Türkiye yeni bir yol ağzında

10 Haziran 2011 18:45 tsi
12 Haziran önemli kavşak. İki seçenek var. Ya reformlarını taçlandıran yeni anayasayla yeni ufuklara açılacak ya da iktidar kavgalarının yaşandığı o vesayetçi günlere geri dönecek...

Mustafa Ünal / Zaman
   
Anayasa seçimi!

Her seçime hükümet perspektifinden bakılır. Sandık hükümet şeklini tayin eder; bazen tek parti bazen koalisyon... Başbakan koltuğuna birinci partinin lideri oturur.

Onun için yarışı en önde göğüslemek esastır.

Seçimlere iki gün kaldı. Sıralama belli; AK Parti, CHP ve MHP... Yine tek parti iktidarı kesin gibi. Sadece anketler değil, sokağın nabzı da böyle. CHP iktidara hazır parti görünümünde değil. Kemal Kılıçdaroğlu'nun vaatleri ertesi günü hükümeti kuracak liderin konuşmasına benzemiyor. AK Parti'nin seçim başarısını kabullenmiş hali var. 12 Haziran akşamının tablosu az çok belli. Aksi sonuç, büyük sürpriz olur. Merak edilen, oy oranlarının ne olacağı... Görünen, her partinin kendisiyle yarıştığı... Bir başka ifadeyle her partinin rakibi kendisi... AK Parti, CHP ve MHP kendisiyle yarışıyor. 12 Haziran bu yönüyle eski klasik seçimlere pek benzemiyor.

AK Parti'nin hedefi yüzde 50'yi yakalamak. İki kişiden birinin oyunu almak kolay değil. Ancak arkasından esen rüzgâr AK Parti'nin yelkenlerini şişirmiş durumda. Herkesin tahmini yüzde 50'ye yakın bir orana ulaşacağı yönünde. Bu başarı çok partili hayatta pek az partiye nasip oldu. Sadece oy oranı değil, milletvekili sayısı da önemli. Anayasa değişikliği için alt eşik; 330... AK Parti referandumsuz değişiklik için 367 rakamını amaçlasa da 330'un altına düşmemek istiyor. Yoksa anayasa değişikliğinin belirleyici partisi olmaktan uzaklaşır. Anayasa konusu ortada kalır. Her parti yeni anayasa vaat etmiş olsa da seçim sürecinde yaşananlar, uzlaşmanın pek kolay sağlanamayacağının da göstergesi.

CHP'nin hedefiyse Kemal Kılıçdaroğlu'nu koltukta tutacak oy oranı... Bu da yüzde 30. Altına düşecek bir rakam partide sıkıntı demek. Daha bugünden CHP'de bütün hesaplarını 13 Haziran'a göre yapan gruplar var. Muhtemel bir başarısızlıkta CHP savaş alanına döner. İlk hedef Kemal Kılıçdaroğlu... CHP'liler için seçim sonuçları öncelikle parti içi iktidar mücadelesi açısından önemli. MHP için de kader seçimi. Devlet Bahçeli sıkıntılı bir süreç yaşadı. Kurmaylarını kaybetti. O görüntüler yüzünden yakın ekibini oluşturan isimler hem adaylıktan hem de partideki görevlerinden istifa etmek zorunda kaldı. Anketlerde hemen üzerinde yer alsa da MHP'nin seçim barajını aşıp aşamayacağı ciddi soru. MHP'nin yarışı yüzde 10'luk Türkiye barajına karşı. Potansiyeli var ancak son yaşananların ne şekilde hasar bıraktığı tam tespit edilebilmiş değil. 12 Haziran seçimlerinde partiler, isimler kadar değerler ve kavramlar da öne çıktı. Değerlerin partilerin önüne geçtiği bile söylenebilir. Seçim döneminde birçok ili dolaştım. Güçlü isimlerin çalışmalarını yakından gözlemledim.

Dün İzmir'deydim. Mehmet Tekelioğlu, Ertuğrul Günay, İlhan İşbilen ve Binali Yıldırım'la görüştüm. İdeolojinin yerini projelerin alması AK Parti'yi İzmir'de avantajlı duruma getirmiş. Kamplaşmanın keskin çizgileri kaybolmuş. İki parti arasındaki fark kapanmış. İzmir seçmeni artık tercihini 'rakı, roka, balık' üzerinden belirlemiyor.

CHP oy olarak biraz önde çıksa bile eşit miktarda milletvekili çıkarması sürpriz olmaz.

Dolaştığım yerlere ilişkin asıl söylemek istediğim, sürekli 'yeni anayasa' talebini duymam... Sokaktaki sıradan vatandaşın, karşısında gördüğü siyasetçiye ilk söylediği; 'Yeni anayasa istiyoruz'. Esnaf arasında dolaşırken de aynı talep seslendiriliyor. Birçok şehirde anayasa ve demokrasi vurgusu içeren broşürlerin hazırlandığını gördüm.

12 Haziran'a 'anayasa seçimi' dense yeri.

Türkiye yeni bir yol ağzında... 12 Haziran önemli kavşak. İki seçenek var. Ya reformlarını taçlandıran yeni anayasayla yeni ufuklara açılacak ya da iktidar kavgalarının yaşandığı o vesayetçi günlere geri dönecek. Ülkenin 9 yılda önemli mesafeler kat ettiği gerçek. Ama henüz tekerlek tümseği aşmış değil. Türkiye'nin yönü ve reformların kökleşmesi için seçim sonrasının siyasî iklimi çok önemli.

Bazı meslektaşlarımız oylarını açıkladı. Benim oyum: Anayasa ve demokrasiye... Parti ve kişiyle ilgili değilim. Beni ilgilendiren Türkiye'nin yönü... Onun da adresi belli.

 

Bu haber 943 defa okundu.