TFF Başkanı Özgener aday olmayacak...

14 Haziran 2011 15:01 tsi
TFF Başkanı Mahmut Özgener, 29 Haziran'daki seçimde aday olmayak...

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mahmut Özgener, bir basın toplantısı düzenliyor.

İşte Özgener'in açıklamasından satır başları:

Bu konuşma benim için çok fazla anlam taşıyor. Basına önümüzdeki hafta yemekli toplantı düzenleyip, sorularını yanıtlayacağım.

Tüm konuşmalarımda hep futbol ailesi kavramında bahsettim. Bu kavramın altında tüm futbol camiası unsurları var. Pırıltılı yaşam sürdürdüğünü sandığınız futbolcular acılarla buralara geliyorlar.

Futbol ailesini oluşturan değerlerin başında futbol aşkı geliyor. 2010-2011 sezonuyla birlikte TFF'de 3,5 yıllık görev süremizi geride bıraktık. Bu 35 yılda sevinçli anlarımızı paylaştık. Maalesef çoğu zxaman tansiyornu yüksek ortamlarda bir araya geldik. Futbol ailesi oalrak çok sevdiğimiz futbol için kurallara uymak zorundayız. Futbol güzel bir oyun ve oyunun güzelliğinin büyük bir bölümümnü bu kurallar sağlıyor.

Biz futbol yazılı ve yazılı olmayan kurallarını uygulamaya çalıştık. Bu kurallarında bize her zaman yadım edeceğini biliyorduk. Yazılmayan kuralların içinde dürüstlük, tarafsızlık, insaniyet gibi değerlerin olduğunun farkındaydık. Futbolun yazılı olmayan kurallarına sıkı sıkıya bağlı olmamız lazım.

Bazı yönetcilerin kişisel hırslarını öne çıkartarak görev yaptıklarını gördük. Bazı kulüp yöneticileri arkadalarındaki tatarftatr desteğiyle ne yaptıklarını bilemiyorlar. Her sezon sergiledikleri tiyatrıolarla futbola gerçekten emek verenlerin takdir edilmelerini engelleiyorlar. Türk futbolunun tartışmasız en büyük sorunu olan şiddeti sürekli körükklüyorlar.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mahmut Özgener, ailevi nedenlerden dolayı 29 Haziran'da yapılacak TFF Olağan Genel Kurulu'nda başkanlığa aday olmayacağını açıkladı.
   

Özgener, bırakma nedenini şöyle açıkladı:
    "Bu kararı almamın arkasında iki temel neden yer alıyor. Bunlardan biri, yaşadığım yer ile görev makamım arasındaki zorunlu uzaklık ve bunun aile yaşantıma yapmış olduğu olumsuz etkilerdir.
   

Diğeri ise; geçen süre zarfında yaşadıklarımla tespit ettiğim, sistemin içerisine yerleşmiş, kişisel hırs ve egoları ile Türk futbolunu perde arkasından yönetme hevesine sahip, hegemonya kurma hayali taşıyan zaaf sahibi kişiliklerdir.
   

Sorunlarla mücadele, her zaman makamlarda oturarak yapılamaz. Bazen bir hamle, kalıcı algılar yaratmaya, önemli başlangıçları tetiklemeye sebebiyet verebilir. Sonuçta, bu makamdan kendi isteği ile ayrılan bir başkan olarak, önemli bir ilki hayata geçirdiğimi düşünüyorum."


TFF olarak biz de bilimsel araştırmalar yapıyoruz. Bu araştırmanın sonucunu ileride sizlerle paylaşacağız. Şiddet futbolumuzu etkileyen en kötü olgudur. Futbol diyince aklımıza gelen ilk kelime şiddet. Her fırsatta mikrofon başına, kamera karşısına geçen bazı yöneticler aslında müsabakalara gelen seyirci sayısını azaltıyor. Bu son derece önemli ekonomik değer şiddete kurban ediliyor.

