En Sıcak Konular

Arınç'tan Köşk daveti yorumu

30 Haziran 2011 08:07 tsi
Arınç'tan Köşk daveti yorumu 

Arınç, bir televizyon programında gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün muhalefet partileri ve bazı bağımsız milletvekillerine yaptığı davete ilişkin, ''Hem bağımsız milletvekillerini temsilen 2 arkadaşımızın katılacak olması hem de Kılıçdaroğlu'nun davete icabet etmesi bence olumlu sonuçlar da doğurabilir. MHP niçin, hangi sebeple bu daveti kabul etmedi, bunun takdirini de kamuoyu yapacaktır'' dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve bazı bağımsız milletvekillerini son gelişmeleri değerlendirmek üzere Çankaya Köşkü'ne davet etmesine ilişkin Arınç, CHP milletvekillerinin TBMM'ye gelip yemin etmemesi, BDP'li bağımsız milletvekillerinin Diyarbakır'ı karargah yapıp Ankara'ya uzak durması ve tutukluyken milletvekili seçilenlerin durumunun bir sıkıntıya yol açtığını, bu sıkıntının varlığının yadsınamayacağını söyledi.

Anamuhalefet partisinin üyelerinin yemin etmemesi, diğerlerinin de bir süre Ankara'ya dahi gelmeyerek ''grup toplantılarını güya Diyarbakır'da yapacaklarını'' ifade etmelerinin bir sıkıntı olduğunu ifade eden Arınç, şunları kaydetti:

''Belki bunun sebepleri, sonuçları ve nasıl giderilebileceği konusunda Sayın Cumhurbaşkanı siyasi parti liderleriyle görüşmeyi arzu etmiş. Bence olumlu bir davranış, sonucu ne olursa olsun. Cumhurbaşkanı'nın onları birinci ağızdan, davet ederek dinleyecek olması çok olumlu bir davranış. Sayın Başbakan da AK Parti Genel Başkanı olarak davet edilseydi diyenler mutlaka olmuştur. Ama Sayın Başbakan'la zaten mutat görüşmeleri olduğu gibi, bugün de yeni bir görevlendirme yaparken 2 saate yakın bir süre birlikte oldular, herhalde bu konular da mutlaka görüşülmüştür. Dolayısıyla hem bağımsız milletvekillerini temsilen 2 arkadaşımızın katılacak olması hem de Kılıçdaroğlu'nun davete icabet etmesi bence olumlu sonuçlar da doğurabilir. MHP niçin, hangi sebeple bu daveti kabul etmedi, bunun takdirini de kamuoyu yapacaktır.

Sayın Bahçeli her tavır ve davranışıyla Cumhurbaşkanlığı makamına saygısını ortaya koymuş bir insandır. Dün Meclis'te de bunu gözlemledik. Gerçek sebep nedir, kendileri daha iyi bilirler. Ama zamansız bulmuş olabilirler, daveti uygun görmemiş olabilirler. Ben diğerlerinin katılacak olmasını olumlu buluyorum. Keşke Sayın Bahçeli veya partiyi temsilen görevlendireceği bir arkadaş da katılabilseydi.''

Cumhurbaşkanı Gül'ün, bu konuda daha somut bir girişimi olup olamayacağına ilişkin bir soruya karşılık Arınç, ''Sayın Cumhurbaşkanı'nın doğrudan yapabileceği herhangi bir girişimi herhalde söz konusu değil. Bence onları dinleyerek, mevcut durum nedir, bu durum niçin sıkıntı haline gelmiştir, nasıl çözülebilir, bu konuda yürütmeye, yasamaya düşen görevler var mıdır, herhalde bunları soracaktır. Çünkü yargıyla ilgili ithamlar, suçlamalar var. Tutuklu olan milletvekillerinin tahliye edilmemesi sebebiyle Sayın Kılıçdaroğlu, içinden geldiği gibi, maşallah yargıyı suçlayıcı ifadelerde bulunuyor. Yargı bağımsız ve üstelik 3 erkten birisi. Yani yargıya talimat vermek Sayın Cumhurbaşkanı'nın görevleri içerisinde yok'' diye konuştu.

Arınç, Gül'ün bu görüşmelerden alabileceği sonuçları Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile paylaşabileceğini, belki TBMM Başkanı'nı da davet etmek suretiyle bir girişim başlatılmasını isteyebileceğini belirtti. Bülent Arınç, ''Bence dinlemesi, anlaması, kendi düşüncelerini ifade etmesi ve oluşacak sonuca göre bir şeyler yapılması gerekiyorsa ilgililere bu konuda ricada bulunması veya talimat vermesi söz konusu olabilir. Bence olabilir, çünkü Cumhurbaşkanımızın görevleri arasında kurumların sağlıklı işlemesinden tutunuz, Türkiye'de toplumun huzurunun bozulmamasına yönelik her türlü girişimde bulunma yetkisi de var. Oluşacak sonuca göre bir şeyler yapılacaksa ricada bulunması ve talimat vermesi olabilir'' dedi.

