En Sıcak Konular

Kıraç'ın maskesi yine düştü

31 Mayıs 2011 12:01 tsi
Kıraç'ın maskesi yine düştü "Bir yandan bugünkü iktidardan beklentisi var İnan Kıraç'ın... bir yandan da Tayyip Erdoğan'ın başbakanlıktan gideceği üzerine iddialı bahislere girebiliyor."

Zaman gazetesi yazarı Taha Kıvanç'ın bugünkü köşe yazısından ilgili kısım:

Bazen merakım beni tuhaf keşiflere sürükler. Bu defa da öyle oldu. "İnan Kıraç'ın yan yana en fazla görüntü verdiği siyasetçi kim olabilir?" sorusuna cevap aramak üzere arşive dalınca yaşadım tuhaflığı...

Arşivlerde en fazla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'la fotoğrafı var İnan Bey'in...

TRT'nin eskileri nasıl becermişler, bilmiyorum, İstanbul'un en değerli yerleri TRT'nin elinde bugün... Tepebaşı'ndaki TRT binası sözgelimi, 'Kaşıkçı elması' değerinde... Bina TRT'nin üstüne kayıtlı, fakat arsanın yüzde 95'i İstanbul Belediyesi'nin... İnan Kıraç yere talip olduğu için Kadir Topbaş'la pek çok yan yana fotoğrafı bulunuyor.

Kadir Bey açısından bunda şaşılacak bir yön yok. İnan Kıraç binayı alıp kaçmayacak, kültür merkezi haline dönüştürecek; Belediye Başkanı projeyi desteklemeyip de ne yapsın? Ayrıca Başbakan Tayyip Erdoğan da projenin destekçilerinden; "Verin İnan Bey'e, ister kültür merkezi yapsın, ister müze" talimatını veren Tayyip Bey...

Hani benim bu işe karşı olduğum sanılmasın. TRT'nin Tepebaşı binasına en yakışır işlev kültür merkezi olmaktır. Bu işi İnan Kıraç'ın kurduğu vakıf yapacaksa, bırakalım vakıf binayı alsın ve yapsın...

Şaşırdığım nokta farklı benim: Bir yandan bugünkü iktidardan beklentisi var İnan Kıraç'ın, Başbakan'dan Belediye Başkanı'na herkesi ayaklandırmış, küçücük Pera Müzesi'ni kocaman bir merkeze dönüştürme çabasında; bir yandan da Tayyip Erdoğan'ın başbakanlıktan gideceği üzerine iddialı bahislere girebiliyor...

Nasıl şaşırmam?

En iyisi Cüneyt Arcayürek'in Cumhuriyet'te yazdıklarını aktarmak:

"Geçen pazartesi (23 Mayıs) bir toplantıdaydım. Dağılırken (adını vermeyeceğim) ünlü bir işadamı oturduğu yerden seslendi. Gazetenin genel yayın müdürü İbrahim Yıldız yanımdaydı o sırada; önünde durdum. İşadamı, altını çizen ses tonuyla: / 'Sizinle bahse girerim, CHP bu seçimde birinci parti olacak!' dedi.

"İlginç. Anketler aksini söylüyor, ama işadamı bu kadar kesin bir ifadeyle sonucu, adını vermediği ama saptamalarına inandığı bir kesimden aldığı bilgilere dayanarak söylüyordu. / Pek çok alanda ses getiren ünlü, milyar dolarlarla bozuk para gibi oynayan bir işadamına, benim gibi gazeteden aldığının dışında geliri olmayan biri olarak sordum: 'Kaybedersem size ben ne alabilirim ki... Nihayet bir yemek. Peki ama siz bahsi kaybederseniz ne alacaksınız?' / Yineledim: 'Ya siz! CHP birinci parti olmazsa... Siz bana ne alacaksınız?'

"Gayet net, kesin, yadsınamaz ses tonuyla derhal, duraklamaksızın yanıt verdi: 'Ne isterseniz' dedi."

İki gün sonra 'adını vermediği' işadamının İnan Kıraç olduğunu açıkladı Cumhuriyet yazarı...

Yine Cumhuriyet'te, bu kez Leyla Tavşanoğlu, 'Türkiye'yi iyi tanıdığını' belirttiği bir üst düzey Beyaz Saray görevlisinin şu değerlendirmesini okurlarıyla paylaştı: "AKP'nin oy oranı doyuma ulaştı. Alabilecekleri tavan oran 2009 yerel seçimlerindeki yüzde 38'dir. Buna karşılık CHP yükselişte görünüyor. 25-30 bandında olduklarını tahmin ediyorum. MHP'nin de baraj sorunu olduğunu düşünmüyorum."

Washington'da "CHP yükselişte" diye etekleri zil çalan Amerikalı ile "Her bahse varım" iddiasını seslendiren İnan Bey'in tespitleri arasında bir fark sırıtıyor: Amerikalı CHP için "25-30 bandında" demiş; İnan Bey ise "Birinci parti çıkacak" iddiasında... Benzerlik ise şu: Amerikalı da İnan Bey de sandığa yansımasını bekledikleri sonuçla bayram edecekleri izlenimini veriyorlar...

Amerikalı'yı anladım da, hükümetten ve belediyeden beklentileri hayli yüksek olan, istediklerini alma yönünde desteklenen İnan Kıraç'ın Ak Parti'nin iktidarı kaybetmesini neden bu denli gönülden istediği...

2002 ve 2007 genel seçimlerinde, 'İstanbul Dükalığı' da denilen çevre, sandıktan AKP birinci bile çıksa hükümeti CHP ile MHP'nin kuracağına müthiş inandırılmıştı. Hürriyet ve Milliyet gazetelerinin o günlerdeki yayın politikaları bu beklentiyle çizilmişti.

Onları da İnan Kıraç'ın "Bahse girerim" iddiasıyla söylediği "AKP ikinci parti olacak" türü bir değerlendirme yönlendirmiş olmasın?

Emine Uşaklıgil dedesinin kurduğu Cumhuriyet gazetesinin elinden nasıl kaçırıldığını anlattığı 'Benim Cumhuriyet'im' kitabında, gazeteyi esas yönetenlerin yer aldığı Cumhuriyet Vakfı'nın yönetim kurulunda Koç Vakfı'ndan Hakan Görür'le birlikte İnan Kıraç'ın da üye olduğunu yazıyor (s. 429). Kıraç, Cumhuriyet Vakfı Danışma Kurulu Başkanı imiş... Ayrıca gazeteyi parayla destekleyenlerin oluşturduğu Yenigün AŞ'nin de ortaklarındanmış (s. 430).

Galiba Arcayürek'le bahis de Cumhuriyet Vakfı toplantısı sırasında yaşandı.

Taha Kıvanç / Zaman



Bu haber 1,413 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,522 µs