Fisk'in gözüyle eski ve yeni Hama katliamları

6 Temmuz 2011 17:17 tsi
Deneyimli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, yıllar önce baba Esad yönetimi zamanından bugüne Hama'da neler yaşandığını ve kendi tanıklıklarını yazdı.

Fisk, intikam tohumlarının 29 yıl önce baba Esad döneminde yapılan katliamda atıldığını belirtiyor ve Hama'nın, Beşar Esad yönetimi için oluşturduğu 'tehlikeye' dikkat çekiyor.

ROBERT FİSK*

Tarih Suriye'de tamamen tekerrür ediyor. Şubat 1982'de Devlet Başkanı Hafız Esad'a bağlı ordu, İslamcı asileri öldürmek için antik kentlere hışımla girdi. En az 10 bin kadın, erkek ve çocuk öldürdüler, belki de 20 bin. Bazıları silahlı Müslüman Kardeşler'in üyesiydi.

Neredeyse ölülerin tamamı Sünni'ydi, bununla birlikte kimliklerinde ölümcül "Hamwi" -Hama'lı- yazan Baas Partisi'nin bazı üst düzey yöneticileri de idam edildi. Katliamdan sonra Esad, "Vatan hainleri ile birleşen kiralık Müslüman Kardeşler'e ölüm" dedi.

Yıllar sonra emekli Hollandalı diplomat Nikolaos Van Dam, Baas Partisi'nin ve onun Alevi liderliğinin detaylı incelemesini yazdı; "Suriye'de İktidar Mücadelesi." Ve önsezili bir şekilde Hama katliamının "muazzam baskı... gelecekteki mücadele ve intikam tohumlarını ekmiş olabileceğini" belirtti. Ne kadar da doğru söz- ve eğer aktivistlerin Esad ailesi yönetimine son verilmesi talebiyle Hama sokaklarında 250 bin kişinin olduğu iddiası doğruysa, o zaman gelecekteki mücadele tohumu 29 yıl önce gerçekten tarihi kentin topraklarına ekilmiş.

Hama'nın uluslararası otoyolundan araba kullanarak şehre girmeyi ve Hama'nın en güzel camisini bombalayan Suriye tanklarının arasına girmeyi başardığımda ilk kuşatmasını hatırlıyorum, çünkü 2 ordu yetkilisi sürücümden kendilerini birliklerinin kardeşlikle (Müslüman Kardeşler ç.n.) savaştığı Orontes nehrinin kıyısına bırakmamızı istedi. Sürücüm ve ben bu korkunç sahneyi izlerken askerler bize çay verdi.

Savaş 16 yıldır devam ediyordu; kadın intihar bombacılar, hapishaneye götürülürken el bombası patlatarak ordunun canını alıyordu. Tüm bunları görmek için birkaç dakikam oldu. Donuk pembe üniforma içindeki Rıfat Esad'ın savunma kuvvetleri, tankların üstünde oturuyorlardı. Bunlardan bazıları çok kötü yaralanmıştı -kollarında bandaj vardı. Göçmen bir kadın çocuğuyla birlikte arabama bindi, ona yiyecek vermeye çalıştığımda elimden kaptı ve büyük bir parça tıkındı. Açlıktan ölüyordu. Bunlar kuşkusuz eylemcilerin akrabalarıydı. Belki aç çocuk, 3 gün önce Hama sokaklarındaydı.

Dün de durum aynıydı, 500 asker, ateş açtıktan sonra en az 20 kişiyi yaralayarak kente akın etti. Fakat bu seferki, İslami bir ayaklanma değil -1982'de Hama direnişçileri Baas Partisi üyelerinin ailelerini öldürüyordu - ancak şehrin asıl namı, Esadlar yönetimi tarihinde çanları çalıyor gibi. O günlerde Esad, basının Şam'a girmesine izin verdi -ki böylece Halep'e arkadaşları görmeye gittim ve Hama üzerinden geri döndüm- fakat bu sefer rejim neredeyse tüm muhabirlere sınırları tamamen kapattı.

1982'de YouTube yoktu, Twitter yoktu, cep telefonları yoktu. Bir tane dahi ölü fotoğrafı basılmadı. Şimdi Suriye'nin bazı tankları, Rusya'dan yeni ithal edilmiş gibi görünüyor. Sorun şu ki insanların teknolojileri de yeni.

*Robert Fisk'in, İngiliz gazetesi Independent'ta bugün yayımlanan yazısının orijinal başlığı "Suriye baskısının yeni hedefi, önceki katliama benzer gibi görünüyor" şeklinde olup bu tercüme Etha tarafından yapılmıştır.




Bu haber 564 defa okundu.