iyibilg" /> iyibilg"/>

En Sıcak Konular

Putin Alman koalisyonunun kara kedisi

0 0 0000 00:00 tsi
Putin Alman koalisyonunun kara kedisi Angela Merkel yönetimindeki Almanya’nın Rusya ile olan ilişkileri, muhtemelen hiç bir zaman, 60. yaş gününde 3 yaşındaki Rus bir kızı evlat edinen selefi Gerhard Shröder yönetiminde olduğu kadar iyi olmayacak. iyibilg

Fakat Merkel’in, Putin ile insan hakları ve geçen haftaki Avrupa-Rusya zirve toplantısında diğer ihtilaflı meseleler üzerinde yaşadığı gerilim, durumun en azından tavır noktasında ne kadar değiştiğini açık bir şekilde göstermekte.

AB dönem başkanı olan Merkel: “Bugünkü konuşmalarımız çok yoğun bir işbirliği içinde olmadığımızı göstermekte” dedi. Merkel ayrıca bir güneydoğu Rusya şehri olan Samara’da, toplantıyı protesto etmek isteyen protestocuları engellediği için Putin’e çıkıştı.

Putin ise bunu gayet soğuk bir şekilde yanıtladı: “Rusya, tıpkı diğer dostlarımızın profesyonelce yaptığı gibi, kendi çıkarlarını korumanın planlarını yapmaktadır.”

Merkel’in bu açık sözlü çıkışına rağmen, analistler, en hassas, stratejik olarak önemli ve tarihsel süreç içerisinde en sancılı dönemlerden birini yaşayan Alman-Rus ilişkilerinin bu safhasını idare edebilmek için onun genellikle orta bir çizgi takip ettiğini söylüyorlar.

Burada Rusya ve Almanya arasındaki hıçkırıkların başında kısmen politik tartışmalar geliyor; çünkü koalisyondaki Merkel’in Hıristiyan Demokratları ile Schröder’in Sosyal Demokratları arasında, Rusya’ya nasıl muamelede bulunulacağı konusunda açık bir görüş ayrılığı ortaya çıkmakta.

Moskova’nın gücünü göstermesiyle birlikte bu meselenin, dört yıl önce Irak savaşı yüzünden Amerika ile Almanya arasında ortaya çıkan çıkmaz benzeri bir problemi yaratacağı endişesini kışkırtıyor.

Sosyal Demokratlar, Schröder’in iktidardayken oluşturduğu bağların devam etmesinde daha istekli iken, Hıristiyan Demokratlar Rusya ile ilişkilerde daha az samimi olmaya sıcak bakıyorlar.

Emekli olsa bile sâbık başbakanın gölgesi yansımaya devam ediyor. Onun önceki müsteşarı, şimdinin dışişleri bakanı Frank Walter Steinmeier, bilinçli bir şekilde, Rusya’ya karşı ilk defa 1970’lerin başlarında Willy Brandt önderliğinde hayata geçirilen ‘Ospolitik’i anımsatan bir politika formüle etti.

Schröder aynı zamanda Baltık Denizi’nin altından geçmesi planlanan, Rus-Alman ortaklığında 5 milyar dolarlık bir gaz boru hattı inşaat projesinin başında bulunuyor ki bu makam onu ‘Putin’in adamı olmak’ şeklinde eleştirilere maruz bırakıyor. Bu aynı zamanda Almanya’nın ithal edilen yakıt konusunda Rusya’ya olan büyük bağımlılığını da anımsatıyor.

Önde gelen bir Sosyal Demokrat politikacı olan Peter Stuck yakın zamanda kendisiyle yapılan bir mülakatta, Almanya’nın Rusya ve Amerika ile arasındaki eşit mesafeyi koruması gerektiğini belirtti. Bu da trans-Atlantik ilişkilerinin yeniden inşasını tercih eden Merkel’in bazı danışmanlarının eleştirilerini üzerine çekti.

“Şunu açıklığa kavuşturmalıyız ki hangi kampta yer aldığımız konusunda makul bir şüphe yoktur,” diyen Merkel’in danışmanı ve mecliste Hıristiyan Demokratlar’ın dış politika sözcüsü olan Eckart von Klaeden sözlerine şöyle devam etti: “Biz NATO içerisindeyiz, Avrupa Birliği içerisindeyiz.”

Von Klaeden, Rusya’yı demokrasi ve sivil haklardan fire veren bir ülke olarak nitelerken, iyi ilişkilerin önemli olduğunu ve “makul olmayan davranışları kabul edemeyeceklerini” belirtti.

