'Her bir Türk'ün elini öperiz eğer...'

24 Haziran 2011 10:58 tsi
İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon, kendisini ziyaret eden Türk gazetecilerle sohbet etti. Alçak koltuk krizinin mimarı Ayalon, bunun hatırlatılması üzerine, sandalyesini alçaltarak daha aşağıda oturdu.

ÖZÜR DİLEDİM: Alçak koltuk, Büyükelçi Çelikkol'a yaptığım şakaydı. İnanın önceden planlanmış bir şey değildi. Televizyonların önünde yaşananınca krize dönüştü. Sadece görüntü almayı kararlaştırmıştık. Aramızda şakalaşıyorduk. Yayınlandığında Büyükelçi'ye mektup yazıp özür iledim. Onu küçük düşürme niyetinde olmadığını anlattım. Geride kaldı.
ALTIN FIRSAT: Değişen dünyada bizi ilgilendiren İki trend var, ekonomik ve siyasi. Ekonomik alanda küreselleşme Türkiye ve İsrail'e yarıyor.
FİLİSTİN SORUNU: Türkiye ve İsrail ilişkilerinin bozulmasının nedeni Filistin sorunu ve Hamas gibi dış etkenler. Neden ilişkilerimizi 3. bir tarafa endeksleyelim?
SEÇİM BİTTİ: Türkiye'deki seçimlerin ardından Başbakanımız, Sayın Erdoğan'a çok güzel bir tebrik mektubu gönderdi. Kendisiyle birlikte çalışmak için sabırsızlandığını iletti. Şimdi, cesur kararlar almak için siyasi liderlik zamanı.

'TÜRKİYE ER ŞALİT İÇİN DEVREYE GİRSİN'
İsrail Başbakan Yardımcısı Dan Meridor da gazetecileri kabulünde şöyle konuştu: 'Türkiye kaçırılan askerimiz Gilad Şalit için bir şey yapacaksa hemen yapsın. Hamas'a, Gilad'ın kimseyle görüştürülmemesinin insanlık suçu olduğunu söylesin. Bunu Türkiye yaparsa memnun oluruz. Biz Türkiye'ye, Hamas'la bunun için görüş diyemeyiz ama görüşürse ilk bunu söylemeli.'

Mahmut Gürer / Akşam

“HAMAS’A ANLAŞMAYI KABUL ETTİRİN, HER BİR TÜRK’ÜN ELİNİ ÖPERİZ...

“Türkiye Filistinli grupları bir araya getirmek isterse bu bizim için sorun değil. Saygı duyuyoruz. Türkiye bölgesel bir güç ve tarihsel olarak bölgede rolü var. Dolayısıyla etkisi de olabilir. Mesela Ankara’dan Ebu Mazen (Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas) ile Hamas görüşmesiyle ilgili bir açıklama yapılırsa ve ‘biz birlik olacağız’ denirse, ki Filistinlilerin birlik olması bizim de çıkarımızadır, böylece kiminle görüşeceğimizi biliriz. Ve Hamas eğer ‘Oslo anlaşmasını kabul ediyoruz; terörü kınıyoruz, İsrail’i tanıyoruz ve İsrail bizim barış ortağımız ‘derse, her bir Türk’ün elini öperiz”.

Ancak ya sonuç farklı olursa? Ankara’daki görüşmelerden, İsrail’in beklediğinin tam aksi kararlar çıkarsa? Mesela, İsrail’le şimdilerde iyi ilişkiler içinde olan Mahmut Abbas yönetimi Hamas’ı ikna edeceğine, Hamas Abbas yönetimini ikna ederse? Ayalon’un ona da yanıtı var.

“Eğer iyi bir sonuç alınmazsa, eğer çıkacak olan sonuç İsrail’i daha fazla kınayan bir karar olursa, bunun yıkıcı etkisi olur. Aksi halde de olumlu bir etkisi olacaktır. Benim söylediğim Türkiye’nin kendi dış politikasını oluşturma hakkı vardır. Buna saygı duyuyoruz. Biz onlara farklı unsurlarla temas etme deme hakkına sahip değiliz. Ancak bu herkesin kaybedeceği bir oyun olmamalı. İlişkileri geliştirmek için İsrail feda edilmemeli. Böyle bir durum ne Türkiye’nin ne de bölgenin yararına olur.”

Ve bitirirken;
İsrail’in “şahin” kanadında yer alan Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon, aslında vermek istediği tüm mesajı şu sözlerle özetliyor:

“Geleceğe bakmalıyız, sonda 4-5 yılda yaşananları çok fazla tartışamayız. Geçmişi değiştiremeyiz ama sadece geleceğe etki edebiliriz. Gelecekten söz edersek önümüzde altın bir fırsat olduğuna inanıyorum. Yakınlaşma için altın bir fırsatın başladığını kanaatindeyim ilişkilerimizi doğru yola sokmak ve yakınlaşmak için...”

Zeynep Gürcanlı / Hürriyet

Bu haber 1,445 defa okundu.