‘Yetmez ama evet’ onlara yetmeyebilir

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın konuşması sadece Ankara’da değil, hemen tüm ülke başkentlerinde ‘ilgililer’ tarafından yakından izlendi. Bunlardan biri de ABD Başkanı’ydı ve takiben yaptığı ilk iş Türkiye Başbakanı’nı aramak oldu.

Benzer zamanlamayla Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de gazetecilerin aynı konudaki sorularına şu yanıtı veriyordu; ““Esad’ın konuşmasını izledim. 12 Eylül halk oylamasında ‘Yetmez ama evet’ deniyordu. Esad’ın ‘Her şey değişti, çok partili sisteme geçiyoruz, Suriye halkının iradesi neyse her şey o şekilde düzenlenecektir ve bu geçişi ben yapacağım’ diye net ve kesin söylemesi lazım. Söylemek istediklerini satır aralarında söylüyor. Açık söylemeli. Evrensel bir geçiş yapacağını, seçimlere gideceğini ve bunlara kendisinin önderlik yapacağını söylemeli. Bunları yapar ve söylerse tüm olayların önüne geçebileceğini tahmin ediyorum. Hem toparlar, hem ülkesine en büyük hizmeti yapmış olur.”

Yani? Yanisi biraz tartışmalı. Esad’ın bu konuşmasına ‘yetmez’ deniyorsa zaten o konuda bir uzlaşı eksikliği yok dünyada. Fakat aynı zamanda bile olsa ‘evet’ deniyorsa, mutabakat bulmak zorlaşabilir.

Esasen dış dünyadan lider örneklerine de gerek yok. Bizzat Başbakan Erdoğan’ın Esad’dan beklentilerine yönelik kullandığı dilin değiştiğini, sertleştiğini görmemek mümkün değil. Batı basını Erdoğan’ın bu sözleri üzerinden bir cok övgü makalesi yayınlamış durumda.

Ama yine de eksik kalmasın. Gül ile aynı zamanlamada konuşan İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague’un söylediklerini verelim, çünkü Türkiye’yi de işe katıyor…

“Türkiye’nin uluslararası camianın iradesinin Esad’a iletilmesinde etkili bir rol oynayacağını umuyorum. Umarım Türk meslektaşlarımız, meşruiyetini kaybetmek üzere olduğu, ya reform yapması veya gitmesi gerektiği yönünde çok net bir mesaj vererek Esad üstünde her tür baskıyı uygular.”

Bilmeyiz yeter mi yetmez mi?

www.iyibilgi.com