Küskün CHP'liler MHP'ye mi çalıştı?

14 Haziran 2011 16:22 tsi
CHP’nin eski ekibinin bir bölümünün son iki hafta aktif olarak sahaya çıktığı ve “MHP baraj altı kalmasın ailede oyları bölüştürün” diyerek alenen Kılıçdaroğlu aleyhine çalıştığı anlaşıldı.

CHP’de analiz zamanı

Seçim sonuçlarının ilk serin şoku atlatıldıktan sonra CHP Genel Merkezi’nde ve Kılıçdaroğlu ve kurmayları arasında önemli değerlendirmeler yapıldığı bilgileri geliyor. Kurultay söylentilerinin şimdilik çok da alıcı bulmadığını iletelim.

Peki stratejide neler ters gitti? Bir kaç madde halinde Genel Merkez’in de tartıştığını tahmin ettiğimiz konulara değinme zamanı geldi.

* “Haritayı değiştirme planı”, yani CHP’nin hiç oy alamadığı illerden vekil çıkarma stratejisinde adaylar ve örgütün yalnız bırakıldığı anlaşılıyor. Yani Doğu’daki adaylar “Yaparsanız kendi imkanlarınızla yapın” denerek tamamen ihmal edildiler.

* Gürsel Tekin ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok önemsediği “Güneydoğu’da oy alamasak da büyük şehirlerdeki Kürt oylarına talip olma” planı BDP destekli güçlü bağımsız adayların gölgesinde kaldı.

* Aynı şekilde, ezber bozacak türde yapılan ve gerçekten cesur çıkışlar olan “Mali özerklik, vatandaşlık tanımı” gibi konular, CHP’nin klasik seçmeninde huzursuzluk yarattı.

* “Bağrına taş basar ama gidip MHP’ye oy vermez” denen CHP seçmeninin, sırf yukarıdaki nedenlerden dolayı pek de kolay gidip MHP’ye oy verebildiği, bu konuda sağ seçmenden farkı olmadığı ortaya çıktı.

* CHP’nin eski ekibinin bir bölümünün son iki hafta aktif olarak sahaya çıktığı ve “MHP baraj altı kalmasın. ailede oyları bölüştürün” diyerek alenen Kılıçdaroğlu aleyhine çalıştığı (Buna ben bizzat şahidim) anlaşıldı.

* Genel Merkez “üniversite gibi çalıştı” ama üniversiteler savaş kazanamaz. Ardarda üretilen raporlar basitleştirilemedi; değil örgüte, Parti Meclisi üyelerine hatta milletvekillerine bile doğru dürüst anlatılmadan basına sunuldu. Rapor enflasyonu, bunların haber olma şansını da düşürdü.

* Yüklü reklam ve propaganda bütçesi, örgütlere fon aktarılmasını engelledi. Pekçok il ve ilçede araçlara mazot parası bile adayların cebinden tedarik edilirken, reklam bütçesi ‘bombardıman’ tabir edilen bir genişlikte kullanıldı.

* Yıllarca, çalışma refleksinden uzak olan Kadın ve Gençlik Kolları büyük fedakarlıklarla yollara düştü ama “Sıfır bütçe, ne haliniz varsa görün” kuralı burada da şevkle çalışan insanların belini büktü.

* Liste kızgını pekçok örgüt, sadece kenara çekilmekle kalmadı. Bazı illerde gerçekten para alıp rakip partiye de çalıştı.

Kıssadan hisse, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na şimdi herkes faturayı örgütlere kessin diye baskı yapıyor. Peki ama önce sormak gerek, “Örgütlere ne yatırım yapıldı ki?”

Çünkü bunun iyi örnekleri var:

Örneğin, parti içi eğitimi iyi yapıldığı için sandıklarda sorun yaşatmadı örgütler.

Ama Genel Merkez'in “müthiş önem atfettiği” bazı gönüllü grupları sokak ve CHP gerçeğinden uzak çalıştı. Çünkü bu gruplar örgütlere “Alternatif” hatta “Düşman” ekipler gibi kuruldu ve sokağa salındı. Aralarında teması bırakın, kıskançlık, dedikodu husumet had safhadaydı. Bunu kırabilen örgütler başarılı oldu. Mesela Elazığ’da..

Sonuçta, Kemal Kılıçdaroğlu insanüstü bir enerjiyle çalıştı ve partiyi rekor sayıda milletvekili ile TBMM’ye taşıyor. CHP’deki değişimdaha yeni başlıyor ve muhtemelen de hiçbir engele takılmadan devam edecektir.

Ama parti örgütlerini kıyma makinesine sokmadan önce Genel Merkezi’nde kendi kendine yapması gereken özeleştiriler var. Çünkü bu fatura sadece örgütlere ödetilemez.

Dipnot: Üç büyük şehrin stratejisi ayrı bir yazının konusu olacak.

Ahu Özyurt / Gazeteport
ahu.ozyurt@gazeteport.com

Bu haber 1,093 defa okundu.