-''ALLAH DERİM''-

''Krizi çözmek için hükümetin bir cesaret verici adım atmasından söz edildiğinin'' belirtilerek, ''Ne dersiniz?'' sorusuna karşılık Arınç, şunları kaydetti:

''Allah derim de o adımın ne olduğu veya iktidar kanadının ne yapması gerektiği veya Başbakan ne söylerse tatmin olabilecekleri konusunda da ipucu vermiyorlar. Bu topun taca atılmasıdır ve Sayın Kılıçdaroğlu zaman zaman bunu çokça yapıyor. Somut olarak bir şey söylenmeli ve yapılmalı. Nitekim bu o kadar dayanaksız, o kadar gerekçesiz bir söz ki, mesela yarın Oktay Ekşi nasıl olsa yemin etmiştir, geçici Meclis Başkanı sıfatıyla şöyle bir kanun teklifi verecek dediler. Bunu söyleyen kendileri. Biz biliyorduk ki bu konuda bir kanun teklifi her halde mümkün değil. Çünkü kişiye özel kanun çıkarılmaz. Genel bir kural koyacaksak bu genel kuraldan herkesin de hoşlanmadığı sonuçlar ortaya çıkabilir. Acaba CHP nasıl kanun teklifi getirecek ve biz buna nasıl evet diyeceğiz? Çünkü sorunların çözümü konusunda gerçekten istekliyiz. Meclis'in sağlıklı çalışabilmesi, yüzde 90'ları aşmış bir temsil gücünün yasamaya güç vermesi yönünden somut bir teklifle geldikleri zaman, ki ben de daha önce Meclis'i ziyaretim sırasında söylemiştim, biz yasama organıyız, meseleleri sokakta tartışarak değil, Meclis'in içinde kürsüyü kullanarak denetim hakkını kullanarak kanun teklifi vererek, kürsüden somut önerilerimizi, eleştirilerimizi açıklayarak bu çalışmaları yapacağız. Gelin burada bu çalışmalara bir an önce başlayalım.

'Madem 2002'yi örnek gösteriyorsunuz, 2002'ye benzer, uygun, makul, haklı bir talep gelirse biz o zaman olduğu gibi bu zaman da evet diyebiliriz' demiştim. Bir kısım ajanslar, gazeteler bunu 'açık çek' olarak algıladılar. Benim söylediklerim sadece şuydu; Bu işin konuşulma ve gerçekleştirilme yeri Meclis'tir. Başka hiçbir yerde bu çalışmayı yapamazsınız. Ne konuşacaksanız, neyi istiyorsanız, neyi istemiyorsanız Meclis'te ortaya koyalım ve bunun olabilirliği konusunda bir konsensüs oluştuğu zaman biz mutlaka evet noktasında size destek oluruz demiştim. Ama onlar Diyarbakır'dan Ankara'ya gelmeyi henüz tercih etmiyorlar.''

CHP'nin de tutuklu 2 milletvekiliyle ilgili istekleri olduğunu dile getiren Arınç, CHP'nin nasıl bir teklifle geleceğini beklerken, anamuhalefet partisinin ertesi gün çark ettiğini söyledi.

Bu konuda, Ceza Mahkemesi Kanunu'nun 100, 101 ve 102. maddelerinde esasen kullanılabilecek hükümler bulunduğuna dikkati çeken Arınç, bunlar daraltılır ya da biraz genişletilirse bundan hukuk dışı sonuçlar da çıkabileceğini, toplumdaki memnuniyetsizliğin de artabileceğini belirtti.

Daha sonra ''AK Parti teklifini versin'' denilmeye başlandığını ifade eden Arınç, ''Bunlar gülünç şeyler doğrusu. Ama bunların konuşulmamasını arzu etmiyorum'' dedi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP'li milletvekillerinin yemin etmemelerine ilişkin, ''Uzun süre gidemez, ama bu sözümle onları tahrik etmek istemiyorum. Çünkü kendimi onların yerine koyuyorum, empati yapıyorum, bence yarın bir bahane bulup, 'Biz pazartesi günü Meclis'e geleceğiz' demeleri çok doğru olur, çok uygun olur'' dedi.

