Baykal da merkeze gelmeli!

25 Mayıs 2007 00:00 tsi
2002 seçimleri öncesinde Mevlanalı, Yunuslu ve Bektaşlı bir söylem kullanan, sağına ve soluna Yaşar Nuri Öztürk ile Kemal Derviş'i alan Baykal, seçimlerden sonra "eski"ye dönmüştü. Baykal neden eskiye döndü? Baykal'ı kim döndürdü? İşte Baykal'ın kurt

CHP lideri Deniz Baykal'ın 2002 seçimleri öncesinde ortaya koyduğu Anadolu solu henüz daha sonraki sert tutumunun gölgesinde kalsa da hala akıllardaki tazeliğini koruyor. Baykal'ın seçim meydanlarında Mevlana, Yunus Emre ve Hacı Bektaş'a referans verdiği konuşmaları çok uzun bir zaman önce yapılmış değil. Üstelik Baykal'ın sözleriyle ekibi de uyumluydu. Baykal seçmenlerinin karşısına Yaşar Nuri Öztürk ve Kemal Derviş ile çıkmıştı.

2002'den bu tarafa bakıldığında Baykal'ın seçmene sunduğu CHP ile şimdiki CHP arasında dağlar kadar fark var. Baykal'ın seçmene sunduğu toplumun değerleriyle barışık, hatta onu seçim söylemi ile harmanlayan, serbest piyasayı yadsımayan, demokrat parti kimliğinin yerinde yeller esiyor şimdi. Baykal'ın yanında Öztürk ve Derviş yok. Artık Baykal'ın etrafı Ali Topuz, Kemal Anadol ve Mustafa Özyürek gibi sert politika yanlıları ile dolu. Öyle ki Dışişleri Bakanlığı emeklisi, bu yüzden diplomasiyi iyi bilen ve yumuşak politikalar takip edilmesini savunan Onur Öymen bile şu sıralar pek ortalıkta görünmüyor. Diğer bir diplomat İnal Batu çoktan partisinden istifa etti...

Peki ne oldu da Baykal "eski"ye döndü?

Bunun cevabını vermek güç ancak partiden kovulan Yaşar Nuri Öztürk belki de bunu açıklayacak önemli bir ipucunu sunuyor bizlere. Öztürk CHP'den ayrıldıktan sonra ilginç bir açıklama yapıyor. Öztürk "CHP'nin içindeki kimi yobaz kafalar dindar kimliğim yüzünden beni CHP'de istemediler" diyor. Bu sadece Öztürk'ün dindar kimliğinden kaynaklanan bir problem değil. Çünkü İnal Batu ve Kemal Derviş gibi demokrat isimler de partide tutunamadılar. Bunun sebebi CHP yönetici çekirdeğinin parti dışından gelen kimseyi kabullenememesi.

Şimdi seçim sırası... Baykal'ın o sert söylemi yumuşuyor. Baykal Milliyet gazetesine verdiği demeçte demokrasiden, kışladan, toplumun hassasiyetlerinden bahsediyor. CHP, eski açılım ile karşılaştırılamayacak cinsten de olsa, sağcı bir isim olan İlhan Kesici'yi saflarına katıyor. Her ne kadar Kesici'nin CHP'ye katılması Demirel kaynaklı bir proje olarak değerlendirilse de, CHP çekirdek yönetiminin Kesici'yi bile seçim sonrasında kendi içinde tutmayı kabul edip etmeyeceği soru işareti.

Baykal da merkeze gelsin

22 Temmuz öncesi partilerde "merkeze" gelme yarışı yaşanıyor. Tüm partiler çeşitli kesimlere açılarak toplumun merkezi olmayı tercih ediyor. AKP eski CHP'li Ertuğrul Günay olmak üzere bünyesine katmaya çalıştığı çeşitli isimlerle merkeze oynarken, DP benzer bir yolu tercih ediyor. MHP bile "toplumsal merkezin siyasal izdüşümü" şeklindeki seçim sloganını merkez üzerine kurarken, CHP'nin bundan kaçınması imkansız görünüyor. CHP seçim öncesinde merkeze oynamak istiyor ancak CHP içindeki çekirdek kadronun buna izin vermeyeceği kesin. Halbuki Türkiye'nin tüm partileri merkeze yaklaşıp uzlaşma ararken CHP'nin bundan kaçmaması gerekiyor. Bunu gerçekleştirmek için de CHP'nin ödün vermesi gerekiyor. Baykal öncelikle çevresindeki "katı" isimleri pasifize ederek merkeze gelmeye başlayabilir. AKP'nin Arınç'ı susturması gibi, Baykal'ın da Anadol ve Topuz gibi isimleri susturması kaçınılmaz. Yoksa CHP, toplumda önemli bir çatışma merkezi olmaya ve bu yüzden orta vadede kaybetmeye mahkum olacak. Çünkü şimdi ve bundan sonra uzlaşma partilere kazandıracak.

www.iyibilgi.com

Bu haber 252 defa okundu.