Şiddet konusunda son derece önemli bir yasa çıkartılırken, medyamız bu yasa için destek verirken bası hyöneticilerin şiddet konusunda sınıfta kaldı.

Kulüpçülük ve yöneticilik anlayışını mutlaka değiştirmemiz gerekli. Bugüne kadar yaşadıklarıma bakarak analiz yaptığımda ülke futbolunun en denetimsiz bölümünün bu olduğunu söyleyebilirim. Futbola ait tüm paydaşlar kendisini geliştirmek için çaba hatrcıyor. Ancak yöneticilerimizin kendilerini geliştirme adına çaba sarf ettiklerine şahit olamıyoruz. Bu yüzden sistem doğru işlemiyor. Birçoğu konuştukça hem futbolun genelline hem de kulüplerine zarar verdiklerini göremiyor.

Futbol dünyasında herkes tarafsız bir yönetim bekliyor ama sezon boyunca bir bölüm sürekli olarak taraflılık itham ediyor TFF kurullarını. Herkesi karşı taraf olarak görme anlayışı en çok hakemleri etkliyor. Onların tarafsız duruşlarına tahamül edilimiyor ve onlar da bu taraflılık girdabına çekilmeye çalışıyorlar. Hakemlerin üzerinde baskı kurup sonra da niye hata yaptı diyorlar. Konuştukça zarar veriyorlar. Futbolu bitmek bilmeyen bir gerilime sokuyorlar.

Ülke futbolunun en önemli sorunu kulüplerimizin çağdaş yönetim anlayışı konusunda geri kalmasıdır. Bugün herkesin bir araya gelip futbol yönetimi konusunda belirli reformları gerçekleştirmelidir.

Futbolda yaratılan yapay kaoslarda sıyrılmaya çalıştık. Futbol dünyasının oluşturduğu uluslararası kriterlere uygun bir yönetim anlayışı oluşturmaya çalıştık. Futbolun altyapasında yaşanan büyük hareketlenmenin orta vadede çok önemli sonuçlar doğuracağını düşünüyorum. Yapmış olduğum bu tespitler sonrasında kararımı açıklamak üzere konuşmamın son bölümüne gelirken Türk futbolu ailesine özel olarak teşekkür ediyorum.

Bırakacağıma dair söylentiler çıktıktan sonra bana destek verip devam etmemi isteyen bu güzel ailenin üyelerine teşekkür ediyorum.

Hem hükümette hem de muhalefette bulunan siyasetçilerle birçok kez bir araya geldik. Başta başbakanımız ve spordan sorumlu devlet bakanımızın desteklerini her zaman yanımızda hissettik. Onlara da teşekkür ediyorum.

Dorğuları ve gerçekleri medya dışında kamuoyuna aktarma şansınız yok. Ben de kamuoyounu doğru bilgilendirdim. Bırakma kararımdan sonra beni kararımdan döndürme yolunda yorumlar yapanlara teşekkür ediyorum. Medya ile sıcak ilişkiler kurdum ve medyaya doğru bilgiler aktardım.

En büyük desteği mesai arkadaşlarımdan aldım. Onlara da buradan teşekkür ediyorum. Teşekkürlerin en büyüğünü de sevgili aileme ediyorum. Tribünlerde hep bir ağızdan rahmetli anneme küfredilirken arkamda durdular.

Beni ölümle tehdit eden sapık fanatiklere rağmen arkamda duran sevgili eşime teşekkür ediyorum.

TFF Başkanı olarak 3,5 yıldır sürdürdüğüm bu onurluı görevi sonlandırmaya karar verdim. Bu kararı almamda 2 neden var. Birisi yaşadığım yer ile görev yerim arasındaki uzaklığın aile yaşantıma etkisidir.

Diğeri ise kişisel hırs ve egoları için hegemonya kurmaya çalışanlara karşı bir tepkidir. Sonuçta bu makamdan kendi isteği ile ayrılan bir başkan olarak önemli bir ilki hayata geçirdim. umarım bu konulmam yeni bir harekete önü olur.
CİHAN

Bu haber 645 defa okundu.