Çok sıkma. Ölür!

0 0 0000 00:00 tsi
Başbakan Erdoğan bugün TÜSİAD toplantısında esip gürledi. Anayasa Mahkemesi kararını, Cumhurbaşkanı’nın Anayasa değişikliği paketini 15 gün elinde tutmasını eleştirdi ve ekledi, ‘dereyi tersine akıtmaya çalışıyorlar’. ‘Asi Nehri

Başbakan’ın seçim öncesi söylemini ‘kurmaya’ çalıştığı tekniği anlamayan yok. Mağduriyet durumunu halka şikayet ediyor. İyi de ‘şartlar’ ve ‘üslup’ buna uygun mu?

Bir ülke Başbakanı’nın seçimler yaklaşırken ‘Parti genel başkanlığı’ şapkasını hatırlaması eşyanın tabiatına uygun sayılabilir. Ama bu Başbakanlık görevini unutması anlamına gelmez.

Sakiniyet hakimiyettir…

Başbakan ve AKP’nin seçim söylemi ve bunu aktarırken kullandığı dil keskinleşiyor. Oysa buna “gerek” yok. Çünkü Cumhurbaşkanı adayının kim olacağından başlayan ve bir seri tatsız gelişmeden sonra dün Ankara’da patlayan bombaya kadar gelinen süreç Türkiye’nin iyice gerildiğini gösteriyor.

Aslında göstermesine de gerek yok, herkes bu gerginliği net biçimde hissediyor. Dahası Genelkurmay Başkanı’nın “başka büyük şehirlerde de olabilir” sözü, bu tatsız ve siniri yükselten gelişmelerin devam edebileceğine ilişkin kaygıyı kuvvetlendiriyor.

Peki zaten devletin tüm kritik kurumlarının teyakkuzda olduğu bir dönemde-ki bizzat Başbakan son Terörle Mücadele Kurulu’nun toplantısında önümüzdeki yaz dönemine ilişkin önlemlerin konuşulduğunu söyleyerek, seçim döneminde terör olaylarının beklendiğini zımmen söylemiş oldu-bir ülkenin siyasi liderinin bu gerginliğe “ek”te bulunması akil mi?

Lider ne demek?

Başbakan’ın asal işlevlerinin başında gelen ülkenin tüm kurum, kuruluş ve yapılarını uyumlulaştırma, uzlaştırma, kapsama, normalleştirme görevi seçim yüzünden ikincil sayılabilir mi?

Bu halde elbette Başbakan Erdoğan’a düşen, seçimi de gayet tabii düşünerek ama “seçmen kitlesi ne der” demeden, istisnasız herkese “birlik” mesajları vermesi ve yumuşaması. Daha açıkcası biraz “durup”, “neler oluyor” diye etrafına bakması. Çünkü Türkiye bugün tam durup, temiz bir zihinle etrafa bakma zamanında.

Başbakan bunu yapıyor mu? Maalesef hayır. Bu-kesin biçimde-hatalı bir strateji. Ve yine görülüyor ki Başbakan’ın yanında “bir dakika” diyecek akil bir stratejist de bulunmuyor.

“Su yolunu bulur” sözü aslında bir mühendislik sözüdür ve bu sözü kamuoyuna mâl eden de Süleyman Demirel’dir! Şimdi Erdoğan da aynı dili kullanıyor. “Nehri tersine akıtmaya çalışıyorlar ama dere yatağını bulur” diyor.

Biz de diyoruz ki, bazen nehir tersine akar! Tıpkı meşhur Asi Nehri gibi. Çünkü o nehrin suyunun yatağı da odur. Yatağı terstir.

www.iyibilgi.com 

Bu haber 357 defa okundu.