En Sıcak Konular

Amy Winehouse’u kim öldürdü?

25 Temmuz 2011 08:44 tsi
Amy Winehouse’u kim öldürdü?
Amy Winehouse bile isteye ölmedi, bile isteye öldürüldü.

Amy Winehouse, bile isteye ölüme koşmadı. Söylenecek her şeyi söylediği için de ölmedi.

“Genç ölmeyi hak etti” tarzı ayaküstü güzellemeleri de hiç hak etmiyor bence.

Amy Winehouse bile isteye ölmedi, bile isteye öldürüldü bana göre.

Ticaretin yüksek dozdaki tüketim projeleri öldürdü onu.

Bu sistemden dolaylı ya da dolaysız nemalanan kişi ve kuruluşlar öldürdü.

Bu ticarette önemli bir payı olan uyuşturucu sektörü öldürdü.

Geleceği görüp de susanlar öldürdü.

Geleceği görüp, konuşup da, hiçbir önlem almayanlar öldürdü.

Korumaya gücü olup da korumayanlar öldürdü. Velhasıl sistem öldürdü Amy Winehouse’u.

Ki, o hep böyle yapar!

Herakleitos “Karakter insanın kaderidir”, demiş ama; Amy’nin karakteri, kaderi olmadı, olamadı ne yazık ki; buna izin verilmedi çünkü.

Amy’nin kaderini, araya giren ve onun ikinci karakteri rolünü üstlenen sistem belirledi; yalnızlaştırarak ve teşhir ederek!

Ama şimdi onun arkasından güzelleme ağırlıklı ağıtlar yakılıyor; sanki bu kaderi bilerek ve isteyerek, ölümüne yol açan sürecin trajedisini hem gönülden, hem iradi olarak kendisi belirlemiş gibi.

Ardından avazlanan söylemin içinde manalı bir durum da var: 27’lilerin 40. üyesi.. tarihe geçecek nadir bir örnek.. bu mertebeye ve onura mazhar olmuş imtiyazlı Amy tarzı söylemler ânında başladı.

Rahatlatılıyoruz; “Amy öldü ama ölümü de özel oldu. 27 yaşında ölen ünlülerin 40. üyesi o”.

Ve “Genç ölmeyi hak etti” diyor Ertuğrul Özkök: “Janis Joplin, James Dean kadar hak etti. Rimbaud kadar hak etti.

İnsan, söyleyecek sözünü tamamladıysa; şiirini yazdıysa;

Söyleyeceği şarkıyı sonuna, dibine kadar söyleyebildiyse;

Yani “Net’i” bittiyse;

Geriye ne kalır?

Darası boşalmış, brüt bir hayat.

Kemik ve etten ibaret bir beden.

Söyleyecek hiçbir şeyi kalmamış bir hançere; feri sönmüş gözler...

Amy Jade Winehouse; erken ölmeyi hak etmişti.

Hak’kını aldı...”

Böyle güzellemeleri bünyem kaldırmaz hiç!

Her güzelleme, aslında, bağrında bir çirkinleme barındırır zira.

Dikkati asıl olandan bir güzel kaydırır; böylece gerçeklik‘e alan kaydırılmış olunur.

Amy’nin kaderiyle ilgili ‘NEDEN’ sorusunun ‘NİÇİN’ sorusuna kaydırılması gibi!

Nedenlerin üzerine varmak, sistemin hiç işine gelmez tabiatıyla.

Aksi halde sistem çıplak kalır çünkü.

‘Niçin’lerin üzerine varmak ise daha çok bireyin hayatına, onun tekil varoluşuna odaklar kitlenin dikkatini. (Ki, tercih edilen de budur.)

“Hayattan umutsuz olduğu için”, “deli gibi aşık olduğu ama aşkına karşılık bulamadığı için”.. “söyleyeceği şarkıyı sonuna, dibine kadar söyleyebildiği için”, “söyleyecek hiçbir şeyi kalmadığı için”.. gibilerinden, ilk elde akla, mantığa yakın ve uygun İÇİN‘ler, bu yeni durumun (bu trajik ölümün) ideolojik inandırıcılıklarıdır aslında.

“Söyleyecek hiçbir şeyi kalmadığı için” öldü ne demektir?

Bu nasıl bir noktalamadır? (Hatta fetvadır?) Aslında Amy’nin kaderini projelendirmiş olan ve karakter rolü oynayan sistemin bilindik bir jargonu değil midir bu? Amy Winehouse, belki de (ki büyük bir ihtimalle) daha yolunun başındaydı; bütün söyleyecekleri bundan ibaret miydi yani? İki albüm ve birkaç single mı?

Ayrıca kim bilebilir ki bunu?

Böyle bir duygu yoğunluğu içinde acıyla buluşan bir besteci ve yorumcunun feryatlarının, bu evrende yeni şarkılarla çok daha fazla yayılacağını ve derinleşeceğini de düşünebilir insan.

Alkole ve uyuşturucuya bağımlı bir caz sanatçısının imajı, aynı zamanda ticari ve sömürülebilir bir cazibe unsuru olduğundan mı durdurmadılar Amy’yi?

Annesi konuştu, babası konuştu, Amy’nin sonunun yakın olduğunu ima edip durdular..

annesi, kızının kendisiyle cenaze törenini konuştuğunu bile söyledi.

Peki, neden durdurmadılar çocuklarını?

Neden sadece gözlemekle yetindiler? İptal edilen Avrupa turnesinden sonra, bir süre sahnelere ara vereceği, tedavi edileceği söylenmesine rağmen, önceki gün evinde tek başına ölü bulundu Amy Winehouse.

Neden hastanede değildi?

Amy’nin ölümüyle sonuçlanan bir kaderi tezgâhlayan sistemin (ki, bu tip tezgâhlanmış trajedilerle de beslenen bir sistemdir bu) aktörleri, şimdi timsah gözyaşları dökerek, ağıtlar yakıyorlar.

Hiç değilse bu ağıtların nedenleri üzerine düşünmek gerek!

Telesiyej / Taraf 

 



Bu haber 3,431 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,981 µs