Nükleer lobiler işbaşında!

0 0 0000 00:00 tsi
Meclis'te görüşülmeyi bekleyen 146 yasa içinden meclise alelacele sunulan "nükleer enerji yasası" ülkenin stratejik ve çevresel güvenliğini tehdit ediyor. Peki bu yasa neden bu kadar eksik ve acele meclisin onayından geçti. Nükleer lobilerin bu işte pa

Daha önce Meclis'ten geçen ve Köşk'te onay bekleyen nükleer yasanın ülkeyi neden tehdit ettiği üzerinde durmuştuk. Bugün ise böyle bir yasanın neden meclisten alelacele geçtiğini sorguluyoruz. Bu sorgulamamızda bizlere Elektrik Mühendisleri Odası yöneticilerinden Tahir Çiçekçi yol gösteriyor.

Nükleere ihtiyacımız yok, enerji ihraç edecek güçteyiz

"Öncelikle böyle bir yasaya ihtiyacımız olup olmadığını sorgulamalıyız" diyen Çiçekçi, şunları kaydediyor: "Türkiye'nin doğal enerji kaynakları doğru kullanıldığında enerji ihtiyacını fazlasıyla karşılıyor. Abartılı talep tahminleriyle, karanlık korkusuyla ülkede enerji açığı varmış gibi bir tablo çizmek, gerçeklerle bağdaşmıyor. 200 milyar kilowatt saat enerji üretiyoruz. 122 milyar kilowatt saat enerji kullanıyoruz. DSİ'nin veirlerine göre üretilen elektiriğin 80 kilowatt saatini ise tedbirsizlikten denize aktarıyoruz.  Atıl durumda olan, kullanılmayan tesisleri değerlendirdiğimizde, varolan tesislerin periyodik bakımını yaptığımızda, hat kaçaklarını engellediğimizde enerjimiz yeter de artar bize. Hatta ihraç bile ederiz."

Enerjisiz, karanlıkta kalacağımız korkusunu aşılıyorlar

Çiçekçi, bu yasayı kamuoyuna kabul ettirme hazırlıklarının 1970'li yıllardan itibaren "enerjisiz kalacağız" korkusunun aşılanarak yapıldığını ve eş zamanlı olarak santrallerin periyodik bakıma sokulmayarak, bu korkunun enerji üretiminde düşüş ile halka ispatlanmak istendiğini belirtiyor.  Türkiye'de potansiyel bulunan güneş, biyokütle ve jeotermak kaynaklarına itibar edilmediğinden yakınan Çiçekçi, "Jeotermal enerjimizin sadece yüzde 2'sini kullanıyoruz. Sonra da gidip, nükleer enerjiye sığınıyoruz." diyor ve ekliyor:

Hammaddeyi dışarıdan alacağız, enerji bağımlısı olacağız

Nükleer enerji, ülkenin telekominikasyon ağı gibi stratejiktir. - Ki telekom da yabancılara satıldı- Bu yasa ile yabancılara bu nükleer tesis kurma imkanı veriliyor. Bu çok tehlikeli. Üstelik de doğal kaynaklar dururken, hammaddesini dışarıdan alacağımız, kirli enerji kaynağını kullanmak ülkemize maddi bir yük getirecek.

Nükleer atıklar ayrı bir yük

Doğanın dengesini alt üst eden bu santrallerden çıkan "nükleer atıklar" da ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Atık maliyetleri çok yüksek ve doğaya karışması yüzyıllar alıyor.

Bu olumsuzluklara rağmen neden meclisten geçti?

"Enerji hammaddesi ile dışa bağımlı olmak büyük bir sorun" diyen Çiçekçi, İran'ın bu kış, Türkiye'nin doğalgazını kestiğini ve ülkeyi paniğe sürüklediğini hatırlatıyor. Peki bunca dezavantajına ve itirazlara rağmen bu sistemsiz, eksiklerle dolu bu yasa neden meclis onayından geçti?

Bu noktada, enerji lobilerinin hükümete baskı yaptığını belirten Tahir Çiçekçi, yasanın eksiklerle dolu olmasının anlamlı olduğunu yasanın Kanada ve Fransa nükleer lobilerinin hazırladığı metinden çevrildiği duyumunu aldıklarını belirtiyor. Kanadalı KANDU isimli şirketin, "Türkiye'ye enerji koridoru olmak için nükleer tesisler kurmalısınız, nükleer çok ucuz enerji sağlar" şeklinde bir lobi çalışması yaptığı iddalarının üzerinde durulması gerektiğini ifade eden Çiçekçi, Dıişlerinden emekli olmuş bazı fizik profesörlerinin de bu empoze harekatinde önemli bir rol oynadıklarını anlatıyor.

Lobilerle gizli bir anlaşma mı yapıldı

Lobilerin şu anda Türkiye'de nükleer tesis kurmak ve ülkeye hammadde satma konusunda yarış halinde olduklarının altını çizen Çiçekçi, nükleer lobilerle yapılan çok ciddi pazarlıklar var. Bu pazarlıklarda ne vaad edildi de, yasa bu kadar hızla meclisten geçti? sorusunu soruyor. Bu sorunun ardından son dönemde TEAK'a 3 Milyar dolarlık kaynak aktarıldığına dikkat çeken Tahir Çiçekçi, nükleer lobilere borçlanıldı mı? Lobilerle gizli bir anlaşma mı yapıldı? TEAK'a aktarılan para bu anlaşmanın göstergesi mi? sorgulamalarını yapıyor ve bir örenkle konuşmasına nokta koyuyor.

Mesut Yılmaz'ın düşündürdükleri

2000'li yıllarda Başbakan Mesut Yılmaz, nükleer santral ihalesi iptal edlince, ihaleye katılan Westing House'nin ihale masraflarını ödemeye kalkmıştı. "İhale masrafını geri ödemeye kalkmak" görülmüş, duyulmuş şey değil. Komisyondan bir aklıbaşında kalkıp itiraz etti, bu mevzuyu kapattı. Fakat, bu olay, nükleer lobileren o dönemde para alışverişi yapıldığını gösterdi...

Nukleonics Week, Kanada'yı işaret ediyor...

Çok tartışılan petrol yasasının hazırlanmasında da BP'den yardım aldığı söylenen hükümet, bu yasayı hazırlarken Kanadalı nükleer lobilerin isteklerini mi gözetti? Uluslararası bir nükleer sektör dergisi olan Platts, Nucleonics Week’in 7 Şubat 2007 sayısındaki şu ifadeleri bu şüphemiz doğrultusunda sizlerle paylaşmak istiyoruz:

"Ankara’daki batılı diplomatlara göre yasa tasarısı kısmen yabancı firmaların tavsiyelerine göre şekillendi. Bir Kanadalı resmi yetkilininin ifadesiyle, AECL orada iş yapabilmek için, Türkiye’ye yasada nelerin yer alması gerektiğini anlattı: yasa tasarısında bulunan maddeler bir bakıma bunun yansıması….”

TSK dergisi: Lobilerin içinde emekli diplomatlar da var

TSK Dergisi'nin Ocak 2007 sayısında nükleer karşıtı tonda kaleme alınmış bir makalede de bu doğrultuda ifadeler yer alıyor: "LOBİ GRUPLARI VAR: Nükleer santralı savunanlar, nükleer santral kurma firmaları tarafından yönlendirildiği izlenimi veren muteahhit, bürokrat, Dışişleri Bakanlığı emekli personeli ile bilim adamlarının da içerisinde bulunduğu nükleer lobi gruplarıdır."

www.iyibilgi.com

Bu haber 621 defa okundu.