iyibilgi özel" /> iyibilgi özel"/>

En Sıcak Konular

Bunda şaşılacak ne var?

31 Mayıs 2011 17:30 tsi
Bunda şaşılacak ne var? "Normal demokrasilerde generaller de, bürokratlar da, siyasetçiler de her zaman yargılanır. Eşit yurttaşlardır." Ama asıl şaşılması gerekilen konu, iptal edilen tatbikatlar! iyibilgi özel

Önce Genelkurmay tarafından Denizkurdu ve Efes 2011 tatbikatları süpriz bir şekilde iptal edildi, ardından Balyoz soruşturması kapsamında Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı tutuklandı ve cezaevine kondu. Emekli Hakim Albay Ümit Kardaş'tan, iyibilgi okuyucuları için süreci değerlendirmesini rica ettik.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en kapsamlı iki tatbikatının iptal etmesine neden olduğu ileri sürülen "Balyoz Soruşturması" kapsamında Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı'nın tutuklanmasını, hem eski bir asker hem de bir hukukçu gözüyle nasıl değerlendiriyorsunuz?

Balyoz soruşturmasındaki suçlama belli. Üç madde var TCK'da 309, 311 ve 312. maddeler. Yani TC Anayasası'nın tamamını ilga etmek, Parlamento'yu da ıskat etmek suçlarını işlemek. Tabii somut olan şey hükümeti devirmeye yönelik bir eylem planı olması.

Medyada kopan fırtınaya bakarsak, sanki muvazzaf bir orgeneral tutuklanamaz gibi bir hava esti. Gerçekten böyle bir şey olabilir mi?

Olur mu! Tutuklanamaz diye bir şey yok. Tabii delilleri çok bilmemiz mümkün değil. Gölcükte ve başka yerlerde bulunan bir sürü belgeler var. Bütün bunların bağlantısını savcılık mutlaka kurdu. Türkiye'de tutuklama meselesi nedense üst düzey bürokrat, asker olduğu zaman çok daha yoğun bir şekilde gündeme geliyor. Bu tabii biraz buna alışık olmadığımız için böyle oluyor. Yoksa normal demokrasilerde generaller de, bürokratlar da, siyasetçiler de her zaman yargılanır. Eşit yurttaşlardır.

Hatta, sıradan vatandaşın işlediği suç topluma verdiği zarar açısından çok büyük olmayabilir, ama bürokrasinin üst kademesinde yükseldikçe, yetkiler arttıkça, işlenen suçların etkileri, zararları daha fazla olur. Yetkileri yüzünden...Yetkilerini hukuk dışı kullandığı an müthiş etkiler yarartır, zararlar verebilir. Onun için sanki biz de onlar hiç suç işlemez gibi bir algı var, aslında orada suç işleme eğilimi daha fazladır. Çünkü güç, otorite ve iktidar vardır orada. Kolay kolay da denetlenemez. Ve düşünün ki bir kurum hiçbir şekilde denetlenemiyor; hesap vermiyor; şeffaflığı yok. Kurumlara da bakmak gerekiyor. Normlar hiyerarşisine baktığınızda, orada mesela bir yönergeyle kanuna aykırı bir uygulamanın yapıldığını görebilirsiniz ama bunun hesabı sorulamaz. Bu açıdan şunu algılamalıyız ki, yetki arttıkça, iktidar arttıkça, güç arttıkça suç işleme ihtimali daha da artar, işlenen suçların vereceği toplumsal zarar daha fazla olur.

O zaman daha hassas olunması gerekilmiyor mu?

Evet, daha hassas olmak gerekir. Toplumun ve kamunun dikkatle takip etmesi gerekir. Türkiye bu kapalılıktan çıkıyor. Yavaş yavaş kurumlar veya kurum içindekiler hesap verebilir hale gelecek. Yalnız burada yapısal değişiklikler yapılmadığı için tam bir denetim, şeffaflık ve hesap verebilirlik yok.

Yapısal değişiklikler yapılmadığı için değişikliklerin kalıcı olması engelleniyor diyebilir miyiz? Örneğin tutuklama meselelerinde, sadece iktidar ile alakası varmış gibi algılanıyor...

Evet, tabii. Kalıcı olmaz. Daha çok yapılacak şeyler var. Bu iktidar da şöyle düşünüyor: "Tamam, bunlar bana yönelik bir şey yapmışlar, yargılanacaklar, bitecek." Ama bu yanlış bir değerlendirme. Yapısal hiçbir değişiklik yok. Mesela ne yok? TSK, Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmadı. Genelkurmay özerk durumunu (1324-1325 sayılı kanunlardan doğan) kullanıyor. Milli Savunma Bakanı'nın hiçbir yetkisi yok. Özerk bir yapı bu. Mesela tatbikat iptal edebiliyor.

Şimdi o konuya gelelim hocam. Balanlı'nın sorguya çağrılmasından önce tatbikatların iptal edilmesi, sizce nasıl bir tepki?

(Gülerek) Bakın özerk ama...Normal bir demokraside, dış güvenlikten sorumlu silahlı kuvvetler, normal görevi icabı yapması gereken bir tatbikatı, "Ben şuna kızdım. Soruşturma yapıyorsunuz" diye iptal edebilir mi? Böyle bir şeyi tasavvur edebilir mi? O kararı alanları derhal emekli ederler, görevi ihmalden ya da kötüye kullanmaktan haklarında soruşturma açılır. Bu en büyük disiplinsizlik. Bu meydan okuma. Ama bu ne hükümetten, ne muhalefetten, ne kamuoyundan tepki almadı. "Acaba asker niçin yaptı, onlar da haklı mı?" minvalinde tartışılıyor! Türkiye'de demokratik bilinç yok! Burada tepki şu olmalı: Nasıl olur da silahlı kuvvetler kendi görevini bu şekilde yapmayabilir, iptal ettim diyebilir? Bu hiç bir demokraside kabul edilemez. Bu vesayet rejiminin devam ettiğini gösteriyor. Esas tablo burada duruyor. Bunu tartışan kimse yok. Türkiye'de bu yapısal değişikliğin yapılması şart, ki kalıcı olsun.

Peki önümüzdeki genel seçimler ve ondan sonra oluşacak parlamento üzerinden yeni bir anayasa projesi bu kalıcılığın, Türkiye'nin uzun vadede ihtiyaç duyduğu değişikliklerin gerçekleştirilebilmesi için bir fırsat olabilir mi?

Tabii, olabilir. Zaten onu umut etmek istiyoruz. Yeni anayasa yapılırken tüm bunlar düzeltilsin. Burada zihniyet sorunu da önemli. Hem askeri hem sivil eğitiminizi de ideolojik kalıplardan daha demokratik, özgürlükçü bir sisteme doğru itmek lazım. Taraf gazetesinde vardı geçenlerde, yuvada çocukların ellerinde silah, prova yapıyor! Bu militarizm çok vahim bir durum.

Seçime bu kadar az kalmışken, bütün bu bahsettiğimiz olaylar, değişikliğin ivedilikle yapılması gerektiği yönünde hükümet açısından gayet açık mesajlar içermiyor mu? Bu mesajın alınmasında medyanın rolü nedir?

Evet ama medya hakikati örtüyor. Şöyle bir şey de var: Bunu statükonun yanındaki medya yaparken, hükümete yakın medya da başka türlü bir örtü yapıyor. O da hükümetin zaaflarını örtmeye yönelik...Oysa değişim için şimdi tam zamanı.

Çok teşekkürler, Ümit Bey.

www.iyibilgi.com özel



Bu haber 5,173 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,081 µs