çözümüne mi yoksa bizzat sorunun kendisine mi katkıda bulunuyor?

 

Uluslararası toplum, sorunun kendisine iki şekilde katkıda bulundu ve bulunuyor diyebilirim. İlk olarak zamanında hareket etmediler. En başında söylediğim gibi yaklaşan felakete dair pek çok uyarı yapıldı. Son bir yılda 6 uyarı yayınlandı, ancak dikkate alınmadı. İkincisi ise daha önce bahsettiğim, Washington'ın El Şabab'ın hakim olduğu alanlarda yardım faaliyetleri yapılmaması yönündeki kararı da soruna ciddi katkıda bulundu. Şimdi bir de koordinasyon sorunu var…

 

UZUN VADEDE CİDDİ SİYASİ REFORMLAR YAPILMALI

 

Uluslararası aktörler sorunu çözmede çok etkili olmadı diyorsunuz, bu felaketi ülkenin kendi içinde çözme kapasitesi de yok gibi görünüyor. Uluslararası alanda daha başka ne gibi adımların atılması gerekiyor?

 

Atılması gereken çok önemli bazı adımlar var. Eğer bir ülkede hükümet halkını korumaya istekli değilse ya da bunu yapmak için yeterli güce sahip değilse, uluslararası aktörler yasal olarak müdahale etme hakkına sahiptir. İlk olarak uluslararası toplum belli bir standardın korunması için sorumluluk geliştirebilir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne bu anlamda ciddi iş düşüyor. Somali hükümetinin kapasite eksikliği var ve dahası El Şabab da sorunu çözme niyetinde değil. Dolayısıyla uluslararası müdahale için gereken iki şart da mevcut. İkinci olarak uluslararası yardım kuruluşları halen El Şabab'ın kontrolünde olan ve yardımların ulaşamadığı bölgelere havadan gıda yardımı yapmaya başlamalı. Birçok insan yardımların yapıldığı şehirlere ve merkezlere hâlâ ulaşamıyor. Elbette Amerika'nın büyük yardım kuruluşlarına etkin bir şekilde çalışabilmeleri için esneklik tanıması da gerekiyor. Obama yönetiminin yardım görevlilerinin işini kolaylaştırması lazım.

 

Yerel yardım kuruluşları ve Somali'deki para transfer şirketleri de gıda temin edilmesinde ve ülkenin kırsal kesimlerinde yiyecek dağıtım merkezlerinin açılmasında yararlı olabilir. Yerel kuruluşlar iç yapıyı bildiklerinden daha kolay yiyecek ulaştırabilir. Şu an için Somalililerin ve uluslararası güçlerin birlik olması ve mümkün olduğu kadar çok insanı kurtarmak için seferber olması gerekiyor. Tabi bunların hepsi kısa vadeli çözümler. Uzun vadede daha ciddi siyasi adımlar atılmalı.

 

Neler yapılması gerekiyor uzun vadeli çözüm için?

 

Uzun vadeli çözüm için, işleyen bir devlet oluşturma adına başta saydığım devlet kurumlarının inşa edilmesi gerekiyor. Özetle 'meşru güç kullanma yetkisi'nin yalnızca devletin tekeline alınması lazım. Buna henüz sahip değiliz. Uluslararası toplum ve yerel liderler, ülkenin güvenliğini sağlamadan sorumlu ulusal bir güvenlik gücü oluşturma konusunda ilgisiz davrandı. Bunu en büyük başarısızlık olarak görüyorum. Ama her şeye rağmen, bunun başarılabilir olduğuna inanıyorum. Gereken tek şey siyasi irade ve eylem.

 

TÜRKİYE, SOMALİ’DE DEVLET İNŞASINA KATKIDA BULUNABİLİR

 

Türkiye'de halk yaşanan felakete karşı oldukça duyarlı. Hükümetin başlattığı kampanyaların yanı sıra çok sayıda özel kuruluş da ülke genelinde yardımlar topluyor. Ancak sizin de dediğiniz gibi yardımlar sürdürülebilir bir çözüm değil. Sorunun uzun vadeli çözümüne katkı sağlamak için başka ne gibi görevler düşüyor bize?

 

Türkiye'nin gayreti ve yardımı çok faydalı oldu. Bir Somalili olarak hükümete ve Türk halkına gösterdikleri duyarlılıktan ötürü minnettarım. Bir süre daha yardımlara devam edilmesi ve mümkün olduğu kadar maddi yardım sağlanması gerekiyor. Ancak kardeş ülke olarak Somali halkı Türkiye'den bundan fazlasını bekliyor. Devletin yeniden yapılandırılması için siyasi alanda da desteğe ihtiyaç var. Ancak bu yolla birden fazla problemin var olduğu Somali'ye uzun vadeli bir çözüm bulunabilir. Somali'de kıtlık dışında yolsuzluk da ciddi bir sorun. Türkiye'nin Somali'deki güçleri eğiterek ve donatarak da uzun vadeli çözüme katkı sağlayabileceğini düşünüyorum.

 

ELMİ’NİN KİTABI TÜKÇELEŞTİRİLMEYİ BEKLİYOR

 

Son olarak, Somali ile ilgili bir kitabınızın olduğunu biliyorum. Bu kitaptan bahseder misiniz? Türkçe'ye de kazandırmak isteyen yayıncılar olabilir. Orjinaliyse eminim Somali'yi bu noktaya sürükleyen şartları daha iyi anlamak isteyen okurların ilgisini çekecektir.

 

Tabi. Kitap, Somali'deki devletin başarısızlığının kökenlerini ve bunun yarattığı sonuçları geniş bir biçimde inceliyor. Bölgeye hâkim olan pek çok yerel ve yabancı uzmanla röportajlar yaptım. Bunun yanı sıra, farklı İslamcı ve seküler grupların liderleriyle görüşmeler yaptım. Kenya ve Etiyopya gibi komşu ülkeler ve süper güçler gibi çeşitli aktörlerin rollerini de analiz ettim. Kitap, Somali’yi tüm yönleriyle ele alan kapsamlı bir değerlendirme sunuyor. Karmaşık ve anlaması zor problemleri anlatmaya ve bunları anlaşılabilir bir yolla sunmaya çalıştım. Kitap geçen sene Londra'da bir yayınevi tarafından basıldı.

 

 

Afyare Abdi Elmi kimdir?

 

Afyare Abdi Elmi Somalili bir siyaset bilimci. Bir süredir Katar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde hocalık yapıyor. Somali üzerine akademik çalışmalarının yanı sıra 'Somali Yangınını Anlamak: Kimlik, Siyasal İslam ve Barışın İnşası' (Understanding the Somalia Conflagration: Identity, Political Islam and Peacebuilding) isimli Türkçe'ye kazandırılmayı bekleyen bir de kitabı bulunuyor.


Bu haber 1,170 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,630 µs