Analistler Merkel’in geçmişinin, ona Rusya ile alakalı daha derin ve sağlam bir bakış kazandırdığını söylüyorlar. Merkel Rusça konuşan bir fizikçi ve Doğu Almanya’da yetişmiş; Avrupa Birliği ve Rusya arasında kendi öncelikler listesi üzerine bina ettiği güçlü ilişkilere sahip. Fakat Merkel, önceleri Schröder’in sık sık yaptığı gibi Rusya’nın insan hakları raporlarının üstünü örtmeyi reddetti.

Berlin’deki Alman Dış ilişkiler Konseyi’nde Rusya uzmanı olan Alexander Rahr , “Avrupa ülkelerinin büyük bir çoğunluğu stratejik ortaklığın bu saatten sonra anlamlı olup olmadığını sorgularken Almanya halen Rusya ile bir çeşit stratejik ortaklığı kurtarma gayretinde” diyor.

“Biz Alman siyasi elidi içerisinde Rusya’ya nasıl muamele edileceği konusunda uzun zamandan beri süre gelen bir tartışma vardır. Fakat bu Rusya’nın, Avrupa Birliği’nin diğer üyeleri ile olan ilişkileri kadar büyük bir problem değil,” diyor Rahr ve devam ediyor: “Polonya ve Estonya, Polonya etleri üzerine getirilen yasak ve Estonya’nın başkenti Tallinn’de bulunan Sovyet dönemine ait bir anıtın kaldırılması gibi meselelerde Moskova ile uyuşmazlıklar yaşadılar.”

Fransa ve İngiltere’nin, analistlerin görüşlerine göre, seleflerinden daha trans-Atlantik ve daha az Avrupa Birliği yönelimine sahip olan yeni liderlere (Nicolas Sarkozy ve Gordon Brown) geçişi ile Merkel muhtemelen Rusya’nın en öncelikli Avrupalı muhatabı olacak.

Fakat Alman iç siyaseti Doğu ile Batı arasında bir denge yakalamayı Merkel için giderek daha zor bir hale getirebilir. Sosyal Demokratlar hali hazırda Rusya politikasını, kendilerini koalisyon ortaklarından ayırmak için kullanmaktalar.

“Rusya’nın hangi aşamada olduğunu iyi düşünmek ve bu görüş açısından hareketle Rusya’ya yeni imkânlar sunmalıyız”, diyor Sosyal Demokrat’ların dış politika sözcüsü Gert Weisskirchen ve ekliyor: “Eğer Eckart von Kaleden’i dinlerseniz onun tarihsel bağlamda düşünmediğini görürsünüz.”

Sosyal Demokratlar, kariyer olarak devlet memuru olan dışişleri bakanı Steinmmeier’ı, Merkel karşısında potansiyel bir rakip olarak ileri sürebilmek için ona güvenli bir seçim bölgesi vermeyi planlıyorlar.

Almanya içerisinde Rusya meselesi üzerinde yaşanan ayrışmalar, Bush yönetiminin Polonya ve Çek Cumhuriyeti’ne füze savunma sistemi konuşlandırmasına karşı bir reaksiyon gibi görünebilir. Rusya, stratejik savunmasını tehlikeye sokacağını öne sürerek planı çok sert bir dille eleştirmişti. Hatta Putin, misilleme olarak Avrupa’daki konvansiyonel silah anlaşmasından çekilmekle tehdit etti.

Steinmeier açıkça bunun Avrupa’da yeniden bir silahlanma yarışı başlatacağı yönünde kaygılar uyandıran açıklamalar yaparken, Merkel ABD’yi müttefikleri ile daha geniş müzakereler üzerinde çalışması konusunda zorluyor.

Bazı analistler ABD’yi füze savunma sistemi konusunda makul bir gerekçe ortaya koyamadığı için eleştirmekte. Bu durum bazı Almanlar arasında ABD’ye yönelik şüpheleri artırdığını ve Amerikan ve Rus taraftarı kamplar arasındaki uçurumu daha da derinleştirdiğini belirtiyorlar.

Şu anda Berlin’de bankacılık yapan Almanya’nın eski Amerikan büyükelçisi John C. Kornblum, Almanya içerisindeki bütün farklı unsurların, Almanya’nın Rusya ile ilişkileri söz konusu olduğunda yekvücut olduklarını belirtiyor: “Sorun Almanya’nın her zaman yaptığı şeyi yine yapmayı deneyip denemeyeceği: yani bir denge politikası yürütüp yürütemeyeceği?”

(NYT, 22 Mayıs 2007, Mark Landler)
ADAM Basın Taramaları Grubu iyibilgi.com için çevirdi



Bu haber 400 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler

    3,415 µs