Gazete konuşur mu: Şakır bile…

21 Temmuz 2011 11:15 tsi
Bu haberin başlığı, ‘Basılı kağıtla konuşmalar: ders 1’ veya ‘Şizofrenik medyaya giriş’ de olabilirdi… Gazeteler konuşur.. ‘Gazetece’ dili nasıl öğrenilir’in kursu yok.. Öğrenmek için ‘bilmeniz’

Bugün ilk ders olduğundan “light” hatta “zero” tutalım, birbirimizi tanıyalım. Sonra linkler, bağlantılar, katmanlar, çoklu okumalar, “gerçekten gerçek” haberlere, resim analizlerine geçelim. Bugün düz koşu, pardon düz okuma yapalım.. Çıkarın kağıtları!

İkaz fişeği-2 haberi…

“Avrupa ve ABD sorunu çözmezse olumsuz senaryolara hazır olalım” haberi, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın ağzından döküleni başlığa taşımış. Neden 2? Çünkü evvelsi gün AKP Genel Başkan Bülent Gedikli’nin “Muhtemelen dünya ekonomisinde bir kriz olacak. O yüzden tedbirli olun. Ne varsa onu tutun. Fazla harcamayın” demişti. Onun için 2. Bu haberin önemi? Çok önemli. Bugün kimse önemsemeyebilir. Ama bu sözler ağızdan çıkıyorsa dikkat gerekiyor!

Tüm meseleyi anlatan haber

“Özgür Kürdistan’a doğru gidiyoruz” haberinde Van’ın Başkale İlçesi’nde düzenlenen bir törende BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, “… kendi Kürdistan meclisimizi Diyarbakır’da ilan ettik. İster kabul etsinler, ister etmesinler, biz demokratik özerkliğimizi ilan ettik ve özgür Kürdistan’a doğru gidiyoruz.”

Bir araya gelince garip duran haber

“Demokratik özerkliği Meclis’te tartışırız” haberi: “Gıda, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, “Demokratik reform istiyorsan tartışılacağı yer Meclis’tir. Meşru olan her şeyi tartışmaya açığız. Demokratik Özerklik talebi dahil” dedi. Neden garip? Çünkü adam, “demokratik özerkliği ilan ettik, geçti. İlerisine bakıyoruz” diyor. Sen tutup, demokratik özerkliği gel mecliste tartışalım dersen garip olur. Oluyor da.

Günün, hepimiz aynı bağın gülüyüz haberi

“Başbakan’a dokunmak bile bence ibadettir” başlıklı haber, elbette başta AKP olmak üzere geniş kesimden reaksiyon çekti, çekecek. AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, bir süre önce Ankara’da kendilerini ziyaret eden partililere teşekkür yemeği verdi ve “Sayın Başbakanımıza dokunmak bile inanın bence ibadettir” dedi. Olaydan sonra gelecek tepkileri fark edince de, “Ben bunu söylüyorum. Çünkü varlığı ile bile bizlere enerji veriyor. Müminin mümini sevmesi ibadettir. Kastı aşan bir olay yok. Sözüm, ‘Yaratılanı Severim Yaradandan Ötürü’ anlayışıydı. Benim mantığım budur.” Evet mantık bu.

Günün en şaşırtıcı 3’üncü haberi

“Antalya yollarında Rolls Royce’lu Cumhurbaşkanı” haberinin “derini” yok. İhtiyacı da yok. Sadece okuyorsunuz: “Kuzey Kafkasya'daki "özerk" Çeçenistan Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı Ramazan Kadirov, ailesiyle birlikte Antalya'ya tatile geldi. Üstü açık Rolls Royce Phantom Cabrio otomobili (3 milyon TL değerindedir) kendisi kullanan Kadirov, Akdeniz çanağının en lüks oteli olarak bilinen ve Azeri asıllı Rus işadamı Telman İsmailov'un sahibi olduğu Mardan Palace Otel'de tatil yapıyor.”

Günün en şaşırtıcı 2’inci haberi

“Gazeteden film gibi Mossad haberi” iyi bir öykü anlatıyor. Anlatmakla kalmıyor bilgi veriyor, ipucu veriyor; “Yeni Zelanda’da yayınlanan The Southland Times gazetesi, ülkede Şubat ayında Christchurch kentinde meydana gelen 6.3’lük depremin, bir İsrail casus şebekesini ortaya çıkardığını öne sürdü.”

“The Southland Times’ın iddiasına göre, 181 kişinin öldüğü depremde, ölen 3 İsrailliden biri olan 23 yaşındaki Ofer Mizrahi’nin en az 5 pasaport taşıdığı ve casus olduğu öne sürüldü. Mizrahi’nin seyahat arkadaşları olduğu sanılan 3 İsrailli depremden sağ kurulduktan 12 saat sonra ülkeyi terk etmiş. Ayrıca İsrail’den gelen “adli uzmanlar” da felaketten sonra polisin veritabanına girmeye çalışmış. Bölgede izinsiz kurtarma çalışması yapan İsrail ekibi de dikkat çekmiş. Ancak filmi andıran bu hikaye Zelanda Başbakanı Key tarafından doğrulanmadı.”

“Yeni Zelanda’daki Mossad operasyonları ile ilgili iddialar 2004’te İsrailli casusları beyin felcinden ölen bir Yeni Zelanda vatandaşının adına pasaport çıkarma girişimiyle ayyuka çıkmıştı. Yeni Zelanda pasaportları sınırlarda çok az sorgulandığı için İsrailli casusların tercihi oluyor.”

Günün en şaşırtıcı haberi

Ve en kısa olanı. Yorumsuz: “ABD'nin Missouri eyaletinde inşa edilen "Pensmore" adlı malikâne Amerika'nın en büyük evi olacak. Tamamlandığında 6 bin 700 metre kare yaşam alanı olacak ev 13 yatak odası, 14 banyosuyla neredeyse büyük bir otel boyutuna ulaşıyor. Bölgede yaşayanlar, dev malikânenin uzaylılar üzerinde araştırma yapmak ya da yeni nükleer silahlar geliştirmek için tasarlandığını iddia ederken, 60 yaşındaki ev sahibi bu komplo teorilerine gülüp geçerek "Dünyaya, doğayla barışık konforlu bir evin yapılabileceğini göstermek istiyorum!" diyor.

Günün önceden evde çalışıp gelinmesi gereken haberleri:

1) “Fransa: Muammer Kaddafi kalabilir”
2) “Hıristofyas’ın verdiği vatandaşlık geri alınıyor”
3) “Artık bıçak kemiğe dayanıyor”
4) “İmralı’dan BDP’ye: PKK’yı temsil etmediğini açıkla”

Günün köşe yazısı: Aslında Hasan Celal Güzel’in Sabah Gazetesi’ndeki son dört gündeki üç yazısı aynı bakış/çözümleme üzerinden görülmeli.

a) “Terörü hâlâ anlamayanlara yuh olsun!”
b) “Türkiyelilik”
c) “Bölünmeden önceki son safha: Özerklik”

Yarının müstakbel en iyi haberi adayı: “Başbakan İsrail’i de ziyaret edebilir.”

Sizden gelenler:

1) ?

www.iyibilgi.com

 

Bu haber 1,497 defa okundu.