Arınç, konuşmasında önceki gün hayatını kaybeden eski BDP Muş Milletvekili Nuri Yaman'a Allah'tan rahmet diledi. Arınç, Yaman'ın örnek bir parlamenter olduğunu anımsattı.

Arınç, tutuklu milletvekillerinin durumunun hatırlatılarak, ''Bu iş nasıl çözülecek?'' yönündeki bir soru üzerine, ''Yasalar belli, mevzuat belli bunu herkes bilir, bildiği kabul edilir. Buna rağmen tribünlere oynamaktan vazgeçmeli insanlar. Sayın Kılıçdaroğlu, seçim meydanlarında sayın Erdoğan için 'dişlerini sökeceğim' dedi. Bu güzel bir benzetme değil, bugün İsa Gök de diyor ki 'Diz çöktüreceğiz bunlara'... Şimdi bu ikisini yan yana getirdiğimizde bu mantıkla CHP'nin ne bir şey yapması mümkün, ne bir şey söylemesi mümkün, ne bir şey teklif etmesi mümkün. Kime diz çöktürüyorsun, bütün bu olan bitenlerde AK Parti'nin sorumluluğu nedir? Ne yaptı ki bu sonuç ortaya çıktı? Aday gösteren sizsiniz, talepte bulunan talepleri reddedilen sizsiniz, mahkemeye kızabilirsiniz hakimleri savcıları eleştirebilirsiniz...'' diye konuştu.

Bu konuda AK Parti'nin, Hükümetin veya Başbakan'ın bir sorumluluğun olmadığının altını çizen Arınç, şunları söyledi:

''Siz şunu söylemek istiyorsunuz, 'Onlar istiyor, yargı da tutukluyor'. Böyle bir şey yok. Öyle bir şeyi düşünmek de doğru değil. Dolayısıyla biz Hükümetsek bize düşen nedir? 'Siz iktidar grubusunuz, çoğunluk sizde gelin bunları değiştirin'. Neyi değiştirelim? Niçin değiştirelim, bunu söyleyecek olan onlar. Hukukçuları konuşsun, laf ebeleri değil. Öyle diz çöktürmek bilmem ne yapmak, bize böyle gelirseniz biz bunları duymayız, görmeyiz bile. 'Kem söz sahibine aittir' deriz. Sen bana hukuktan bahset. Siz hukuk içerisinde, parlamento içerisinde, yargıya karşı mı,anayasa değişikliğimi, Ceza Kanunu mu? Bütün bunlar konusunda, 'şunlar olursa iyi olur'' deyin... Adalet komisyonunu çalıştıralım, oradan çıkacak sonuca hep beraber katkı sağlayalım.''

-HATİP DİCLE KONUSU-

Milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle ile ilgili bir soru üzerine Arınç, şöyle konuştu:

''YSK'nın kararı kesin. Anayasa Mahkemesi'ne gitmek mümkün değil. Çünkü Anayasa Mahkemesi85. maddedeki yani milletvekilliği düşürülen, ama Anayasa Komisyonu'nda, karma komisyondan gelerek, dokunulmazlığı kaldırılan milletvekillerinin, yani Meclis'in yaptığı bir eyleme karşı Anayasa Mahkemesi'ne itiraz yolu başvuruyor. Eğer bireysel başvuru diyorsanız, o 2012'de, bilmem hangi ayında yürürlüğe girecek. Şimdi başvurdular ben sonucunun olumsuz olacağını düşünüyorum. Bugün, bir ay, iki ay sonrasına ait bir şey görünmüyor. Yeni yapılacak düzenleme bundan sonrası içindir. Hatip Dicle ondan sonra yapılacak bir seçimde düzenleme lehine olursa, seçimlere girebilir, seçildiği takdirde milletvekili olur. En geç 4 yıl sonra, yeni bir milletvekilliği seçiminde bu imkanı kullanabilir veya bir seçim çevresinin tamamen boşalmış olması halinde bu tekrar aday olması yolu açılacaksa tabii ki, yeni duruma uyması mümkün olduktan sonra aday olup, seçilebilirse parlamentoya gelebilir. Ama tabii böyle bir seçim bölgesini bulmak lazım. Milletvekillerinin istifa etmesi lazım... Bugünü değil, ama geleceğimizi bu olaylara bakarak şekillendirebiliriz. Bunlar somut önerilerle olur, sıkılı yumruklarla olmaz. Orda kalıp, buraya katılmamakla, yerinde oturup yemin etmemekle olacak şeyler değil.''

