En Sıcak Konular

Bir Kemal Bey klasiği

30 Haziran 2011 12:37 tsi
Bir Kemal Bey klasiği "Üç gazete, dört ayrı yanıt. Bunu ancak Kemal bey başarabilir..."



1 gün önce Balbay ve Haberal konusunda Kemal Kılıçdaroğlu, "Arkadaşlara talimat verdik. Bir kanun teklifi hazırlıyorlar. Oktay Ekşi Bey, yarın öbür gün kanun teklifini verecek" dedi.

1 gün sonra CHP, kanun teklifi vermeyeceğini açıkladı.

Pardon! Kemal bey CHP genel başkanı değil miydi?

9 Haziran'da, "Evet, çıkamayabilirler. Sonuçta yargının takdirine bağlı" demişti.

28 Haziran'da ise, "Milletvekili arkadaşlarımıza yemin etme yolu açılmadıkça, biz CHP milletvekilleri de yemin etmeyeceğiz" dedi.

Aslında ortada şaşılacak bir şey yok.

Çünkü bir Kemal Kılıçdaroğlu klasiği yaşanıyor.

Aynı durum Stockholm Sendromu benzetmesinde de yaşanmıştı.

15 Haziran tarihli Akşam Gazetesi'nde Ankara Temsilcisi Çiğdem Toker, "CHP lideri Kılıçdaroğlu seçim sonuçlarının değerlendirildiği partisinin MYK toplantısında halkın AKP'yi tercih etmesini 'rehinenin rehin alana duygusal bağımlılığı' olarak tanımlanan 'Stockholm sendromu' ile açıkladı" diye yazmıştı.

22 Haziran tarihli Hürriyet Gazetesi'nde Kemal bey'in," Bu söz, MYK toplantısında diğer konular gibi gündeme geldi, ancak benim kullandığım bir ifade değildi" sözlerini okuduk.

22 Haziran tarihli Akşam Gazetesi'nde Çiğdem Toker'e ise, "Size o gün de söyledim. Biz bu konuyu MYK'da konuştuk" diye yanıt verdi.

Durun daha bitmedi.

24 Haziran tarihinde Zaman Gazetesi'nden Nuriye Akman'a ise, "Stockholm Sendromu da biraz mizah, biraz şaka ile karışık konuşuldu" dedi.

Üç gazete, dört ayrı yanıt.

Bunu ancak Kemal bey başarabilir...

BDP'liler Öcalan'a "Önder" diyor.

CHP'de Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün partisi olmakla övünmüştür.

Siyasi kulislerde son espri de bununla ilgili.

"Ulu Önder'in partisi Önder'in peşine takılmış durumda."

BDP'nin peşine takılmış bir CHP...

Fotoğraf bu.

Kılıçdaroğlu, CHP'yi düşürdüğü bu durumdan çıkarmak için çabaladıkça batıyor.

Bu durumdan hasarsız kurtulabilmesinin tek yolu Başbakan Erdoğan'ın kendisine elini uzatması.

Başbakanlık cephesinde böyle bir şey var mı?

"Hareketsizlik" stratejisi sürüyor.

AK Parti, CHP, BDP, Yargı ve YSK'nın elbirliğiyle oluşturduğu sorunun bir parçası olmak istemiyor.

Kenarda duruyor.

Krizi üretenlerin, çözüm önerilerini de geliştirmesini bekliyorlar.

Çözüm demek, CHP demek...

Nerede?

Onlar da bunun farkında.

CHP'ye ürettiği krizle, ömür boyu mutluluklar diliyorlar.

Dün konuştuğum AK Parti yöneticileri ağızbirliği etmişçesine, "CHP teklifini getirsin, görelim" yanıtını verdiler.

CHP'nin stratejisini en dürüst bir şekilde İsa Gök açıkladı.

CHP'nin yemin törenine katılmamasının asıl amacının, sadece Balbay ve Haberal olmadığını, diğer Ergenekon tutuklularının da serbest kalmasını istediklerini söyledi.

Olay budur...

Balbay ve Haberal kaldıracını kullanarak, Silivri'yi boşaltmak...

Peki Kılıçdaroğlu, Ergenekon konusunda kendisini neden bu kadar bağlıyor?

CHP lideri diyet borcunu ödüyor.

Zihinlerdeki soru şu? Bu kriz derinleşecek mi?

CHP'de kriz çözecek bir liderlik olmadığı ortaya çıktı. BDP bugüne krizler üzerinden ürettiği siyasetle geldi.

Kemal bey düşünsün. BDP'ye tarihi bir şans verdi.

Şerafettin Elçi ile konuştuk.

Çözüm bulunmazsa, özerklik ilanı ve istifa dahil her seçeneğin gündemlerinde olduğunu söyledi.

"Peki" dedim. "Öcalan Meclis'e girin, yemin edin derse tavrınız değişir mi?"

"Eğer oradan alınacak karar halkımızı yatıştıracak bir karar ise, halkımızda o doğrultuda ise biz oturur onu değerlendiririz" yanıtını verdi.

Yeni seçimden çıkmış milletvekiline en son sorulacak soru, "İstifa" konusudur.

O zor soruyu Devlet Bakanı Faruk Çelik'e sordum.

"Seçimi düşünmeyiz. Bizim çabamız, diyalog zemini oluşturup, Meclisi çalıştırmak" dedi.

Faruk Çelik, CHP'nin uzun süre krizde ısrar etmeyeceği görüşünde.

"Çare mercii Meclis" diyor.

Hep CHP'yi konuştuk.

Ama asıl gündem yeni kabine olacak...

Sürprizler var.

Mevcut bakanlardan 7-8 isim dışarıda kalıyor. Aynen seçimlerde olduğu gibi yer değiştiren bakanlar olduğu söyleniyor. Yeni isimlerden üçte bir oranında bir takviye söz konusu.

Müthiş bir Ustalık kabinesi geliyor...

Abdülkadir Selvi / Yeni Şafak



Bu haber 1,072 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,928 µs