En Sıcak Konular

'Yatacak yeriniz yok, yatacak!'

15 Temmuz 2011 10:35 tsi
'Yatacak yeriniz yok, yatacak!' Sevgili dostlar, ya Ertuğrul çok saf, ya da Türk okuyucusunu aptal yerine koymayı çok seviyor! Ne kulübü bu; "kendi halkına rağmen yerinde duranlar kulübü mü"!

Murdoch'un ve/veya zihniyetinin Türkiye'deki uzantıları kimler?

Dünya Murdoch skandallarıyla sarsılıp ülkeler "Hangi devlet adamları da dinlenmiş olabilir" sorgulamasına girerken ve en önemlisi "Murdoch'un İngiltere'den kovulması" gündemdeyken, Türk basınının yıllarca "kimler" ve "nasıl zihniyetler" tarafından kontrol ve manipüle edildiğini anlamamız adına sizlere bir arkadaşın yazısının bazı bölümlerini aktarıyorum:

"...Yalçındağ'la birlikte, bu partilere üçüncü yıldır davet ediliyoruz. Londra'nın önde gelen şahsiyetlerinin çoğu orada. Bu yıl Rupert Murdoch'u geçen yıllara göre çok daha neşeli gördüm. Saçlarını hiç görmediğim kadar kısa kestirmiş. Bu ona daha dinç bir hava vermiş. Oğlu James Murdoch, her geçen yıl işine daha hâkim bir insan görüntüsü veriyor. İlginç bir şey öğreniyorum. Murdoch'un odasında masa yokmuş. Bütün gün hep ayakta çalışırmış. Onun için, laptop'ını koyacağı yüksek platformlar koyuyorlarmış. Bizim dışımızda geceye davet edilen tek yabancı gazeteci Bild Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Kai Diekmann'dı. İngiliz Başbakanı Gordon Cameron, Rupert Murdoch, Kai ve ben uzun süre sohbet ettik. Gordon Cameron acayip genç, fit duruyor. Çok sempatik bir havası var. Rupert Murdoch'a Wall Street Journal'da yaptığı değişiklikleri hayranlıkla izlediğimi söyledim. Bundan 6-7 yıl önce Amerika sniper cinayeti ile sarsılırken, WSJ 8 gün boyunca bu cinayetlerden tek haber vermedi. 'Biz ekonomi gazetesiyiz' diyorlardı. Murdoch gazeteyi devraldıktan sonra, onu New York Times'ın kulvarına da soktu. Netice; WS) geçen yıl sonundan itibaren USA Today'i de geçerek, ABD'nin en çok satan gazetesi haline geldi. Adı Wall Street Journal olan ve bugüne kadar sadece ekonomi alanı ile ilgilenen bir gazete için olağanüstü başarı değil mi?.. Davetten sonra James Murdoch, grubunun genel yayın yönetmenlerini küçük bir Meksika restoranında yemeğe götürdü. Oraya Kai ve beni de davet ettiler. Size biraz da Newscorp gazetelerinin yeni CEO'su, Sun Gazetesi'nin eski genel yayın yönetmeni, arkadaşım Rebekah Brooks'u anlatmalıyım. Kızıl kıvırcık saçlı, etrafına hep dinamik ışık saçan, mini etekli güzel bir kadın. Sun'da harikalar yarattı. Şimdi grubun gazetelerinin başına geçti. Geç saatlere kadar sohbet ettik. James Murdoch ve Rebekah'ın çalışanlarla ilişkilerini görünce, grup aidiyetinin ve binalarda yaratılan ruhun ne kadar önemli olduğunu bir kere daha anladım. Bütün dünyada yazılı basın gerilerken, Newscorp'un ciddi mesleki ve finansal başarılar kazanmasının sırrı da bu olsa gerek... "

Sevgili dostlar, Murdoch ve özellikle yazıda adı geçen "Ertuğrul'un arkadaşı Rebekah'ın" son bir hafta içinde "nasıl bir skandalın başaktörleri olduklarını" anlatmama gerek var mı! YOK! İşte Türk BASINI ve bu basını maalesef yıllarca "manipüle edebilecek" koltuklarda oturan Türk arkadaşlarımız! TBMM'de 411 milletvekilinin oy kullanmasına "KAOS'a kalkan eller" diyenler de işte bu arkadaşlardı. İyi ki varsın YENİ TÜRKİYE...

Şimdi sıkı durun daha çok güleceksiniz: Rebekah MAĞDURMUŞ!

SEVGİLİ dostlar, şimdi Özkök'ün İngiltere'deki "dinleme şebekesinin lideri" olduğundan şüphelenilen Rebekah ile ilgili çok kısa bir süre önce yazdığı bir yazıdan alıntı yapacağım, sıkı durun başlıyorum:

"...Meğer Rebecca'nın telefonları da illegal biçimde dinlenmiş. Wall Street Journal ve Times gazetelerinin sahibi, Rupert Murdoch'un geleneksel yaz partisine katılmak için Berlin'den Londra'ya uçuyordum. Haberi, grubun İngiltere'deki amiral gemisi sayılan Times'ta okudum. İngiliz polisi geçtiğimiz günlerde Murdoch'un, İngiltere'deki bütün gazetelerinin başına geçirdiği Rebecca Brooks'u davet ederek kendisine şu bilgiyi vermiş: 'Size ait cep telefonu 20 defa hack'lenmiş...' Yani birileri, İngiltere'nin 1 numaralı gazete yöneticisinin 20'ye yakın konuşmasını illegal biçimde dinlemiş. Geçen perşembe akşamı, Doğan Grubu'ndan Mehmet Ali Yalçındağ'la birlikte, Kensington Gardens'ın, 'Orangery' adlı yerinde verilen yaz partisine katıldım. Karşıdan Rebecca'yı görünce kollarımı açtım ve 'Welcome to the club' dedim... Şaşırdı, 'Ne kulübü' dedi... 'Telefonu dinlenen gazete yöneticileri kulübü' deyince gülmeye başladı... "

Sevgili dostlar, ya Ertuğrul çok saf, ya da Türk okuyucusunu aptal yerine koymayı çok seviyor! Ne kulübü bu; "kendi halkına rağmen yerinde duranlar kulübü mü"! YATACAK YERİNİZ YOK YATACAK!

Yiğit Bulut / Habertürk



Bu haber 884 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,126 µs