AKP’nin çıkardığı o ders!

0 0 0000 00:00 tsi
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanan kriz AKP’ye bazı gerçekleri gösterdi. Bunlardan birisi Washington’un “gerektiği” zaman desteğini AKP’den desteğini çekebileceği… Peki, AKP yeni ittifaklara yelken açabilir mi? iyibi

Türkiye’de siyasiler kararlarını sadece iç dengelere göre değil, dış dengeleri hesaba katarak da verirler. Bunun sebebi Türkiye’nin dış dünya ile ilişkilerinin güçlü olmasıdır. Türk siyasetinde son zamanlarda artan bir şekilde AB etkisi olduğu gözlenir. Ancak ABD’nin bu süreçte etkisinin azalmadığında herkes hemfikirdir.

Bu yüzden iktidar partisi AKP’nin de dış dünyadaki dengeleri gözettiği ve politikasını belirlerken bu gerçeği de hesaba kattığı bir gerçek. AKP’nin dış dünyada iletişim kurduğu kesimlere gelince, bunlar Washington, Brüksel, uluslar arası finans çevreleri olarak sıralanabilir. Elbette Arap sermayesi de uluslar arası finans çevreleri bağlamında değerlendiriliyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında yaşanan gerilim AKP’ye şunu açıkça gösterdi: Şu ana kadar AKP’nin ilişkilerinin güçlü olduğu kesimler bu gerilimde net bir şekilde AKP’yi desteklemedi. Bunun en somut sonucu Türkiye’nin Cumhurbaşkanını seçemeden erken seçime gitmesi oldu.

Peki, AKP’nin ilişkilerinin güçlü olduğu yurtdışı kesimler kimlerdi? AKP’nin AB ilişkileri güçlüydü. Ancak 2004 sonrası AB sürecinde yaşanan gerilim ve Türkiye’nin Brüksel’in dışlayıcı tavrına verdiği “ilişkileri yavaşlatma” tepkisi AKP ile AB ilişkilerinde bir soğumaya yol açtı. Her ne kadar AB Türkiye’deki demokrasi dışı gelişmelere sert tepki verse de ilişkiler zayıfladığı için bu AKP’nin beklediği etkiyi yaratmadı.

Diğer yandan ABD’nin AKP’ye sıcak baktığı uzun bir süredir söylenegelir… Ancak 1 Mart tezkeresinde yaşanan sıkıntı ve AKP iktidarının uyguladığı kimi Ortadoğu politikaları Washington’un “muhafazakar” kesiminde tepkiyle karşılandı. Washington’un küresel sermaye ağırlıklı kesimiyle AKP’nin ilişkileri hala güçlü. Ancak Washington’daki iç çatışmalar Türkiye’deki gelişmelerle ilgili fikir beyan etme ihtimalini neredeyse ortadan kaldırdı.

AKP’nin ilişkisinin güçlü olduğu diğer üçüncü grup uluslar arası finans çevreleri. Ancak bu krizde AKP onlardan da beklediği desteği alamadı. Arap sermayesi her ne kadar AKP’yi desteklediyse de şu anda Türkiye’de politika belirleyecek denli bir etkiye sahip değil. Ancak uluslar arası finans çevrelerinin diğer kısmı da AKP’yi yeterince desteklemedi. Bunun sebebi Türkiye’de çıkacak bir krizin kendilerini derin bir şekilde etkileyeceği endişesiydi. Bu yüzden “olanı izleme ve çıkacak sonuca göre hareket etme” prensibini belirlediler.

AKP’nin buradan çıkaracağı derse gelince… AKP öncelikle şunu fark etmiş durumda: Türkiye’de reformların yavaşlaması ve AB sürecinde yaşanan gerileme AKP’nin iç dengelerdeki gücünü zayıflattı. Bu yüzden AKP, eğer tekrar iktidara gelirse, reformlara 2004 yılında kaldığı yerden daha güçlü bir şekilde devam edecektir. Washington ile ilişkilerini Demokratların iktidarını hesaba katarak yeniden belirleyecek olan AKP yönetiminin, Ortadoğu’daki “demokratikleşme” çalışmalarına daha güçlü destek vermesi gelecek beş yılda beklenenlerden. Daha önemlisi Washington’un varlığının kendisine “yetmediğinin” farkında olan iktidar partisinin, yeni ufuklara yelken açma ihtimali… Erdoğan’ın Rus devlet Başkanı Putin ile ilişkisinin güçlü olduğu bilinenlerden. Bölgede ortaya çıkan ABD-Rusya “soğuk savaş” gelişmelerinin AKP’ye “denge politikası” fırsatı sunduğu bir gerçek. AKP’nin bu fırsatı kullanıp kullanmayacağı ise uluslar arası finans çevreleriyle kuracağı ilişkiye bağlı olacak.

www.iyibilgi.com

Bu haber 184 defa okundu.