-MECLİS BAŞKANLIĞI SEÇİMİ-

''Meclis Başkanlığı seçimi konusunda Cemil Çiçek, Haluk İpek'le birlikte bire bir görüşmeler yaptı. Bunun bir anlamı var mı? Cemil Çiçek aday mı değil mi?'' şeklindeki soru üzerine ise, ''Ben tabi bu konuyu sayın Başbakan'la görüşmedim ancak şöyle yorumlayabiliyorum kendim, tabii Cemil Çiçek de Meclis Başkanlığı için adı geçenlerden bir tanesi ve böyle bir sıfata da uygun düşecek bir arkadaşımız. Ama bugünkü ziyaretleri bence şu anlamdadır, sanıyorum sayın Kılıçdaroğlu, bundan 3-5 gün önce, 'Önümüzde bir Meclis Başkanlığı seçimi var, AK Parti uzlaşma istediğini göstermek istiyorsa, bizimle gelir konuşur' demişti. MHP'den böyle bir talep olmamıştı, sanıyorum bugünkü ziyaretler Meclis Başkanlığı seçimi öncesinde muhalefet partilerinin düşüncesini almak ve Meclisin bundan sonraki çalışmalarının takvimini beraberce görüşmek arzusuyla olmuştur... Ne görüştüler, bu ne anlama geliyor, doğrusu o kadarını bilmiyorum'' ifadelerini kullandı.

''Balkon konuşması ile bugün yaşanan görüşmeler sanki bir biri ile örtüşüyor gibi ne dersiniz?'' yönündeki bir soru üzerine ise Arınç, şöyle devam etti:

''(Meclis Başkanının seçimi konusunda bizim de düşüncemizi alın), şu anlama geliyorsa yanlıştır, 'biz size isim verelim veya siz bize isim verin de beğenelim' buna ihtiyacımız yok...AK Partibugün içinden çıkaracağı en uygun arkadaşımızı, en azından üçüncü turda seçmek imkanına sahiptir. 276'yı bulur. Bu arkadaşımızın tespitinden önce, nezaketen en azından düşüncelerini almak amacıyla talep olduğuna göre onları ziyaret etmek parlamento geleneğine uygundur. Bir aday belirlediğimiz zaman bu muhalefetin arzu ettiği bir aday olabilir, olmaya da bilir, biz onu Meclis Başkanı olarak seçebiliriz, ama onları dinlemek, düşüncelerini dinlemek medeni bir davranış, siyasi açıdan da olumlu'' dedi.

''CHP hala bu Meclis Başkanlığı sürecinde yemin etmemekte ısrar ederse, Meclis Başkanı'nın durumu, meşruiyeti, tartışma konusu olur mu?'' şeklindeki bir soru üzerine de Arınç, ''Meşruiyet konusunda hiç bir eksikliği olmaz, 276'yı bulur hukuka, kanuna, teamüllere uygun Meclis Başkanı seçilir'' yanıtını verdi.

-CHP'Lİ MİLLETVEKİLLERİNİN YEMİN ETMEMESİ-

''CHP bu tutumunu sizce ne kadar sürdürür?'' şeklindeki bir soru üzerine de Arınç, ''Uzun süre gidemez, ama bu sözümle onları tahrik etmek istemiyorum. Çünkü kendimi onların yerine koyuyorum, empati yapıyorum, bence yarın bir bahane bulup, 'Biz pazartesi günü Meclis'e geleceğiz' demeleri çok doğru olur, çok uygun olur. (Aksi taktirde) Halk nazarında itibarları giderek sıfırlanır, öyle erken seçimle falan kimseyi korkutamazlar. Erken yapılacak bir seçim CHP'yi yüzde 20'nin altına düşürür. Millet oynanan oyunun farkında değil mi? 'Biz sizi seçtik gönderdik, yüzde 26 da oy verdik. Her biriniz milletvekili oldunuz, yasama çalışması yapacaksınız. Siz orada olup da nasıl kürsüye çıkmazsınız, and içmezsiniz, çalışma yapmazsınız' demezler mi? Bu CHP'nin bütününe ait bir karar olamaz. CHP gelenekleri olan bir parti, demokrasiye, rejime, Cumhuriyete en çok katkıyı sağlamış olduğunu iddia eden bir parti. Geçmişte bunun örnekleri var, ama şimdi parlamento için seçilip de parlamentoyu dışlayacak bir yapıya bürünmesi, eski CHP'lileri de fevkalade rahatsız ediyor. Kendi içlerinde tekrar toplanacaklardır, sanıyorum ki bir kurultay hazırlığı sayın Kılıçdaroğlu'nu rahatsız ediyor, o kurultayın toplanması veya imzaların belli bir sayıya ulaşamaması onu rahatlatır, parlamentoya gelirler biz kendilerinin and içmesini alkışlarız.''

aa



Bu haber 794 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,906 µs